Batman'dan esintiler
Güneşin erken doğduğu şehirlerden Batman.
Nice güneşler doğurmaya yol vermiş ve
bu hususta da kararlı. Yazarlarla
okurların buluşmasını sağlayan nitelikli projeler yapıyor bu şehir. 4.Kitap
fuarı vesilesi ile 4. kez yolum düştü bu
şehre.
Çok sayıda yazar 27 Ekim-7 Kasım
arasında farklı günlerde şehre misafir oldu. Kitaplarımız milli eğitim
müdürlüğü aracılığıyla önceden alınmış. En az iki okulda yüzlerce öğrenci
topluluğu ile buluşmak ve alınan kitapları söyleşi sonrası öğrencilere imzalı hediye
etmek çok anlamlı bir iyilik hareketi...
Batman Valiliği ve Batman Milli Eğitim
Müdürlüğü iş birliği ile yürütülen bu projeler şehre kültürel hareketlilik sağlıyor.
Bu güzel çalışma içinde yer almaktan onur duydum, gördüğüm tablolar mutluluğumu
katladıkça katladı. Hem eğitim adına hem kültür sanat adına…Pandemi sonrasında
da gönüller mesrur oldu.
Bu bağlamda, Vali Hulusi Şahin’e,
Millî Eğitim Müdürü Mahmut Kurtaran’a şükranlarımı sunuyorum.
Üstat Necip Fazıl,
tohum saçmaktan bahseder şiirinde.
Zihinlere kelimeler saçarak attığımız tohumlar bu süreç içinde anlamını
buluyordu gayretin terennümü ile… Genç dimağlara vazifemizi yapmış olmanın
ehemmiyeti ile alınan her yol ki; kutsaldı ve takdire şayandı.
Ninem korkut kitabımızda buna binaen
şöyle demiştik biz de sen tohum at yavrucuğum. İster hasat etsinler ister
haset… Durmak yoktu davası derdi olan insanlara.
Kitap okuma kültürünün
yaygınlaştırılması, örnek şahsiyetlerle çocuklarımızın, gençlerimizin
buluşturulması, okudukları kitabın yazarını bizzat tanıyıp muhabbet etmeleri,
sorular sorabilmeleri hedefi ile çıkılan yol, kalbini ve zihnini şuurlu bir
şekilde kullanan, erdemli, değerlerini benimsemiş çalışkan bireyler oluşmasında
anlamlı bir katkı idi.
Asımın nesli, eğitime okumaya
gösterilen ihtimam ile ütopya olmaktan çıkacaktı. Bu güzide şehir kitapla dost
nesiller yetişmesinde üstün gayret sarf ediyor.
Bulunduğum iki gün zarfında, yaptığım
buluşmalar o kadar güzeldi ki, inşallah bu çalışmalar yurdun dört bir yanına yayılır
duasında bulundum…
Batman diğer illerden daha zengin
değildi elbet. Bu bir özveri idi, bu eğitime verilen değerdi.
Sabah ilk olarak Saadet Uçar Anadolu
Lisesi’nin kıymetli yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencileri ile buluştuk. Van
depreminde hayatını kaybeden bir öğretmenin adı imiş okulun adı. Çok
duygulandım.
Sanatla alınan yolların, okuma
eylemiyle bütünleşmesi, insanlık değerleri, dünyayı yaşanılır olarak bırakma
çabamız ve iyi bir nesil davamızı; samimi, kucaklamalı, yürekçe tanışmalı bir
ortamda gerçekleştirdik.
İşini sevgiyle, heyecanla, azimle
yapan bir ar-ge ekibi vardı Batman’da. Veysi Bulut, Ferit Sertkaya özveri
abideleri idi bu ekipten tanıdığım, tanıştığım.
İkinci durak Zübeyde Hanım Mesleki
Teknik Anadolu Lisesi idi. Yavruların gönülce tebessümleri, ‘’bize verdiğiniz
değer için teşekkür ederiz sözleri ‘’ derinden etkiledi gönlümü.
İsimlerini öğrenmeye çalışmamdan
mutluluk duyuyordu gençler. İsimle hitap önemli idi. Hepsini aklımda tutmam
imkânsızdı belki ama Batmanlı gençlerin yüreğime bıraktıkları gülücükleri gül
misali derdim göğsümde, hoş bir anı olarak desteledim. Sosyal medyadan
takiplerle de uzakları yakın ettiler eve dönüşümde.
Ruhumuzun, ona sunduğumuz şiir, müzik, resim, mimari sanatlar, tefekkür ile ve nice sanat ve manevi
okumalarla güçleneceğini, okuduğumuz nice kitapla ise asli boyuta ulaşabileceğimizi
anlattık, gönül bağlarının birikimi ile gönül dağlarımız olacağını söyledik,
söyleştik.
Kitabın büyülü dünyasındaki bereketi
hissedenler bir daha onu elinden bırakmayacaktı.
Üçüncü durağımız Batman Bilim Sanat Merkezi
idi.
Sanata dair verilen çaba ruhları da
yontuyordu şüphesiz…Yetenekli çocuklar burada ayrıca eğitim alıyordu.
Kalbimin her söylediğim kelime de daha
çok ısındığını hissettim, her bakışta her tebessümde insani olan yanlarımız
büyüdükçe büyüdü. Huzuru bulduğumuz, gökyüzü kadar rahatladığımız, yeşil ve tüm
maviler kadar kucakladık birbirimizi. Kitapları imzalarken bu yakınlığı daha
çok hissettik. Bilsem müdürü Kamuran Aldemir, Birsen Tufan öğretmenim bu
buluşmada önderlik etti. Dinamik üreten gençlerle sohbetin de ayrı bir tadı
vardı şüphesiz. Yavrularımızın yolu açık olsun.
Çok hoşuma giden Malabadi köprüsünü de
‘’yolu düşen mutlaka görsün’’ derim
Malabadi Köprüsü, Diyarbakır-Batman
karayolu üzerinde yeni yapılan karayolunun sağ tarafındadır. 1147 yılında
Artukoğluları döneminde inşa edilmiştir. Ortadaki büyük sivri kemerin ayakları
kayalıklara oturtulmuştur. Kemerin her iki ucunda 4.50 x 5.30 m. boyutlarında
köprünün güvenliğini sağlayacak nöbetçilerin oturması ve kervan yolcularının
dinlenmesi için yapılmış birer oda mevcuttur.
Sonra hoş bir ezgiyle söz ve müziği
Selçuk Alagöz’e ait olan Malabadi Köprüsü şarkısını söylemeye başlayan çocuklar
görürsünüz. Tüm çocukların şarkıları yükselsin istersiniz onları dinledikçe…
Malabadi köprüsü
Malabadi köprüsü
Orda başladı bitti
Şu garibin öyküsü
Karşıki aşiretten,
Bir kıza gönül verdi
Aşkı uğruna her gün
Bu köprüye giderdi
Siirt'in dağlarında,
Uçan kuşu vururdu
Fatma’yı okşadıkça
Kalbi sükûn bulurdu
Of garibim of
Karar hakkı şeyhteydi,
Fatma’nın babasında,
Katı ve insafsızdı,
Bu aşkın karşısında,
Kararlıydı zalim şeyh
Onları öldürmeye
Yine bir seher vakti
Pusu kurdu köprüye
Tabancalar patladı
Sevgililer susmuştu
Malabadi köprüsü
Aşka mezar olmuştu
Of garibim of
Of garibim of
…
Malabadi Köprüsü’nün böyle de bir
hikâyesi varmış işte.
Hasankeyf, Dicle görülecek yerler.
Teşekkürler Batman Valiliği, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve kıymetli ARGE ekibi,Değerli yazar Behçet Gülenay. Bir asım nesli için sıvanan kollar Batman’dan, batmayan güneşlere vesile kılınan özveri idi. Bendeki bu denli hissediş ise samimiyetiniz idi, şükranla.