Batman'da bir garip Ecir Dede
Mekânlar, içinde yaşayan insanlarla anlam kazanır.
Geçmişte yaşadığı şehre mührünü vuran nice insanlar yaşamıştır. Bunların kimi
bir âlim, kimi bir kumandan, kimi bir hükümdar, kimi bir devlet adamı, kimi bir
şair, kimi bir gönül insanıdır.
Dün bu insanlar yaşarken hiç kimse onların
isimlerinin yaşadıkları şehirle özdeşleşeceğini belki aklına bile getirmedi. Lakin
öyle isimler oldu ki ünü şehri de geçti, ülkeye hatta tüm insanlığa mal oldu.
Bu gün de yaşadıkları şehir için çalışan çabalayan
ve ona anlam katan insanlar bir hayli var. Bunların bir kısmı siyaset
arenasında hizmet ederek şehirleri için çaba sarf ederlerken kimileri de
yazarak, çizerek bir şeyler yapmak derdinde.
İşte bu günkü yazımızın konuğu olan Ecir
Demirkıran ağabeyimiz de kalemiyle doğduğu ve yaşadığı şehir için emek veren
bir değerimiz. Çocuklar için yazdığı kitapları nedeniyle onun ileride “Batmanlı
Ecir Dede” olarak hatırlanacağını düşünüyorum.
Ecir Demirkıran, 1957 yılında Siirt’in Kurtalan
İlçesi Beykent Köyünde dünyaya gelmiş. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu. Ayrıca Arap Edebiyatı ve İslami İlimler
alanında özel dersler almış.T.P.A.O Batman Bölge Müdürlüğü’nden emekli.
Ecir Bey ile ilk tanışıklığımız 2017 yılında,
merhum Vahap Akbaş adına Batman’da düzenlenen bir yarışma vesilesiyle oldu. Ödül
almak için bu şehre gittiğimde bizlere mihmandarlık eden Ecir Bey ve Şahin
Mutlu (ki o da Şahin Öğretmen olarak nam salmış bir eğitimcimiz) bu yarışmanın
hem tertip komitesindeydiler ve hem de jüri üyesiydiler.
O gün ülkenin dört bir tarafından onlarca şair,
yazar, ozan, akademisyen Batman’daydı. Hâliyle Ecir Bey de bunları daha iyi
misafir etmek adına sağa sola koşturup duruyordu. Akşam Batman Kültür
Merkezinde bir TSM Konseri vardı ve Ecir Bey de bu koronun üyesiydi. İşin içine
musiki girince benim için işin rengi değişmişti. Zira musiki benim en zayıf
noktamdır. Bu hayhuy arasında koşturduğu için pek konuşma fırsatı bulamadığım
Ecir Bey’e Batman’dan dönerken:
“Bak abi sen herkese yetişmeye çalışıyorsun ama bu
mümkün değil. Senin burada aradığın adam benim, bunu unutma.” demiştim.
Ecir Bey bu sözden çok mahcup olmuştu ama
kendisine latife yaptığımı söyledim. Ancak Ecir Ağabey gerçekten mahcup
olmuştu. Özür kabilinden bana Serzeniş ve Vurgun Yüreğim isimli şiir kitaplarını
imzalayıp takdim ettiler.
Tabi biz Batman’dan ayrılınca bu söz üstadın
yüreğine bayağı işlemiş olmalı ki beni aradı ve “benimle çok fazla
ilgilenemediği için mahcubiyetlerini” tekrar bildirdiler. Ben de o sözleri
latife babından söylediğimi, elbette bu kalabalık arasında benimle
ilgilenmesinin mümkünolmadığını yineledim.
Aradan birkaç gün geçince ben de ona bir sürpriz
yaptım ve bir şiirini besteleyip notalarını gönderdim.Notaları alan Ecir Bey
hemen beni aradı ve bana:
“Yahu üstadım gerçekten de benim aradığım adam
senmişsin, şimdi ne demek istediğini daha iyi anladım.” dedi.
Derken dostluğumuz ilerledi ve Ecir Bey’in çocuk
kitaplarına gönüllü editörlük yapmaya kadar vardı. Ecir Bey’in çocuklara
yönelik hikâye ve masallarını yeniden gözden geçirdik ve baskıya hazırladık. Bu
kitaplar; Sinan’ın Maceraları, Kitap Okuyan Kedi, Şemhuriş Peri, Gökyüzü
Masalları ve Zümrüt Hikâyeleri isimlerini taşıyor.Bu kitaplar gerçekten de çok
güzel ve eğitici kitaplar. Bir dede duyarlılığı ile yazılan bu eserleronları hayata
hazırlayan masal ve hikâyelerden oluşuyor.
Ecir Bey’in ayrıca “Bir Tutam Umut” isimli bir
romanı da basılmayı bekliyor. Yine Vurgun Yüreğim ve Serzeniş isimli iki de şiir
kitabı var. Birçok şiiri Bestekâr Suat Yıldırım tarafından bestelenmiş ve
albümlere okunmuş.
Ecir Bey’in kitapları Batman’da bulunan Mütercim
Yayınlarından çıkıyor. Ecir Bey, yayınevi sahibi Mehmet Ali Arslan Bey ilebeni
de tanıştırdı. İlerleyen günlerde Ecir Bey ile dostluğumuz sayesinde yedi
kitabımız bu yayınevinden çıktı.
Bir gönül insanı olan Ecir Dede’ye sağlıklı uzun yıllar dilerken daha nice eserler vermesi için Rabbimize duacıyız.