Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Batının kanlı tarihi (4)

Batının kanlı tarihinden biraz daha örnek verelim ki, kendi kontrolündeki devasa medya gücüyle parlatıldığı gibi değildir. Bilmeyenler bilsin ve duymayanlar duysun ki, “demokrasi” “insan hakları” “özgürlük” ve “çağdaşlık” gibi sloganları ağzına sakız yapan batı, vahşidir, hırsızdır ve zalimdir. Kaynağımız yine Tohum Dergisi…

HİNDİSTAN, sömürgecilik dendiğinde ilk akla gelen ülkedir. Özellikle İngiltere tarafından yüzyıla yakın bir süre baskı altında tutuldu. Yıllar boyunca süren bağımsızlık mücadelesi sırasında öldürülen 10 binlerce insanın dışında daha sonraki kışkırtılmış din savaşları dönemi korkunç katliamlara sahne oldu. İngiliz “böl-yönet” taktiğinin kurbanı olan Hint halkı, salt Pakistan ayrılığı döneminde 200 binden fazla ölü verdi.

FİLİPİNLER, 1898’de ABD tarafından işgal edilen, ABD generali Smith’in emri “yakın, yıkın, hapsetmeyin, on yaşından büyükleri öldürün” idi. Sonraki yüz yıl boyunca ABD ve işbirlikçileri hep bu emre uydular. Filipin tarihi 100 binlerce ölüden oluşmaktadır.

KAMBOÇYA, ise en büyük can kaybını ABD bombardımanları sırasında verdi. 600 bin insanın öldüğü bu bombalamalar sona erdiğinde ülke bir harabe haline dönmüştü.

KORE, Türkiye’de de iyi bilinen katliam alanlarından biridir. 1950’de başlatılan bu korkunç savaş sona erdiğinde savaştan önce 100 bin ölü vermiş savaştan sonra da 200 bin insanını kaybetmişti.

VİETNAM, ise hem dünyanın en büyük kahramanlık destanlarından biridir hem de ABD emperyalizminin suç dosyasının en ağır klasörlerinden birini oluşturur. Yüzyılın başından beri devam eden ve önce Fransızları, sonra da dünyanın en büyük ordusuyla üstlerine gelen ABD emperyalizmini hezimete uğratan Vietnam halkı, bütün bu savaşlar boyunca akıl almaz kıyımlara uğradı. 500 binlik ABD ordusu ve 1,5 milyonluk işbirlikçi Güney Vietnam ordusu, bütün teknolojik olanaklarına karşın Vietnam halkını yenemeyince büyük bir soykırıma başvuruldu. Tarihin en büyük hava bombardımanı yıllarca Vietnam’da vurulmadık tek bir metrekare alan bırakmadı. 1963-1973 arasında öldürülen sivil Vietnamlı sayısı 4,5 milyon kişiydi.

LAOS, Vietnam’la aynı kaderi paylaşan bir diğer ülke. Laos, bağımsızlık savaşı sırasında toplam 2 milyon ton ABD bombasını topraklarında gördü ki bu, II. Dünya Savaşı’nda atılan toplam bomba sayısından daha fazlaydı.

AFGANİSTAN, ABD ve Rusya’nın Ortadoğu’da egemenlik savaşlarının yaşandığı yerlerden birisi de Afganistan’dır. Yıllardır, yer altı-üstü zenginliklerinden dolayı işgal altında tutularak sömürülmektedir. Kendi menfaatleri ve kanlı imparatorlukları için köprü gibi kullandıkları bu toprakları, milyonlarca insanın aç, sefil göçe zorlanması ile sonuçlanmıştır. 30 milyon civarında nüfusa sahip olan Afganistan’da, yaklaşık 20 milyon insan günlük 1,5 dolarla yaşamaya çalışıyor. Batılı emperyalistler ve komünist Rusya Afganistan’da bilinen rakamlara göre 40 bin kişi katletmiştir.

ORTADOĞU

Ortadoğu emperyalizm için her şeyden önce petrol demektir; ama petrolün de ötesinde dünyanın bu en sıcak bölgesinde egemen olmak, politik olarak halkları sindirmek çok önemlidir.

FİLİSTİN, 1947 yılından beri devam eden sistematik katliamlar İsrail’in kurulmasından bu yana artarak devam etmiştir. Filistin meselesi özellikle yalnızca Ortadoğu’nun değil, dünyanın kanayan yarasıdır. Bölgede bir ur gibi beslenen İsrail, ABD toplam dış yardımının neredeyse yarısını alıyordu. Böylece 50 yılı aşkın bir süredir onlarca katliama imza atmış bir “terör devleti” olarak varlığını sürdürmekte ve topraklarını her gün büyütmektedir. Ama aslında Filistinli katliamları İsrail’den de önce başlamıştır. Bu katliamların en büyüğünü 1936 yılında İngiliz yönetimi sırasındaki genel grevde olmuştur. 1939 yılında ayaklanma bastırıldığında 40 bin Filistinli öldü. 20 bini tutuklandı ve 110 Filistinli de asıldı. ABD’nin uşağı Ürdün Kralı’nın 19 Eylül 1970’de yaptığı katliam ise “Kara Eylül” diye bilinir. Filistin kamplarını yoğun top ateşine tutan Ürdün, bu kıyımda 30 bin kadar Filistinliyi öldürmüştür. İsrail ve bölgedeki işbirlikçilerinin katliamları ise sayılacak gibi değildir. Bunların en büyüklerinden birkaçı, Ocak 1976, Haziran 1976’daki Tel Zaatar karantina göçmen kampları katliamı ve 17 Eylül 1981’deki Sabra ve Şatila “göçmen kampları”ndaki katliamlardır. İsrail’in 1982’deki Lübnan işgalinin bilançosu ise 17 bin 500 ölüdür.

IRAK, ABD’nin terörü engelleme bahanesiyle Ortadoğu’yu yok etme planından Irak da nasibini alanlardandır. Irak bölge ülkeleri içerisinde ABD saldırganlığından en çok zarar gören ülkedir. 200 bin insanın öldüğü Körfez Savaşı ve sonra çoğu çocuk 1,5 milyon Iraklı’nın öldüğü bilinmektedir.

SURİYE, Emperyalistlerin son durağı olan Suriye de ise durum değişmemektedir. Barışçıl gösterilerle başlayan ancak zalim rejimin silahlı müdahalesi sonucu kanlı bir iç savaşa dönüştürülen Suriye haklı da içerisinden bölünerek hem iç savaştan hem de batı destekli Katil Eset tarafından her gün katledilmektedir. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) 2022 raporunda, iç savaşın başlamasından bu yana, 11 yılda en az 610 bin kişinin öldüğünü saptadı. Ölenlerin 160 bin 681'i çoğu kadın ve çocuk siviller. 2.1 milyon kişi kalıcı olarak sakat kaldı. 13 milyon kişi evini kaybetti.

Görüldüğü üzere Batı dünyası hiçbir dönemde medeni olamamışlardır. Bulundukları refah seviyelerini masum insanların kanlarından beslenerek sağlamışlardır. Batı dünyası ve emperyalist emellerini tarihten sildiğiniz de, kan ve gözyaşının da olmadığını göreceksiniz. Bugünkü Batılı devletler olmasaydı, dünya daha yaşanabilir bir yer olurdu.(Mustafa Kerim – Şahin Burak Topçu, Tohum dergisi, Sayı 158 / Bahar 2017)