Batının İhvan'ı durdurma çabaları
Eskiden batılılar ve batılı uşakları, “demokrasi” “insan hakları” “hukuk devleti” “uygarlık” “medeniyet” falan dedikleri zaman, kimi garibanlar bu sözcüklerin gerçek olduğunu zannederdi. Ama kendi çıkar ve menfaatleri uğruna ayak bastıkları kıtaların asil ve yerli halklarına soykırım ve katliam uygulayarak yok eden vahşi batıyı, bilenler biliyordu. Ulaşım ve iletişimin altın çağını yaşadığı günümüzde ise, bu gerçeği aklıselim herkes apaçık biliyor. Zavallı batılıların bu propagandalarına, şimdi kargalar bile gülüyor.
Şu anda net olarak görülüyor ki, “Demokrasi” ve “insan hakları”
sloganlarını ağzına sakız yapan batı, her renkten idarecilerle anlaşıyor. Yeter
ki, batının çıkar ve menfaatlerine aykırı davranmasınlar. Yönetim şekilleri ve
unvanları önemli değil. Emir, Sultan, Kral, Askeri Cunta, başkan veya
cumhurbaşkanı falan, fark etmez. Hatta Suud, İran ve İsrail tipi şeriatla
yönetilseler de fark etmez. Onlar için önemli olan, idarenin küresel çetelerin
kontrolünde devam etmesidir.
İşte ihvan buna yanaşmıyor. Üstüne üstlük, batıla karşı, hakkı hakim kılma
mücadelesinden vaz geçmiyor. Nasıl vaz geçsin ki, İhvan’ın iman ettiği naslar,
Kur'an ve Sünnet, yani İslam, bunu her Müslümana farz kılmıştır. Namaz, oruç,
haz, zekat nasıl farz ise, hakkın hakimiyeti için çalışmak da aynı öyle
farzdır. İçki, kumar, faiz, zina vs. nasıl haram ise, hakkın hakimiyeti için
çalışmaktan geri durmak da öyle haramdır.
Sonuç olarak batı, yani küresel çeteler, çok iyi biliyorlar ki, İhvan,
kendilerinin yıllardır sürdürmekte oldukları dünyanın efendisi olma planları
için, en büyük tehdittir. Zira İslam’ın temel ilkelerinden taviz vermeden, ehlisünnet
itikadı üzere, rabbani ve şümullü bir İslami cemaat, durdurulmadıkça, onların
tüm planları, emekleri ve masrafları çöp olacaktır. Peki batı ihvanı
durdurabilecek mi? Elbette durduramayacaktır. Zira kafirler istemese de Allah
(cc) nurunu tamamlayacaktır.
İşte bu da
Delil Bazı Ayetler
·
Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken
Allah da bir tuzak kurdu. Bak, onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz
onları ve kavimlerini topyekûn helâk ettik. İşte zulümleri yüzünden harabeye
dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret vardır. (Neml
50-52)
·
Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen
cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir
süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler,
ne de öne geçebilirler. (Nahl 16/61)
·
Nice memleketleri helâk ettik. Onlara azabımız
gece uykusuna dalmışken yahut gündüz istirahat hâlinde iken gelmişti. Azabımız
kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk”
demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı. (A’raf 7/4,5)
·
Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından
habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne
erteliyor.(İbrahim 14/42)
·
Ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük
tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.Biz de onu
ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). (Kasas
28/39)
·
Zulmedenleri
o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka
dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez. (Hud
11/67,113)
·
Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice
nesilleri helâk ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir
yer mi var? (Kaf 50/36)
·
Zalimler (ileride) nasıl bir devrilişle
devrileceklerini görecekler. (Şu’ara
26/227)
Kaldı ki, İhvan’ın kaygısı, başarı veya başarısızlık değil, Allah'a (cc)
kulluktur. Eğer yaptığı amelle Allah'a (cc) karşı kulluk görevinin hakkını
vermişse, ne ala. Sonucu zafer de olabilir, zahiri alemde hezimet de. Ama kul,
hedefe varmaktan değil, hedefe varmak için çalışmakla mükelleftir. 124 bin
peygamber gelip geçmiş. Bazıları Nuh (as) gibi 950 yıl çalışıp didinmiş, ama
sonunda sadece, 18 veya 80 kişinin hidayetine vesile olabilmiştir. Bazıları da
Resulullah (sav) misali, 23 yıl gibi kısa bir davet devresiyle milyonların
hidayetine vesile olmuş ve sonraki kısa dönemlerde milyonlarca insan ona ümmet
olma şerefine ermiştir. Bu hidayet kervanına 1450 yıldır, milyarlarca insan
katılmaya devam ediyor ve kıyamete değin de devam edecektir. Ama tüm
peygamberler, ecirlerini eksiksiz alacaklardır. Tabi aynı gayeyle, aynı
hedeflere doğru emin adımlarla yürümekte olan, tüm İslam davetçileri için de
aynı kural geçerlidir. Gayret bizden, takdir Allah’tandır (cc). Subheneke...
Bihamdike... Esteğfiruke...