Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​Batı viran batılı perişan

Tarihimizi silip bize ve neslimize uydurma bir tarih dayatanlar, zaman içinde insanımıza kimliklerini unutturdular. Mertliğin, yiğitliğin ve insanlığın tarihini yapan ecdadımızı bize alabildiğine karaladılar. Buna mukabil her vesileyle batıyı bize “muasır medeniyet” diye allayıp pullayarak lanse ettiler. Bir asırdır, hatta tanzimat döneminden hesap edersek iki asra yakındır, batı hayranlığı nesillerimizin zihnine çakılmaya devam ediyor. Bunun sonucu olarak gençliğimizin büyük bir kısmı, batıyla yatıp kalkar oldu.

Bilenler biliyor ki, batı hiçbir zaman medeni olmadı. Mana dünyası çoktan viran olmuş batının, artık madde dünyası da eskisi kadar cazip değil. Özellikle Corona süreci ve sonrasında yaşanan Rusya Ukrayna savaşı, tüm dünyada olduğu gibi batıda da hayatı zorluyor. Aslında takriben bir asırdır yaşadıkları tüm maddi imkanlarını, büyük oranda İslam aleminin yer altı ve yerüstü zenginliklerini talan etmelerine borçludur. Takriben üç asır öncesinden başlattığı işgal ve sömürü çarkını, aşağı yukarı bir asır önce tam olarak işler hale getirdi. Başta İslam alemi olmak üzere, üçüncü dünya ülkelerinin yer altı ve yerüstü zenginliklerini çalmak suretiyle kendisine bir ikbal üretti.

Ama “kimsenin malından kimseye hayır gelmez” diye bir söz vardır. batının da asırlardır İslam alemi ve üçüncü dünya ülkelerinden sömürüp çaldıkları zenginlikler, onlara bir hayır getirmemiş ve getirmeyecektir. Batının işgal ve sömürü üzerine kurmuş olduğu zulüm çarkı, daha bir asrını bile doldurmadan teklemeye başladı. Batının üç asırdır kurduğu işgal ve sömürü çarkı eskisi gibi kolay işlemiyor. Nitekim işgal, sömürü ve talan, artık eskisi kadar kolay olmamaktadır. Yakın gelecekte bunun tezahürleri daha net görülecektir.

Bilindiği üzere Avrupa’nın lokomotifi, Almanya’dır. Maddi açıdan böyle olduğu gibi, güya manevi açıdan da Avrupa’nın en muhafazakar ülkesidir. Ama gel gör ki, sadece Avrupa’da değil, batı kültürüne mübtela tüm ülkelerde, ABD’de, Latin Amerika’da, uzak doğu ülkelerinin hemen hepsinde, bırakın dinden, insanlıktan bahsedilemez olmuştur. İnsani değerler; kusur, ayıp, hatta suç sayılır olmuştur. Ama buna karşılık LGBTİQ+ ve diğer tüm iğrençlikler çağdaşlık ve özgürlük sayılır olmuştur. Bu iğrençlikleri eleştiren ve sınırsız ahlaksızlığın karşısında görüntü veren ülkelere dahi yaptırım uygulanmaktadır.

Almanya’nın dev otomotiv fabrikalarından birinde şef olarak çalışan, cemaatimden bir vatandaş anlatıyor:

“Sorumluluğum altında bulunan işçilerin üçte biri uyuşturucu bağımlısı, üçte biri alkolik, diğer üçte biri de bağımlılığın yanında bir de eşcinsel. Bunlar eşcinsel tavırlarını işyerinde de açıkça sergileyebiliyorlar. Müdahale etmek şöyle dursun, sınırsız ahlaksızlık olan LGBT aleyhinde konuşmak dahi yasak. Homolar ahlaksızlıklarında özgür, ama bizim onların davranışlarını eleştirmemiz, bizim için soruşturma ve hatta işten atılma sebebi de olabilir.

Batı kültürüne mübtela bu insanlar, hafta sonunu iple çekerler. Barlarda kafa çekmek, diskolarda eğlenmek vd. ahlaksızlıkları yaşamak için. Pazartesi haftanın ilk iş gününde yarı sarhoş durumda olduklarından iş yapacak durumda değiller. Salı günü biraz ayılmış olsalar da yorgunluk ve bezginlikleri sebebiyle yarı kapasite çalışırlar. Çarşamba ve Perşembe tam kapasite çalışsalar da normal sağlıklı bir insan gibi verimli olamazlar. Çünkü evlerinde de dolaplarından biralar, şaraplar eksik olmaz. Cuma günü ise hafta sonu moduna girerek nerede nasıl içip eğleneceklerinin planıyla meşgul olduklarından, onlardan pek bir verim beklemeyiz.

Biz sorumluluk taşıyan şefler ve diğer iş amirleri, alman asıllı olan bu işçileri şikayet etsek, onlar yerine bizim sıkıntı yaşamamız mümkündür. Aynı şey yabancı bir işçi için geçerli değildir. yabancı işçi herhangi bir kusur işlediği zaman, çok daha kolay bir şekilde kapı dışarı edilir. Yabancı işçi kalifiye bir usta, mühendis veya işletme elemanı olursa, kısmen tolerans gösterilebilir. Aksi halde gözünün yaşına bakılmaz. Ama alman asıllı olan işçi genel olarak hep 3-0 önde gibidir. Kıdem, kariyer ve maaş konusunda da kesinlikle bir eşitlik yoktur. Yani iş disiplini, yaptırım vs. daha çok yabancıya uygulanır. İnsan hakları, adalet, eşitlik vb. güzel sözler, vitrinlik demeçler ve dünya insanlığına karşı algı malzemeleridir.”

Şu halde şu kapkara batı rüyasından uyanalım ve kendimize gelelim. Batı hiçbir zaman uygar ve medeni olmadı. Medeniyet ve insani değerler, ancak gerçek bir iman ve vahyin öğretileriyle mümkündür. Tarih defalarca buna şahitlik etmiştir. Dolayısıyla gençliğimiz ve tüm İslam neslinin de batının kapkara yüzünü artık görmesi gerekmektedir. Hatta öncelikle zavallı batı insanının kedisi de bu perişan halden kurtarılmalıdır. Hülasa tüm insanlık İslam’ın huzur nefhalarını bekliyor…