Batı ve işbirlikçileri Şia hep aynı (2)
Bu yazıların Şii severleri rahatsız ettiğini biliyorum. Ancak Şia'nın İslam ümmetine yapıp ettiği ihanet ve gaddarlıklar da beni rahatsız ediyor. Ümmetin baharı başlayana kadar, çok usta bir şekilde ümmet kinini ve kimliğini gizlemeyi başardı. Nice genç ve toy gençlerin dimağlarını zehirledi. Ancak artık her şey gün gibi ortadau2026
Suriye, Irak, İran, Yemen ve Lübnan'da devam ihanet, entrika ve özellikle katliamlar, elbette yüreğinde zerre iman olanların yüreklerini dağlıyor. Ancak diğer yandan onlarca yıldır takiyye ustalığıyla şeytani yüzünü gizleyen Şia'nın foyasını ortaya çıkarması başlı başına bir hayırdır. Hatırlayalım, bu olaylardan önce tüm asli kaynaklarında, net bir şekilde 5-6 sı hariç, sahabelerin (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) tamamını tekfir ettiklerini, Resulullah(sav) eşlerine ağza alınmayacak iftiralar attıklarını gündeme dahi getiremiyorduk.
Neydi o Şia rüzgarı. Şia'nın oyuna gelip yalan ve iftiralarına inanan ümmetin evlatları ümmete düşman yapılmıştı. İhanetlerini gündeme getirdiğimizde ihanetle, tekfirlerini gündeme getirdiğimizde tekfirle, İslam düşmanlarıyla işbirliği içinde olduklarını söylediğimizde işbirlikçilikçe suçlanıyorduk. Tezgah çok ustaca kurulmuştu.
Altı yıldır İslam alemini kasıp kavuran olaylar, Şia'nın İslam ümmetine karşı kin ve nefretlerini dışa vurmaktadır. Tabi onlar Şia dışındaki tüm ehlisünnet camiasını kesin kafir, zındık ve düşman olarak kabul etmektedirler. Yani Ashabı Kiram'a (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) ve ümmete olan kinlerini din edinmişlerdir. İşte asli kaynaklarından bir "inci" daha "Bizimle muhaliflerimiz arasında herhangi bir kardeşlik ve dokunulmazlık yoktur" "Muhaliflerimizin küfründe hiçbir şüphe yoktur. Çünkü imamlardan birinin velayetini inkar etmek onlardan başka birinin hilafetini kabul etmek ve cebir gibi batıl inançlara sahip olmak zındıklık ve küfrü gerektirir. (Mesabih El-Fukeha fil Muamelat, Ayetullah El-Uzma Ebul Kasım El- Hui, II, 11)
Irak altın tepsi içinde İran'a teslim edilip Suriye savaşı başlayınca, Şia ABD, AB, Rusya, Çin, vb. birçok İslam düşmanlarında yardım almaya başlayınca, artık kin ve ihanetlerini kısmen açık etmeye başladılar. Bir taraftan dini liderlerin, diğer yandan siyasi ve askeri liderlerin açıklamaları havada uçuşmaya başladı. Koro halinde ülkeleri işgal edilen ve "NEVASIB" kabul ettikleri ümmet aleyhinde veryansın etmeye başladılar.
Tabi bunlar, Şii liderlerin ne ilk ne de son açıklamalarıydı. Suriye'deki katliam başladığından beri bunun benzeri yüzlerce açıklama yaptılar. Açıklamalarında zalim Beşşar'a karşı savaşan tüm Müslümanları, tekfirci terörist, ABD uşağı, Siyonist işbirlikçisi vb. iftiralarla karalamaktadırlar. Halbuki artık mızrak çuvala sığmıyoru2026 Şia tarih boyu İslam ümmetinin her renkten düşmanlarıyla gizli aşikar her tür işbirliğini yapmışlardır. Şu anda da yapmaya devam etmektedir.
Çoğu kere bu gün ak dediklerine yarın kara diyebiliyorlar. Türkiye'ye karşı birçok terör örgütüne gizli aşikar destek veriyorlar. Hem birbirlerine tamamen zıt görünen örgütlereu2026 Defalardır Türkiye'yi tehdit eden açıklamalar yaptılar yapıyorlar. Ama aynı anda dalga geçer gibi mavi boncuk dağıtmayı da ihmal etmiyorlar. Mesela nice siyasetçilerin ağzından "Türkiye'nin güvenliği, bizim güvenliğimizdir." Açıklamaları duyulmuştu. Şimdi işler sarpa sarınca bundan sonra mavi boncuklar havada uçuşacaktır. Bekleyin ve görün.
Ama elbette bu böyle gitmez, gitmemeli. Ümmetin maslahatı ve diplomasi gereği Şia'yla bir takım ilişkiler elbette olacaktır. Ancak bunu yaparken bile, Şia'nın takiyye ve nifaktaki ustalığı asla göz ardı edilmemelidir. Şu hadisi şerifleri hatırımızdan çıkarmayalım. "Müminin ferasetinden korkun. Çünkü o Allah (cc) ın nuruyla bakar." (Tirmizi Kitab-ut Tefsir) "Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz." (Buharu00ee, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63)
Yine unutmayalım ki Şia'nın tarih boyu ihanet ve hıyanetlerine şahit olan nice ulema: "Şia'nın ümmet için haçlı ve Siyonistlerden de daha tehlikeli olduğunu net olarak ifade etmişlerdir." Bizdeki Şii severlerin İmam-ı Buhari hakkında algı operasyonları oluşturmaya çalışmaları ve sahihi Buhari gibi Kur'an'dan sonra en güvenilir eser ve İslam'ın ikinci temel esası hakkında iftiralar yaymaları, imamın Şia hakkında bizzat yapmış olduğu benzeri bir uyarıdan dolayıdır.