Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Ekim 2024

Batı insanlığı öldürüyor

Yıllar önce, “fare çuval teorisi” diye bir hikaye okumuştum. Bugünlere denk geldiği için anlatayım.

“Mısır’ın bir köyünde tarım mühendisi olarak çalışan bir adam Kahire’ye gitmek üzere trene bindi. Yanına, köyün yaşlı çiftçilerinden biri oturdu. Mühendis, çiftçinin ayakları arasında bir çuval olduğunu fark etti ve yol boyunca çiftçi, her çeyrek saatte bir çuvalı çevirip içindekileri karıştırıyor, sonra tekrar ayakları arasına yerleştiriyordu.

Bu durum yolculuk boyunca devam etti. Mühendis, çiftçinin bu hareketini garipseyerek çuvalın hikayesini sordu. Çiftçi, “Fareleri ve sıçanları yakalayıp bunları Kahire’deki Ulusal Araştırma Merkezi’ne satıyorum; orada laboratuvar deneylerinde kullanılıyorlar” dedi.

Mühendis, “Peki bu çuvalı neden sürekli çevirip sallıyorsun?” diye sordu. Çiftçi, “Bu çuval fareler ve sıçanlarla dolu, eğer çuvalı çeyrek saatten fazla sallamaz ve çevirmezsem fareler ve sıçanlar rahatlayacak ve yerleşecekler. Bu durumda, onların gerginlikleri azalacak ve çuvalı kemirip delmeye başlayacaklar.

Bu yüzden onların korku ve gerginliklerini artırmak için her çeyrek saatte bir çuvalı sallıyorum. Böylece birbirleriyle çatışırlar, içgüdülerine kapılırlar ve çuvalı unuturlar, ta ki Araştırma Merkezi’ne varana kadar” dedi.

Evet, emperyalizm tam da böyle yönetiyor. Çatıştırarak, gerginliklerle ve gerektiğinde savaşlar çıkartarak bölüyor ve parçalıyor. Kurduğu yağma ve talan düzenin devamını sağlamak için dünyayı ateşe verebilecek kadar da canidir ve gözü dönmüştür.

Özellikle ABD ve İngiltere gibi saldırgan ülkeler suni gündemler yaratarak, iç karışıklıklar çıkartarak ve kalkışmalarla ülkelerin kalıcı istikrara kavuşmasını engelliyorlar.

Uygulanan ambargo ve finansal saldırılarla hedef ülkelerin ekonomileri ve altyapılar çökertiliyor. Siyasal iktidarlar istikrarsızlaştırılmak suretiyle yönetemez hale getiriliyor. Libya, Afganistan, Irak ve Suriye gibi ülkelere yaptıkları ortada. Ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynakları, petrol ve doğal gazı talan ediliyor.

Doymuyorlar mı?

Bir türlü doymuyorlar çünkü Batı, yeryüzünü kendi mülkü görüyor. Paylaşmak istemiyor. Batı, bugünkü zenginliğini hırsızlığına, akıttığı kan ve gözyaşına borçludur.

Batı, seri katil rolünü oynamaya devam ediyor. Etrafa korku salıyorlar. Yıldırmak istiyorlar. Net şu mesajı veriyorlar: Bize karşı gelirseniz dünyayı başınıza yıkarız. Size kıyameti yaşatırız. Bugün, Gazze’ye ve Lübnan’a kıyameti yaşatmıyorlar mı? Ardından İran’a, Suriye ve Irak’a sıra gelecektir. Muhtemel finali, Türkiye’ye saldırarak yapacaklardır. Zaman, tehlikeyi bekleme zamanı değildir. Birlik olma vaktidir.

Hala farkında değil misiniz?

Bizleri, inancımızı ve değerlerimizi yok etmek isteyen vahşi bir canavarla ve büyük bir düşmanla karşı karşıyayız.

Peki, bu kuşatmayı nasıl durdurabiliriz?

Birlik olmalıyız ve birbirimize sahip çıkmalıyız. Sayın Erdoğan’ın ümmet bilincinden kastettiği işte budur. Kardeş olmalıyız. İnancımızın emrettiği şeyleri yapmaya mecburuz. Kötülüğün alanını ancak böyle daraltabiliriz.

Her türlü eksiklik ve yanlışlarımıza rağmen umudunuzu koruyun. Bizler bu emsalsiz zor günlerden, haçlı kuşatmasından mutlaka çıkacağız. Yeter ki inanın.