Batı insanlığı öldürüyor
Yıllar önce, “fare çuval teorisi” diye bir hikaye okumuştum. Bugünlere denk geldiği için anlatayım.
“Mısır’ın bir köyünde tarım mühendisi olarak çalışan bir
adam Kahire’ye gitmek üzere trene bindi. Yanına, köyün yaşlı çiftçilerinden
biri oturdu. Mühendis, çiftçinin ayakları arasında bir çuval olduğunu fark etti
ve yol boyunca çiftçi, her çeyrek saatte bir çuvalı çevirip içindekileri
karıştırıyor, sonra tekrar ayakları arasına yerleştiriyordu.
Bu durum yolculuk boyunca devam etti. Mühendis, çiftçinin bu
hareketini garipseyerek çuvalın hikayesini sordu. Çiftçi, “Fareleri ve
sıçanları yakalayıp bunları Kahire’deki Ulusal Araştırma Merkezi’ne satıyorum;
orada laboratuvar deneylerinde kullanılıyorlar” dedi.
Mühendis, “Peki bu çuvalı neden sürekli çevirip
sallıyorsun?” diye sordu. Çiftçi, “Bu çuval fareler ve sıçanlarla dolu, eğer
çuvalı çeyrek saatten fazla sallamaz ve çevirmezsem fareler ve sıçanlar
rahatlayacak ve yerleşecekler. Bu durumda, onların gerginlikleri azalacak ve
çuvalı kemirip delmeye başlayacaklar.
Bu yüzden onların korku ve gerginliklerini artırmak için her
çeyrek saatte bir çuvalı sallıyorum. Böylece birbirleriyle çatışırlar,
içgüdülerine kapılırlar ve çuvalı unuturlar, ta ki Araştırma Merkezi’ne varana
kadar” dedi.
Evet, emperyalizm tam da böyle yönetiyor. Çatıştırarak,
gerginliklerle ve gerektiğinde savaşlar çıkartarak bölüyor ve parçalıyor.
Kurduğu yağma ve talan düzenin devamını sağlamak için dünyayı ateşe verebilecek
kadar da canidir ve gözü dönmüştür.
Özellikle ABD ve İngiltere gibi saldırgan ülkeler suni
gündemler yaratarak, iç karışıklıklar çıkartarak ve kalkışmalarla ülkelerin
kalıcı istikrara kavuşmasını engelliyorlar.
Uygulanan ambargo ve finansal saldırılarla hedef ülkelerin
ekonomileri ve altyapılar çökertiliyor. Siyasal iktidarlar
istikrarsızlaştırılmak suretiyle yönetemez hale getiriliyor. Libya, Afganistan,
Irak ve Suriye gibi ülkelere yaptıkları ortada. Ülkelerin yeraltı ve yerüstü
kaynakları, petrol ve doğal gazı talan ediliyor.
Doymuyorlar mı?
Bir türlü doymuyorlar çünkü Batı, yeryüzünü kendi mülkü
görüyor. Paylaşmak istemiyor. Batı, bugünkü zenginliğini hırsızlığına, akıttığı
kan ve gözyaşına borçludur.
Batı, seri katil rolünü oynamaya devam ediyor. Etrafa korku
salıyorlar. Yıldırmak istiyorlar. Net şu mesajı veriyorlar: Bize karşı
gelirseniz dünyayı başınıza yıkarız. Size kıyameti yaşatırız. Bugün, Gazze’ye
ve Lübnan’a kıyameti yaşatmıyorlar mı? Ardından İran’a, Suriye ve Irak’a sıra
gelecektir. Muhtemel finali, Türkiye’ye saldırarak yapacaklardır. Zaman,
tehlikeyi bekleme zamanı değildir. Birlik olma vaktidir.
Hala farkında değil misiniz?
Bizleri, inancımızı ve değerlerimizi yok etmek isteyen vahşi
bir canavarla ve büyük bir düşmanla karşı karşıyayız.
Peki, bu kuşatmayı nasıl durdurabiliriz?
Birlik olmalıyız ve birbirimize sahip çıkmalıyız. Sayın
Erdoğan’ın ümmet bilincinden kastettiği işte budur. Kardeş olmalıyız.
İnancımızın emrettiği şeyleri yapmaya mecburuz. Kötülüğün alanını ancak böyle
daraltabiliriz.
Her türlü eksiklik ve yanlışlarımıza rağmen umudunuzu
koruyun. Bizler bu emsalsiz zor günlerden, haçlı kuşatmasından mutlaka
çıkacağız. Yeter ki inanın.