Batı halklarının şaşkınlığı
Aksa Tufanı olan El-Kassam’ın 7 Ekim baskını sonrası
İsrail’in Batılı devletlerin desteğini alarak insanlık dışı katliam ve
soykırıma imza atması, dünya halkları için yaşananları baştan sona yeniden
düşünme ve değerlendirme mecburiyeti doğurdu. Aynı zamanda dünyanın dört bir
yanında aralıksız süren Filistin’e destek gösterileri dünya halklarının
Filistin meselesi konusunda tarafsız kaynaklara ulaşmalarına yol açtı. Sadece
bu da değil; İslam dinini öğrenmek isteyen binlerce insana on binler eklendi.
Ayrıca İsrail’in inancı olan Yahudilik ve onlara destek veren ülkelerin dini
olan Hristiyanlık sorgulanır oldu. Bu yüzden İsrail’e şartsız ve sınırsız
destek veren batılı devletlerin asırlarca misyonerler üzerinden Hristiyanlığı
yayma çalışmalarının şimdi kendi yanlışları yüzünden bozuluyor.
Aynı sorgulama ve doğruyu öğrenme merakına dünya
ülkelerinin siyasetini ama hususun dış politikasını belirleyen insani, dini ve
aktüel saikler de eklendi. Başta Türkiye olmak üzere pek çok devletin dış
politikasına bakıyorlar ve vardıkları sonuç batılı devletlerin insani saikleri
gözardı ettiği gerçeğidir. Üstelik Batılı devletlerin hangi saiklerle İsrail’i
destekledikleri araştırılınca inanmak istemedikleri bir gerçekle karşı karşıya
kalıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çağrısı bu insanlar
için daha anlamlı hale geliyor.
Bu insanların şaşkınlığını, batılı devletlerin
amacının “Aziz İslam’ı iftiralarla karaladıktan sonra İslamofobia’yı yayma ve
böylece rahat bir şekilde enerji kaynaklarına sahip olma mücadelesi olduğu”
gerçeği arttırmaktadır.
Bu halklar devletlerini sivil, savunmasız
Filistinlilerin karşısında ve kendi devletlerinin verdiği kitle imha
silahlarını kullanmakta olan İsrail gibi acımasız ve ahlaksız emeller taşıyan
bir devleti desteklediklerini gördüklerinde yerin dibine giriyorlar. Nitekim bu
insanlar Gazze’de meydana gelen katliamdan kendilerini de sorumlu tutuyorlar
çünkü 75 yıldır ülkelerinin İsrail’e verdiği desteğin ve kendilerinin de bu
olan bitenlere seyirci kalmalarının İsrail’i böyle vahşi olmaya sevk
ettiklerini düşünüyorlar.
İsrail’de de ciddi sorgulamalar başlamış. Bilhassa
başka ülkelerden ‘İsrail güvenli yurdunuzdur’ telkinleriyle İsrail’e taşınan
yüzbinlerce Yahudi yaşadıklarını ‘hayal kırıklığı’ olarak görüyorlar ki yerden
göğe kadar haklıdırlar. Katliamlarla yurtlarından ettikleri Filistinli
insanların göçtükleri yerlerde de öldür(ül)düklerini görünce İsrail Devleti’nin
kendilerini kobay olarak kullandıklarını düşünenlerin sayısı her gün artmakta.
İsrail’de artık devlete ve iktidara güven sıfıra yaklaşıyor.
Bu yüzden İsrailliler geçtiğimiz gün, “HAMAS’ın
elindeki rehineleri kurtarma konusunda sizin yapabileceğiniz çok şey vardır”
diyerek Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talebinde
bulundular. Haklıdırlar çünkü Türkiye’nin bölge siyasetindeki etkisi inkar
edilemeyecek kadar büyüktür ve bu etki bundan sonra daha çok hissedilecektir.
Zira Türkiye bu konularda sözünü esirgemeden söyler ki bu da liderlere,
devletlere güveni arttırıcı özelliğe sahiptir.
Bakınız,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da
yaptığı açıklamada çok net bir şekilde batılı devletlerin faşist, ırkçı
uygulamalarla imtihan edildiğini ama batılı devletlerin bu insanlık sınavını
geçemediğini anlattı. Bu söz 24 saatte dünyada yankılanır oldu.
Bütün bunları düşündüğümüzde;
El Kassam’ın eylemi yerini buldu mu, bulmadı mı
bilemeyiz çünkü onların bu eylemle tam olarak neyi amaçladıklarını bilmiyoruz.
Bildiklerimizden hareketle diyebiliriz ki eylemciler büyük oranda istediklerini
almış görünüyorlar ama tabi ki bugün itibariyle 13 bin insanının hayatına mal
olacak şekilde.
İsrail’in bu saldırı sonrasında HAMAS’ın dünya
halklarının vicdanında elde ettiği destek en büyük kazanım olsa gerek. Filistin
sorununun bir terör sorunu olmadığı gerçeği,
Filistinlilerin 75 yıllık mağduriyetinin
müsebbiplerinin ABD ve batılı devletler olduğu,
Filistin’in ayrı ve bağımsız bir devlet olmadan bu
sorunun çözülemeyeceği gerçeği bu kazanımlara eklenebilir.
İsrail’in güvensiz bir ülke olduğu,
Siyonizmin fiili olarak dünya için tehdit ve ürkütücü
bir suç örgütü olduğu,
İsrail hava savunmasının söylendiği gibi sağlam
olmadığı,
Ordusunun korkak olduğu gibi sonuçlar da başka bir
değerlendirmeye tabidir.