Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2948.80
BIST 100
9879.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Kasım 2023

Batı halklarının şaşkınlığı

Aksa Tufanı olan El-Kassam’ın 7 Ekim baskını sonrası İsrail’in Batılı devletlerin desteğini alarak insanlık dışı katliam ve soykırıma imza atması, dünya halkları için yaşananları baştan sona yeniden düşünme ve değerlendirme mecburiyeti doğurdu. Aynı zamanda dünyanın dört bir yanında aralıksız süren Filistin’e destek gösterileri dünya halklarının Filistin meselesi konusunda tarafsız kaynaklara ulaşmalarına yol açtı. Sadece bu da değil; İslam dinini öğrenmek isteyen binlerce insana on binler eklendi. Ayrıca İsrail’in inancı olan Yahudilik ve onlara destek veren ülkelerin dini olan Hristiyanlık sorgulanır oldu. Bu yüzden İsrail’e şartsız ve sınırsız destek veren batılı devletlerin asırlarca misyonerler üzerinden Hristiyanlığı yayma çalışmalarının şimdi kendi yanlışları yüzünden bozuluyor.

Aynı sorgulama ve doğruyu öğrenme merakına dünya ülkelerinin siyasetini ama hususun dış politikasını belirleyen insani, dini ve aktüel saikler de eklendi. Başta Türkiye olmak üzere pek çok devletin dış politikasına bakıyorlar ve vardıkları sonuç batılı devletlerin insani saikleri gözardı ettiği gerçeğidir. Üstelik Batılı devletlerin hangi saiklerle İsrail’i destekledikleri araştırılınca inanmak istemedikleri bir gerçekle karşı karşıya kalıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çağrısı bu insanlar için daha anlamlı hale geliyor.

Bu insanların şaşkınlığını, batılı devletlerin amacının “Aziz İslam’ı iftiralarla karaladıktan sonra İslamofobia’yı yayma ve böylece rahat bir şekilde enerji kaynaklarına sahip olma mücadelesi olduğu” gerçeği arttırmaktadır.

Bu halklar devletlerini sivil, savunmasız Filistinlilerin karşısında ve kendi devletlerinin verdiği kitle imha silahlarını kullanmakta olan İsrail gibi acımasız ve ahlaksız emeller taşıyan bir devleti desteklediklerini gördüklerinde yerin dibine giriyorlar. Nitekim bu insanlar Gazze’de meydana gelen katliamdan kendilerini de sorumlu tutuyorlar çünkü 75 yıldır ülkelerinin İsrail’e verdiği desteğin ve kendilerinin de bu olan bitenlere seyirci kalmalarının İsrail’i böyle vahşi olmaya sevk ettiklerini düşünüyorlar.

İsrail’de de ciddi sorgulamalar başlamış. Bilhassa başka ülkelerden ‘İsrail güvenli yurdunuzdur’ telkinleriyle İsrail’e taşınan yüzbinlerce Yahudi yaşadıklarını ‘hayal kırıklığı’ olarak görüyorlar ki yerden göğe kadar haklıdırlar. Katliamlarla yurtlarından ettikleri Filistinli insanların göçtükleri yerlerde de öldür(ül)düklerini görünce İsrail Devleti’nin kendilerini kobay olarak kullandıklarını düşünenlerin sayısı her gün artmakta. İsrail’de artık devlete ve iktidara güven sıfıra yaklaşıyor.

Bu yüzden İsrailliler geçtiğimiz gün, “HAMAS’ın elindeki rehineleri kurtarma konusunda sizin yapabileceğiniz çok şey vardır” diyerek Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talebinde bulundular. Haklıdırlar çünkü Türkiye’nin bölge siyasetindeki etkisi inkar edilemeyecek kadar büyüktür ve bu etki bundan sonra daha çok hissedilecektir. Zira Türkiye bu konularda sözünü esirgemeden söyler ki bu da liderlere, devletlere güveni arttırıcı özelliğe sahiptir.

Bakınız,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da yaptığı açıklamada çok net bir şekilde batılı devletlerin faşist, ırkçı uygulamalarla imtihan edildiğini ama batılı devletlerin bu insanlık sınavını geçemediğini anlattı. Bu söz 24 saatte dünyada yankılanır oldu.

Bütün bunları düşündüğümüzde;

El Kassam’ın eylemi yerini buldu mu, bulmadı mı bilemeyiz çünkü onların bu eylemle tam olarak neyi amaçladıklarını bilmiyoruz. Bildiklerimizden hareketle diyebiliriz ki eylemciler büyük oranda istediklerini almış görünüyorlar ama tabi ki bugün itibariyle 13 bin insanının hayatına mal olacak şekilde.

İsrail’in bu saldırı sonrasında HAMAS’ın dünya halklarının vicdanında elde ettiği destek en büyük kazanım olsa gerek. Filistin sorununun bir terör sorunu olmadığı gerçeği,

Filistinlilerin 75 yıllık mağduriyetinin müsebbiplerinin ABD ve batılı devletler olduğu,

Filistin’in ayrı ve bağımsız bir devlet olmadan bu sorunun çözülemeyeceği gerçeği bu kazanımlara eklenebilir.

İsrail’in güvensiz bir ülke olduğu,

Siyonizmin fiili olarak dünya için tehdit ve ürkütücü bir suç örgütü olduğu,

İsrail hava savunmasının söylendiği gibi sağlam olmadığı,

Ordusunun korkak olduğu gibi sonuçlar da başka bir değerlendirmeye tabidir.