Batı bilincinin İslam düşmanlığı
Batı’nın İslam’la kavgası iyileşmez hastalığı onun. Batı bilinci Müslüman düşmanlığı histerisine yeni tutulmuş da değil ayrıca. Bilinçaltından silahına yansıtıyor zaman zaman. En son Yeni Zelanda saldırısında gördük bunu…
Hatırlayalım…11 Eylül ikiz kuleler saldırı sonrasında W. Bush tüm Müslümanları tehdit ederek küresel savaş çağrısında bulunmuştu. “Terörizme karşı bizim savaşımız bir Haçlı Seferi. Amerikalılar sabırlı olmalıdır. Kazanmak için Amerika’nın bütün kaynaklarını kullanacağız.” Bush, Tevrat ve İncil’de geçen kehanetlerin vurguladığı gibi ilahi bir görevin yerine getirilmesi konusunda Hıristiyan ve Yahudi saldırgan bilincinin Müslümanlara karşı çabucak harekete geçmesini istiyordu ve öyle de oldu!
Ancak buna kamuoyu da hazırlanması gerekiyordu. Hollywood, kitle iletişim araçları, medya, internet ve yazım dünyası kullanıldı bunun için. ‘Terörist Müslümanlar, İslam terörü’ algısı iyice yayıldı ve sürekli canlı tutuldu tüm dünyada. Müslümanlar ‘özgürlük ve demokrasi düşmanlığı, barbarlık, terörist ve gericilikle’ suçlandılar. Irak, Afganistan, Libya ve diğerleri bu bahanelerle işgal edildi. Pakistan’da, Yemen’de, Cezayir’de genç ihtiyar, çoluk çocuk demeden yüzbinlerce Müslümanı katlettiler. Guantanamo ve Ebu Gureyb hapishanesindeki işkenceleri ve ortaya çıkan vahşet görüntülerini hangi Müslüman kalp unutabilir ki! En son ABD’nin, tek taraflı Golan tepelerini İsrail’e ilhak kararıyla adım adım kalbimize yaklaşıyorlar. O halde hangi aklıselim sahibi beka sorunumuzun olmadığını söyleyebilir?
Soruyoruz terörist kim?
Irakta bir buçuk milyondan fazla çocuğu öldüren terörist kim? En son Suriye’de milyonlarca masum Müslümanı katleden kim? Katil İsrail’in katliamlarına yardım eden saldırgan terörist kim? Sudan’da çocuk ilaç fabrikasını vuracak kadar canileşen kimdi? Tüm dünyada terör rüzgârı estiren uzaylılar mı?
Neden bu kadar saldırganlar?
Batı’nın bilinçaltında Osmanlı korkusu var çünkü. Hala 1453 yenilgisini, İstanbul’un fethini unutmuş değiller. Yeni Zelanda terör saldırısında buna atıf var. Gezi’de “Zulüm 1453’te başladı” yazılarıyla içimize kadar sızdılar. Hala İstanbul’u Hristiyanlığın başkenti yapma idealini sıcak tutuyorlar. “Türkleri İstanbul’un Avrupa yakasından silip süpüreceğiz” ve Avrupa Parlamentosunun, “Ayasofya’yı camiye çevirirseniz…” tehditleri ne anlama geliyor? Tüm dünyada Türk, Osmanlı, İslam figürlerine, Erdoğan ve Müslüman kimliklerine saldırılar ne anlama geliyor sizce? Bütün bunlara rağmen hala Beka sorunumuz yok mu diyorsunuz?
Batı, “Ya bizdendiniz ya da barbarlardansınız” diyerek canavarlarını üzerimize salıyor. Müslümanlar şeytanlaştırılıyor. Batı kentlerinde tesettürlü kadınların, sakallı Müslüman erkeklerin ve her türlü İslami imgelerin terör saldırılarının hedefi olması bu kinin objesi görüldüğümüzdendir. Öyle ki Kuran okuyan, Kelime-i Şehadet getirenler bile kötü adam rolünde gösteriliyor. İslam’ın ve Müslümanların saldırıya uğraması Haçlı kin yüzündendir…
Bizdeki malum Siyasi Mankurt Figürün, Müslümanlara yönelik her terör olayından sonra Müslümanları suçlaması ve terörün İslam’dan kaynaklandığını söylemesi Haçlıların Şövalyelerini içimize nasıl yerleştirdiğinin kanıtı değil mi sizce? Tamda burada tekrar soralım, sizce bekamıza tehdit var mı yok mu?
Her şeye rağmen bizim görevimiz; herkesin, her din mensubunun, her dinin ve her farklılığın mutlu mesut yaşayacağı daha iyi bir dünya için çalışmaktır.
Kuşkusuz dünyayı iyiler ve iyilik kurtaracaktır. Bu görev yine bizlere düşüyor…