Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2959.98
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ekim 2022

Başörtülü "Rehine"!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtülüleri birer “REHİNE” olarak nitelendirdiği “sosyal medya paylaşımı”nı görür görmez bir vakitlerin meşhur “ikna odaları” geldi aklıma.

Yaşı yetenler bilir, gençler bilmeyebilir; üniversitelerde başörtüsü yasağının “Devrim Kanunları Ruhuyla”dayatıldığı dönemden bir “akla ziyan”uygulama…

Daha sonra “CHP Milletvekili”unvanına da sahip olan bir “Üniversite Yöneticisi Akademisyen”in ballandıra ballandıra anlattığı uygulamayı zulmü yaşamış bir talebeden dinleyelim:

“Bizlere kampus kapısından girmemiz ve velilerin dışarıda kalması söylendi.

Kampus içine girdiğimizde bir binanın giriş katına yönlendirildik.

Kayıt yapan memurların masaları vardı.

Görevliler, başörtülü olanlardan ayrı bir sıra yapmalarını istediler.

Diğer öğrenciler kayıt bölümüne geçerken, bizleri yan tarafta gelişigüzel paravanla çevrilmiş bir yere aldılar.

Sıradaydım.

İçeriden çıkan öğrencilerden bazıları ağlamaktan konuşamıyordu…

Başörtülerini düzelterek çıkanlar vardı, içeride örtülerini açtıkları belli oluyordu.

Bir öğrenci, ‘Odada başlarımızı açmamızı istiyorlar, kamera kaydı alıyorlar, başımızı açmadan ve taahhütnameye imza atmadan kaydımızı yapmıyorlar!’ dedi.

Benim girdiğim odada iki bayan vardı; 55-60 yaşlarında, biri ‘hoca’ imiş, diğeri de o meşhur derneklerinden bir psikolog.

Zaten okulun bahçesinde başta bu dernek olmak üzere, birkaç dernek ve vakfın stantları yer alıyordu.

Bize, başımızı açtığımız takdirde bu derneklerden burs alabilmemiz için yardımcı olunacağı söyleniyordu.

‘Çocuklar üniversitemize hoş geldiniz. Öncelikle kendinizi bir tanıtın. Hangi okul mezunusunuz? Hangi illerden geldiniz? Babanız ne iş yapıyor? Ne tür kitaplar okuyorsunuz?’ vesaire sorular yönelttiler.

Akabinde şunları söylediler:

Başörtmeniz için size kim baskı yapıyor? Kimlerin zorlamasıyla kapanıyorsunuz? Bu yaşta böyle bir kararı sizin verdiğinizi düşünmüyoruz. Aile baskısı mı? Bize açıkça, korkmadan, çevrenizden ailenizden çekinmeden söyleyin,yardımcı olalım!’

*

Kamuoyunda “Nazi Uygulaması” olarak da nitelendirilen“ikna odaları”nda neler yaşandığını zulme muhatap olan pekçok talebe anlattı.

Dahası, “ikna odaları” bahsinde ismi çok geçen Eski CHP Milletvekili, yapılanlarıhep savundu.

“Gayet demokratik bir uygulama” olduğunu bile iddia etti.

Üniversite öğrencisi hanımefendilerden başörtülü olanlarını diğerlerinden ayırıp sıraya diziyorsunuz…

Bir profesör, bir psikolog ve bir kameranın bulunduğu ortamda sorguya çekiyor, özgür iradeleriyle örtünmediklerini söyleyerek şahsiyetlerini hiçe sayıyor, o şartlarda taahhütname imzalatıyorsunuz…

Ve buna da “gayet demokratik bir uygulama” diyorsunuz, alay eder gibi.

*

Ben bu “alay eder” halleri maalesef, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nda da görüyorum…

O gün, “ikna odaları”nda “Özgür iradenizle örtünmüyorsunuz!” deniyordu başörtülü hanımefendilere…

Bugün de…

“Rehinesiniz!”

****

FARK GÖREMİYORUM, YA SİZ?

CHP’nin kamuoyuna sunduğu “Başörtüsü özgürlüğünü (sözde) teminat almaya matuf” kanun teklifi hakkındaki düşüncelerimizi birkaç yazımızda ve televizyon konuşmamızda ifade ettik.

Tam mânâsıyla “örtülü” bir teklif, içerisinde bir başörtüsü yok, geriye kalan her şey var!..

Sayın Kılıçdaroğlu, partisindeki ve parti çevresindeki radikallere dönerek,“Memleketin sosyolosini biliyorsunuz, bunlardan oy çekmeyince seçimi kazanamayız, köprüyü geçene kadar böyle yapmaya mecburuz!”örtük mesajını vermeye çalışıyor ama o taraftaki “Devrim Kanunları” hassasiyeti “taktiğe uyum sağlamalarını” güçleştiriyor…

Durun, “esastan” kopmayalım…

“İkna odalarının mimarındaki alaycı edayı CHP Genel Başkanı’nda da görüyorum!” demiştim beş on satır önce…

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Başörtüsüne özgürlüğü teminat altına almakta samimiysen gel, bu işi kanunla değil de, Anayasa ile halledelim!” teklifini reddeden Kılıçdaroğlu’nun birkaç gün önce kullandığı bir cümle, daha doğrusu bir “kelime” çok dikkat çekici.

Sosyal medya paylaşımında yer alan o cümlede, bir kelime var ki…

Tam mânâsıyla “ikna odası”bakış açısını yansıtıyor.

O cümleyi, o kelimenin altını çizerek,hatta büyük harflerle vererek dikkatlerinize arz etmek isterim.

Diyor ki Sayın Kılıçdaroğlu:

Beklediğim gibi Erdoğan, başörtülü kadınlarıREHİNE olarak elinde tutabilmek içinkonuyu alâkasız yerlere taşıdın!

Evet,“REHİNE”!

Yani tutsak!

İradesi elinde olmayan, ele geçilmiş kimse.

Çok açık;

Bu bakış açısına göre milyonlarca başörtülü hanımefendi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın elindeki birer rehine!

Kendileri de, onların “Büyük Kurtarıcısı” olmaya aday!..

“Abartma” diyenler için, o cümleyi hiç üşenmeden tekrar ederiz:

“Beklediğim gibi Erdoğan, başörtülü kadınları REHİNE olarak elinde tutabilmek için konuyu alâkasız yerlere taşıdın!

*

İkna odalarındakiler, diğer öğrencilerden ayırıp kuyruğa dizdikten sonra teker teker içeri aldıkları mağdure genç hanımefendilere nelerdiyorlardı?

“Başörtmeniz için size kim baskı yapıyor? Kimlerin zorlamasıyla kapanıyorsunuz? Bu yaşta böyle bir kararı sizin verdiğinizi düşünmüyoruz. Aile baskısı mı? Bize açıkça, korkmadan, çevrenizden ailenizden çekinmeden söyleyin,yardımcı olalım!”

*

Bu zihniyetin kamuoyuna yansıyan başka başka ifadeleri de vardı.

Öğrencilerin “para karşılığı” örtündükleri bile söylendi, o kadar yani!..

*

“İkna odaları”nda o genç hanımefendilere “Sizler birer şahsiyet değil, birer REHİNEsiniz” mânâsına gelen lâflar ediliyordu….

“Geçmişimizle hesaplaştık, hatalarımızın farkına vardık!” diyen Sayın Genel Başkan da “tepeden bakar” edayla, milyonlarca başörtülüyü “Erdoğan’ın elindeki ‘REHİNE’ler!” olarak nitelendiriyor.

*

Bu söylemin, ‘İkna Odaları’ndaki görevlilerin söylemlerinden ne farkı var?

Dahası, son haftalardaki tartışmalar esnasında CHP’li yazarların sıksık dile getirdikleri (ve 28 Şubat sürecinde hepduyduğumuz) “Mesele başörtüsü değil, mesele türban!”söyleminden ne farkı var?

CHP zihniyetinin o bildik, “Ne düşüneceğinize, ne giyeceğinize, nasıl yaşayacağınıza siz karar veremezsiniz… Sizin için iyi olana, sizin adınıza biz karar veririz!” yaklaşımından ne farkı var?

*

Fark göremiyorum…

Ya siz?