Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Temmuz 2021

Başkıran mısın Mamey

Sabri Hoca, İnsanlık tarihinde görülen en büyük salgın tehdini Taçkıran (Koronavirüs) karşısında kendince sağlık bakanlığının önerdiği tavsiyeleri uygulamaya çalışıyor, sosyal mesafe ve maske kurallarına dikkat ediyordu. Hoca; ailesi, dost ve akrabaya da salgın kurallarına uyulması için uyarılarda bulunuyordu. Hatta bu kuralları bizzat kendisi de uyguluyordu. Taziyelere, düğünlere, nişan ve törenlere gitmediği için akrabaları tarafından eleştirilmişti.

Sabri Hoca, salgın konusunda bu kurallara harfiyen dikkat ederken Taçkıran Mamey ne yapıyordu? Mamey, Sabri Hoca gibi korkak değil gözü pek birisiydi. O, sosyal olduğu kadar; uçan kuştan öten bülbülden de haberdar bir hayvanseverdi. Hem hayvansever hem de insanseverdi Mamey.

Sabri Hoca, sosyal sorumluluk adına Mamey’i her gördüğünde sesini değil sözünü yükseltmiş, ona: “Mamey evde kal!” Demişse de sözünü pek dinletememişti. Mamey, ona Taçkıran değil Başkıran Mamey’im demişti. Bunun üzerine Sabri Hoca, ona kuşçuların kendi kozmik odalarında ürettiği, birbirleriyle şifreli konuştuğu argo-jargon karışımı bir sözle “Portakal orda kal” demişti. Mamey, Urfa’da “insan nisyan ile maluldür” sözünün tipik bir tezahürüydü. Mamey, daha üç dört yıl öncesine kadar bütün dünya, Kuş Gribi ile nasıl sarsıldığını unutmuştu. Garip gurebanın kanatlı hayvanları, kanatlı kapılar ardında nasıl telef edildiğini de gözleriyle görmüştü.

Kuş Gribi o zamanlar, Urfa’da en çok Mamey’i ve kuşçu arkadaşlarını vurmuştu. Mamey, o dönemde bir çok kuşunu kaybetmişti. Kendisi de hastalanmış, uzun süre dışarı çıkamamıştı. Aynı mağduriyeti kuşçu arkadaşları da yaşamış. Onlardan da hastalananlar olmuş, kuşları telef olan da olmuştu.

Meraklısı için söyleyelim. Mamey’in neyi vardı. Onun yaşlı bir anne-babası ve kuşları vardı. Ha bir de tuttuğu şehrin futbol takımı vardı. Mamey fakir, tuttuğu takımı da fakirdi. Sabri Hoca’yı da takım tutmadığı için eleştiriyordu. Sabri Hoca, Mamey’e amatör takım kurma konusunda telkinlerde bulunmuşsa da etkili olamamıştı. Mamey, takımının maçlarına gidebilmek için çok sevdiği güvercini Şığ Şelle’yi satıp kendine bir forma almış, bayrak ve flamayı da terzide diktirmişti. Geri kalan parasını da takımı küme düşmesin diye kombine biletler almıştı. Mamey, Urfalıydı. Her Urfalı gibi Urfa’nın değeri olarak bildiği şehir takımına da değer veriyordu.

Kuş Gribinin yaşandığı dönemde Urfa’nın Hava durumu ile Mamey’in hava durumu hemen hemen aynıydı. O, artık eskisi gibi evin damında kuş uçurmuyordu. Nadiren Zere’yi görmek için dama çıkıp kuşlarını uçuruyordu. Mamey, damda güvercinleri uçurduğu vakit sanki seyircisiz bir maça çıkmış gibiydi. Damında çok sevdiği takımın bayrakları yağmur yemiş, çürümüştü. O bayrakları, hafta sonu tuttuğu takımın maçlarına gitmek için yaptırmıştı.

Mamey, Kuş Gribi sürecinde “İyi ki Şıh Şelle’yi satmışım,” diyordu. Çünkü o, Kuş Gribinden çok sevdiği ve pahalı olan bir diğer kuşu Mısırlı’yı kaybetmişti. Sadece Mısırlı mı? Ayneli, Kınıfırlı, Gümüş Kuyrak, Şarabî kuşlarını da bu nalet gripte kaybetmişti.

Mamey’in evinde ve elinde beslediği ama uçurmadığı bir tek Angut Kuşu kalmıştı. Angut kuşu Mamey’e uğurlu gelmşti. Bu kuş, onu hayata tutundurmuştu. Çoğu zaman komşu kızı Zere’yi komşu damında görmediği vakit ona “Zere” diye seslenmişti. Angut kuşunun doğal samimiyeti azıcık da olsa Mamey’e sirayet etmişti. O; aşkı, sevgiyi, muhabbeti sanki Angut Kuşundan öğrenmişti.

Sabri Hoca, Kuş Gribi öncesinde Mamey’in evine ziyarete getmiş, bu kuşu orada görmüş ve çok şaşırmıştı. Memey kim, Angut Kuşu kim, demişti. Ona göre Mamey; ancak takla atan kuşlardan, takla atan insanlardan hoşlanırdı. Hatta bir keresinde Sabri Hoca, çok kızıp Mamey’e “angut” diyecek olmuştu da Angut Kuşuna hürmeten yutkunmuştu.

Sabri Hoca, Angut Kuşunun ismi olan “Angut” kelimesinin de vulgarize olduğunu düşünüyordu. Kendince şu mantığı yürütüyordu.: “Hikmet” kelimesinin anlamında yaşanan kayıp gibi Angut kelimesi de anlam kaybetmişti. “Hikmet lokantası, hikmet marketi, Hikmetsiz Ape hikmet..” Gibi örneklerle “Angut”un argo bir anlama düşmesi ve kaba-saba insanlar için kullanım macerasının aynı olduğunu düşünüyordu.