Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Kasım 2021

Başkentler başkentine göç!

Medeniyetimizin mütefekkiri, Mona Rosa efsanesinin şairi üstat Sezai Karakoç “Göklerden gelen karara” teslim oldu. “Ah uzatma dünya sürgünümü benim” diye seslendiği o çok sevdiği en sevgilisine kavuştu.

Üstat Necip Fazıl’ın “Ruh gibi, Hz. İsa gibi” diye tanımladığı, Cemal Süreya’nın “Öyle bir Müslüman ki Marx da bilir, Nietzche de bilir, Salvador Dali’yi sever. Sıkışmış, sıkıştırılmış deha. Alçak gönüllükle katı yüksek uçuyor. Şemsiyesi yok” diye övdüğü ve bizim dünyamızın fikir, düşünce, aksiyon adamı mütefekkir Sezai Karakoç’u önceki gün mahşeri bir kalabalıkla rahmeti Rahman’a uğurladık. Mekânı cennet olsun.

Onlar gittiler, bizler kasılmış yay gibi bekliyoruz. Dünya sürgünümüz sürüyor, ya sonra…

Sonrası ölüm! Nerde, ne şekilde ve ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Üstadın söylediği gibi “Ve son sözü hep alın yazısı söyler.”

Bir gün Allah Rasûlü (as) Hz Ömer’e (ra) sorar:

-Yâ Ömer, ölümü ne kadar yakın bilirsin?”

Hz. Ömer (ra):

-Yatıp da gözlerim kapandığında, tekrar açılmayacağını düşünecek kadar yakın bilirim” buyurur.

-Rasulullah (as): “Baîd Yâ Ömer. (Uzak ya Ömer! Uzak bilirsin ölümü)

Bu kez de Hz. Ebu Bekir’e (ra) sorar:

-Yâ Ebâ Bekr! Ölümü sen ne kadar yakın bilirsin?”

Hz. Ebu Bekir:

-Aldığım nefesi geri veremeyecek, verdiğim nefesi geri alamayacak kadar” buyurur. Rasulullah (as): “el âne. (Şimdi oldu).”

Dünya hayatı kısadır

Evet, Dünya hayatı çok kısa ve bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Bu gerçek ortadayken maalesef insan şaşılacak haller içindedir. Hz. Peygamber (as): “En çok şu kişiye şaşmak ona gerekir: ilk doğuşu tanır da, son doğuşu inkâr eder. Şuna da şaşılır ki, her gün, her gece ölüp dirilip dururken öldükten sonra dirilmeyi ve kıyameti inkâr eder. Şuna da şaşılır ki, cennete ve cennet nimetlerine inanır da yine aldatıcı dünya için çalışır. Şuna da şaşılır ki, başlangıcının bulaşık bir nutfe (sperme), sonunun çirkin bir leş olduğunu bilir de yine büyüklük taslar ve öğünür."

“Dünya sürgününde” olduğumuzu bilerek Hz. Peygamberin duası ile Rabbimize yakarıyoruz: “Ya Rabbi, bizi nefsimizle bir an olsun yalnız bırakma!” Çünkü gaflet ve günah bulaşıcıdır yaklaşırsak bulaşacağını biliyoruz.

O halde senin için önemli olan dünya mı, ebedi hayat mı?

Gafil kişide ölçüsüzce dünyaya bağlanmak var. Ölümü bildiği dünyanın peşinden koşmak var. Gafil kişi Devekuşu misali başını kuma (dünyaya) gömer lâkin koca gövdesi açıktadır, bilmiyor ki avcıdan (hesap gününden) kaçmak mümkün değildir. Ağzından “öleceğiz!” sözleri çıksa da kalbinde ahiretten ziyade dünya endişesi hâkimdir. “Allah’ın kulu” olduğunu söylese de saltanat ve dünya davasını bırakmaz.

Resulullah, Ebû Zerr’e hitaben şöyle buyurmuştur: “Gemini bir kere daha elden geçirerek yenile, çünkü deniz çok derin. Azığını tastamam al, şüphesiz yolculuk pek uzun; sırtındaki yükünü hafif tut, çünkü tırmanacağın yokuş çok sarp. Amelinde ihlaslı ol, zira her şeyi görüp gözeten ve hakkıyla değerlendiren Rabb’in senin yapıp ettiklerinden haberdardır”

Bizleri üzen de üstat gibi öncülerin yerini doldurmak zor gibi görünüyor çünkü onların yetiştiği ortam, onları yetiştirenler, bilinç ve mücadele yok! Yine de umutluyuz çünkü “Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır.”

Allah’tan umut kesilmez.