Başkanları bekleyen sorun; Diyarbakır
Cumali Atilla’nın şehirde ne kadar sevildiğini anlamak zor değil. Kendisiyle şehrin herhangi bir caddesinde 20 dakika yürürseniz insanların teşekkürlerinin ne anlama geldiğini görürsünüz. Bu yüzden Sayın Atilla’nın adaylığı şehirde iyi bir rüzgâr estirdi.
Ayrıca;
Cumali Atilla’nın AK Parti’den aday gösterilmesi bölgedeki her ilde görülmesi muhtemel “kayıkçı kavgası”nın önüne geçti.
Cumali Bey isabetli isimdi, çünkü başkalarının seçim çalışmasında, “Yapacağım, edeceğim” diyeceği pek çok hizmeti iki yıla sığdıran kişidir. Burası tamam, lakin Burada Cumali Bey’i bekleyen zor bir süreç var, bunu yazımızın sonuna doğru anlatacağız.
2014 Mahalli seçimlerinden sonra AK Parti Genel Merkez’ine gidip, “Neden Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini kazanamıyoruz?” sorusunun cevabını aramıştık. Çok şey anlattık, seçimleri etkileyen asıl faktörü, aday belirlemelerini vs. Ayrıca Diyarbakır’ın kazanılması muhtemel büyük bir ilçesindeki tercihlerin analizini yaparak kaybı somutlaştırmaya çalışmıştık.
O gün demiştim ki, eğer 900 seçmenlik bölgeye 8 (Sekiz) belediye meclis üyeliği, 11 bin seçmeni olan bölgeye de 1 (Bir) meclis üyeliği verirseniz, bu, burayı kazanmamak için elinizden geleni ardınıza koymamışsınız demektir. Keza bir ilçede zaten sevilmeyen, kötü hasletlerle tanınan, parasıyla temayülde çok oy alan ve birilerinin yakını olması dışında hiçbir özelliği olmayan ismi belediye başkanlığına aday gösterirseniz kazanmanız için bir sebep kalmamıştır.
Eski alışkanlıklar terk edildi
Bu seçimin farklı olacağı bekleniyor. Birincisi, AK Parti bütün mahalli seçimlerde adayını en son güne bırakırken bu dönem seçime dört aydan fazla süre kala açıkladı. İkincisi, istisnalar dışında tercih edilen adaylara bakıldığında geçen dönemlerden kalma alışkanlıkların büyük oranda terk edildiği görülüyor. Bu yüzden Mart’ta yapılacak olan seçimlerin kazanılması için AK Parti olası bazı sorunları çözmüş görünüyor.
AK Parti ile ilgili Diyarbakır’da iki farklı görüş var:
1. AK Partili etkili şahsiyetler “Nasıl olsa seçimi kaybederiz” yaklaşımıyla hareket ederek kendi adamlarını aday yaparak “sorunsuz” bir seçim çalışması yapacaklar.
2. AK Parti, bölgede alacağı oyların, kazanacağı belediyelerin Türkiye’nin herhangi bir ilinde veya ilçesinde kazanacağı belediye başkanlıklarından farklı bir ehemmiyete sahip olduğunun bilinciyle aday belirleyecek ve büyük oy patlaması yapacaktır.
Gelelim Sayın Cumali Atilla’yı bekleyen ‘zor sürec’e:
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini büyük oranda etkileyecek olan İlçe Belediye Başkan Adayları ve Belediye Meclis Üyeliklerinin belirlenmesi. İlçe belediye başkan adaylıklarının yanı sıra yüzlerce meclis üyesi adayı belirlenecek. Bu adayların tercihindeki isabet büyükşehir için on binlerce “yeni oy” demek. Bu konuda nasıl bir yol izlenecek bekliyoruz.
Önümüzde 16 yıllık -ve üstelik her dönem hüsranla neticelendiği halde terk edilmemiş- alışkanlıklar var. Seçimi kazanmak isteyen yaklaşım oy getirebilecek isimlerin aday gösterilmesini esas alır, seçimi kazanma derdi olmayanlar ise, “Nasıl olsa kaybederiz, o zaman bizimki aday olsun” diyecek. Bu sebeple Sayın Atilla’nın seçimi kazanmak için aday belirlemelerinde çok hassas davranması bekleniyor.
Aday belirlemelerinde AK Parti Genel Merkez’ine büyük sorumluluk düşüyor:
Bu şehirde Yeni Türkiye’ye yaraşır yeni bir başlangıç yapmak isteyip istemediğini göstermesi lazım. Yeni Türkiye’ye yakışan bir başlangıç için şimdiye kadar denenmiş ve her defasında daha büyük kayıpla neticelenmiş aday belirleme yöntemini bırakması gerek.
Zor değil, ilçelerinde sevilen, deneyimli, dürüst yüzlerce insan varken, en antipatik, en somurtkan, dedikodusu ayyuka çıkmış insanları bulup aday göstermek davaya büyük haksızlık olur.
Ayrıca önceki dönemlerde İl Başkanlığı yapmış, milletvekilliği yapmış, belediye başkanlığı yapmış pek çok şahsiyet görev bekliyor, adaylık için bizzat başvuranlar olduğu gibi görev verilmesi halinde sorumluluk yüklenenler biliyorum. Bunun dikkate alınması lazım.
Bu sebeple aday belirlemede önceki dönemlerin işe yaramamış bütün versiyonlarını terk etmek gerek. Aksi taktirde “Başkan Erdoğan’ın hatırına” alınan oyların bir kısmını kaybetmenin vebali izah edilemez.
Cumartesi günkü yazımızda bir başka ilimizi yazacağız inşaallah…