Başka Türkiye Yok!

2024 Paris Olimpiyat Oyunları tamamlandı. Akıllarda ise açılış törenindeki LGBT’ li figürlerin, halıda boy gösterdiği o malum fotoğraf kaldı maalesef. Sporcularımızın büyük bir başarı kazanamaması yanı sıra, bunun üzerinde durulması gereken bir husus olduğu da herkesin idrakine kazındı. Tabi muhalefetin MASRAFTAN KAÇINMAKSIZIN, Paris’te düzenlediği programları da buraya eklemekte yarar var. Öyle ki ülkemizde topyekûn tasarruf tedbirlerinin uygulandığı bir demde, muhalefetin bunu umursamamış gibi bir görüntü vermesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Şimdi bazıları çıkıp; “ne var bunda, İktidar da yapıyor” diye savunmaya geçebilir? Şahsen bende tüm devlet kurumlarında, hatta özel hayatımızda da, İSRAF’IN hep karşısında olmak gerektiği kanısındayım. Ancak israf siyasetiyle iktidarı sıkıştıran ve üstelikte bundan pirim yapanların, böyle bir tavır takınarak KENDİLERİYLE NASIL ÇELİŞTİKLERİNİ kim inkâr edebilir ki?

Fakat bu bizim bir zaafımızdı, aslına bakarsanız. Zira empati yapmadan kendi çıkarımızı ne olursa olsun savunmak, neredeyse bir karakter halini almıştı benliğimizde. Tıpkı geçenlerde Devletimize karşı onca cürüm işlemiş bir sosyal ağın, erişime kapanmaması için tepinenler olduğu gibi. Tıpkı Adana 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin, LGBT ve PEDOFİLİ’nin yer aldığı bir oyun platformuna, erişim engeli getirilmesi sonrası yaşananlar gibi. Ne diktatörlük bıraktı bir takım çevreler, ne de demokrasi… HEM DE KENDİNİ TÜRK YASALARINDAN ÜSTÜN GÖREN BU ZÜMRELERE, BİRİLERİNİN DUR DENMESİ BARİZ GEREKİRKEN… Elbette bazı muhalif figürlerin, ülkesini Batıya şikâyet etmeleriyse cabası. Oysa aynı çevrelerin bizlere Batı diye örnek gösterdikleri ülkelerde de, BENZER FAALİYETLER icra edildiğine herkes şahitti. Mesela İngiltere’nin hazırladığı yeni Çevrimiçi Güvenlik Yasası'na göre, kullanıcılarını şiddete veya nefrete teşvik edecek içeriklerden korumayan online platformlara YAPTIRIM UYGULANABİLECEKTİ. Danimarka'da da öğrencilerin derslerine odaklanmalarını sağlamak amacıyla, sosyal medya ve alışveriş sitelerine ERİŞİMLERİNİN KISITLANMASINA BAŞLANACAKTI. Demokrasinin beşiği ABD’de ki TİKTOK yasağı ve Almanya’nın internet oyunlarına en çok YASAK GETİREN ülke olmasını ise daha saymıyorum bile…

Hülasa Devletimiz, istediğini aldı netice itibarıyla. Keza söz konusu platformun; terör örgütlerine ait hesapları ve bu örgütlerin propaganda içeren paylaşımlarını, kaldırılmak için hassasiyet göstereceğini beyan etmesi bu demekti. Kişisel hesapları uyarmadan kapatamaması ve Türkiye Cumhuriyeti yasaları kapsamında, tavır alacağını kabul etmesi de bir kazanım oldu. Kısacası “ZOR OYUNU BOZAR”ın, son perdesini izlemiştik bu vesileyle. Keşke herkes gibi sosyal ağlar da, ülkemizin yasalarına ve dahi değerlerine aykırı hareket etmeseydi de böyle hadiselerle karşılaşmasaydık. Ama gelin görün ki içeride destek bularak, toplumun huzurunu bozduklarını gören mihrakların, başka denemeler yapmaması imkânsız. Hâlbuki hadise bu denli açıkken, içimizdekilerin küresel tröstlerin ekmeğine yağ sürmelerinin ne âlemi vardı ki? Madem bu kadar duyarlıydılar, İsrailli şarkıcı Ofer Levi’in, Netanyahu'yu “SON DÜNYA SAVAŞINI” başlatmaya çağırmasına, tek kelime etmemelerine şaşıyorum doğrusu. Hadi onu geçtik! Aynı zibidinin; “ATOM BOMBANIZ VARSA YEMEN'DEN, İRAN'DAN, TÜRKİYE'DEN BAŞLAYIN, BU TEVRAT'TAN GELEN EMİRDİR” açıklamasına karşı niçin tepkisizdiler? Peki, Suriye’de yüzbinlerce PKK/YPG’li teröristi silahlandıran ABD’yi, neden en azından kınama zahmetinde dahi bulunmuyorlardı? Gazze de katledilen bebekler, sosyal ağ beğenilerinden daha mı çok değersizdi Allah aşkına? Yapmayın ne olur! Herkesin aklına başına alması gereken bir dönemdeyiz inanın. Dünya büyük bir savaşın eşiğinde beklerken, birilerinin GAZINA GELMEK en çok bizlere zarar verecektir kati surette. Çünkü BAŞKA BİR TÜRKİYE YOK. Doğru ise tek… Yoksa yanılıyor muyum? Takdir elbette sizlerin…