BASİT TEDBİRLERLE ÇOCUK ÖLÜMLERİNİ DURDURALIM!!!
Çocuklarda ölüme neden olabilen birkaç olaya karşı hangi önlemleri almamız ve bu durumlarla karşılaştığımızda ne yapmamız gerektiğinden bahsetmek istiyorum.Bu olayları kas içi iğne injeksiyondan sonra gelişen anafilaksi, ani bebek ölüm sendromu, boğulma, boğulayazma, ilaçların yanlış verilmesi olarak gözden geçireceğiz.
1.Kas içi enjeksiyon ya da İM enjeksiyon: 3. Kuşak sefalosporin grubu antibiyotiklerin kas içi enjeksiyonu 6 yaş altı çocuklara uyluktan, daha büyük çocuklara kalçadan yapılır. Genelde antibiyotiklerin enjeksiyonu sonrası gelişen anaflaksi yılda milyonda bir gözükmektedir.Yılda yaklaşık 76 çocuğumuz bu kötü olaydan dolayı kaybedilmektedir. Diğer antibiyotiklerin enjeksiyonuna bağlı anaflaksi 3. Kuşak sefalosporin grubu antibiyotiklere göre daha az sıklıktadır. Penisilin flakonunun kırılmasından hemen sonra antijenlerin hava yoluyla alınmasına bağlı anafilaksi bulguları hemen gelişmektedir. Yani penisilin alerjisi enjeksiyon sonrası değil, hemen her zaman penisilin flakonunun hemşire tarfından kırılıp enjektöre çekerken gelişir. Anafilaksi bulguları enjeksiyondan yarım saat sonra %90 oranında gözükür. Bu bulgular göz kapakları, yüzde ani gelişen şişlik, ses tellerindeki ödeme bağlı boğuk ses, zor nefes alma, alın, yüz ve boğazda karıncalanma, tansiyonun düşmesine bağlı ani gelişen solukluk, bayılmadır ve bazende kalp durmasıdır. Tedavisi çok basittir. Adrenalin, kortizol ve serum fizyolojik tedavisinin damar yolundan hızlı verilmesi ile hayatı tehdit eden hipotansiyon ve ses tellerindeki sıvı birikimine bağlı gelişen solunum güçlüğü tedavi edilir.Dolayısıyla çocuk hasta kas içi enjeksiyondan sonra en aza yarım saat hastanede müşahade bölümünde izlenmeli, hekim tarafından çocuğun iyi olduğu onaylandığı zaman evine gönderilmelidir.
2.Ani Bebek Ölüm Sendromu: Ani bebek ölüm sendromu 1 yaşından küçük çocuklarda görülür. Görülme sıklığı 500 binde birdir. Yani yılda yaklaşık 150 çocuğumuz bu olaydan dolayı kaybedilmektedir. En sık nedenide yanlış pozisyon dediğimiz yan ve yüzü koyun pozisyonda çocukların yatırılmasından kaynaklanır.6 aydan küçük bebeklerde daha sıktır.Çünkü bebekler sanılanın aksine ağızdan değil burundan nefes alıp verirler. Yan yatan bebek genelde yüzükoyun pozisyona döner.Yüzükoyun yatan bebeğin zaten burun delikleri küçük olduğundan nefes alması oldukça zor hale gelir. Yani kendi elimizle kısır döngü başlatırız. Yaz aylarında bebek çok terlediğinden ve soğuk algınlığında burun mukozasında gelişen şişlikten dolayı, yüzükoyun pozisyonda yatırılan bebeklerde ani solunum durmasına bağlı kalp durması ve ölüm görülebilir. Bazı ailelerimiz çocuk sırt üstü yatırılırsa kafasında şekil bozukluğu gelişecek diye düşünür. Halbuki beynin büyümesi 5 yaşına kadar ancak tamamlanır. Beyin büyüdüğü bu süreçte bunun gelişme olasılığı yoktur. Genelde bayılmanın en sık nedeni vazovagal yani nörokardiyojenik senkoptur. Bu durum otonom sinir sistemi fonksiyon bozukluğuna bağlıdır. Vazovagal bayılmanın tedavisi basittir. Aç kalmama, ayakta uzun süre kalmama, bol kahve içilmesi ile tedavi edilir. Eğer sık bayılan bir çocuk bu tedavilere yanıt vermiyorsa altta yatan ve ölümcül olan uzun QT sendromu olabilir. Büyük çocuklarda bayılma ve kalpte çarpıntı hissi ile kendini gösteren uzun QT sendromudur. 2 yaş altındaki uzun QT sendromu olan çocuklarımız beslenme azlığı, morarma, öksürük yakınması ile hastaneye getirilip genelde bronşiolit diye tedavi edilirler. Bronşiolit tedavisine yanıt vermezler. Hemşire ya da 6. sınıf tıp öğrencisinin kalp atım sayısını dinlemesi ve bunun sonucunda EKG çekilip QT mesafesinin 46 msn'nin üzerinde bulunmasıyla tanı konur. En sık nedeni sodyum kanal gen mutasyonudur. Diğer durumlar Romano Ward sendromu, Jervell Lange Nielsen, Brugada, Leopard sendromlarıdır. Tedavisi elektrofizyolojik inceleme ile kalpte fazla iletime neden olan yolun kesilmesi, buna uygun olmayan hastalarda kap pili takılmasıdır.
3.Boğulma: Boğulma vakaları yılda 100 binde bir görülmektedir. Yılda 7.600 boğulma vakası ile ülkemizde karşılaşıyoruz. Bunların çoğuda ölümle sonuçlanıyor. 3 yaşından küçük çocuklarımıza küçük gıdalar dediğimiz çekirdek, kabak çekirdeği, nohut, leblebi, fındık, fıstık, jelibon, zeytin gibi hava yollarına kaçabileceğinden vermemiz gerekiyor.13 aylıktan küçük çocuklarımızda çekirdek, kabak çekirdeği, antep fıstığı yer fıstığı alerjisi sık olduğundan bu gıdalar kesinlikle verilmemelidir. Çekirdek ve kabak çekirdeği, antep fıstığı verileceği zaman bunların kabuksuz olanları temin edilmelerek ya da kabuğundan çıkarılarak rendeden geçirilip iyice ezilmeli, püre dediğimiz sıvı gıda şeklinde verilmelidir. Yani bu gıdalar iyice ezildikten sonra yoğurda, meyve suyu ya da suya konulup öyle verilmelidir. Yine nohut ve leblebide iyice ezilip sıvı gıdalara konularak verilmelidir. Zeytini kesinlikle çekirdeğinden çıkarıp öyle vermemiz gerekir. Örneğin tavuk kanadını çocuğumuz kemirsin diye eline vermememiz gerekiyor. Yine balığı kılçığından ayıklayıp vermek gerekiyor. Özellikle balık alerjisi 18 aydan küçüklerde sık olduğundan bu aydan önce verimemesi gerekir.Kış aylarında sık yapılan bir hatada öksürüğe iyi geldiği için ballı süt verilmesidir. İnek sütü alerjisi 12 aydan önce sık olduğundan 1 yaşından önce inek sütü bebeklere verilmez. Yine balda 1 yaşından önce kesinlikle bebeklere verilmemelidir. Çünkü bala bağlı kabızlık, donuk yüz, ağızdan salya gelme, göz kapaklarında düşüklük ve yaygın gevşeklikle kendini gösteren ölümcül olan infantil botulizm gelişebilir. Eğer çocuğumuz bu küçük gıdalardan herhangi birisini yerken morardı ve nefes alamadıysa, besinin büyük hava yoluna kaçması ile oluşan boğulma durumuyla karşı karşıyayız demektir. Bu durumda elimizi çocuğun ağzına götürüp gıdayı çıkarmaya çalışmamalıyız. Çünkü el parmaklarımızla geri kalan besin artıklarınında solunum yoluna kaçmasına neden olabileceğimiz gibi, yumuşak ve sert damağa zarar verebiliriz. Ayrıca refleksif stridor denilen ses tellerinin ani kasılması ile ilişkili, ani solunum durması olayı ile karşılaşabiliriz. Yine çocuk morardığı zaman, çocuğu yüzü koyun pozisyona getirip, sırttaki her iki köprücük kemiği arasına birkaç kez sert vurmamız gerekiyor. Bu manevra ile büyük bir ihtimalle besinin çıktığını göreceğiz. Eğer bu manevra ile yutulan besin çıkmazsa çocuğu sert bir zemin üstüne yatırıp göğüs kafesi kemiğinin sağ tarafına birkaç kez sert bir şekilde bastırdığımızda gıdanın yine çıktığını ve çocuğun rahatladığını göreceğiz. Örneğin 3 yaşından büyük bir çocuk erik yerken boğuluyorum diyerek ve ağızdan salya, köpük gelerek yanımıza gelebilir. Bu olay boğulayazma vakasıdır. Genelde erik, kiraz gibi meyveler büyük olduğundan solunum yoluna kaçmaz. Genelde yemek borusunun üst bölümündeki dar olan bölgeye takılır. Bu durumda yapmamız gereken Heimlich manevrasıdır. Heimlich manevrası yaparken çocuğun arkasına geçeriz. Çocuk biraz havaya kaldırılıp mide ile göğüs kafesi kemiği arasına birkaç kez sert bir şekilde bastırılır. Böylece eriğin çıktığını görürüz.
4.İlaçların Yanlış Verilmesi: D vit 3 damla, kan yapıcı ilaçlar örneğin ferrum ya da ferrosanol damla, alerji ilaçları zrytec ya da zaditen damla, kalp ilacı digoksin damla, ateş düşürücü novalgin damla, bulantı ve kusma giderici ilaç ametik damla gibi damla yoluyla ağızdan verilen ilaçlar çocuğun ağzına damlatılmamalıdır.Çünkü kapak açılıp ilacın tamamı çocuğun ağzına dökülülebilir. Buda hayatı tehdit eden olaylarla karşılaşmamıza neden olabilir.
Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji Bilim Dalı
Uzman Doktor Ali Aydın
İletişim: [email protected]