BASİRET YOK, TUZLUK VAR
Henüz ortalıkta dershane yok,
MGK yok,
Fişleme iddiaları yok,
Ama adamlarda darbe hazırlıkları başlamış, sıra "tuzluk"ları bakan çıkarmaya gelmiş. Biz de oturup "yok hocaefendi şunu yapmaz, yok hocaefendi bunu yapmaz" diyorduk.
Ne kadar iyi niyetliyiz, her şeyi bilmemize rağmen fitne uyanmasın diye bütün sinsi teşebbüsleri "cemaate gizlice sızan fitneciler"e bağladık. İşte o yazılarımdan bir bukle:
"KCK davası, MİT Müsteşarı, sorgu- ifade, İsrail, cemaat, bölücülük, başbakan, hoca efendiu2026"
Beyler! Aklınızı başınıza devşirin, iyi misiniz?
Bu sözcükleri bu şahsiyetlerin isimleriyle nasıl bir araya gelebildi? Ya da siz nasıl bir araya getirebildiniz?"demişiz, (22. 02.2012 haberx)
"Cemaatle Sayın başbakanın arasına fitne sokmak için gece gündüz çabalayan "derin Ortadoğu" her yolu deniyor"demişiz,(Haberx 18. 06. 2012)
"u2026Yoksa başbakan haksız bile olsaydı inanıyorum ki Hocaefendi Ecevit'e, İsrail'e, Demirel'e, İbrahim Öztürk'e gösterdiği toleransı fazlasıyla Tayyip Erdoğan'a gösterirdi"demişiz, (daha 25. 11. 2013'te Milat Gazetesi)
Meğer biz bu hüsnüniyeti korurken hocaefendi hükümeti devirme planları yapıyormuş. Biz 7 Şubat MİT-Yargı krizinde de, ondan önce 2009'da PKK ateşkesi sonrası başlatılan KCK operasyonlarında da ve daha pek çok "operasyonda" cemaatin kimi zaman direkt kimi zamanda dolaylı müdahalesinin olduğunu biliyorduk. Biliyorduk, ama dediğim gibi fitne bizden çıkmasın diye hep "bunları cemaate sızmış"lar yapıyor dedik, cemaat bunları temizlesin dedik ama nafile. Çünkü cemaat hiç birisine dokunmadı, fitnecileri her zaman baş tacı yaptı.
Şu hale bakın,
"Daha ellerinde pek çok kasetin olduğunu, cumhurbaşkanı seçimlerinden önce Türkiye'de birçok dengenin değişeceğini" söylüyorlar.
Yahu "adanmış ruhlar" dedikleri bunlar mı?
Bunlar ve bunlar gibi olanlardan olsa olsa Siyonizm'e adanmış ruh olur.
Adamlar dershanelerden aylar önce işlerini güçlerini bırakmışlar başbakan Tayyip Erdoğan'ı ve hükümeti nasıl devireceklerini konuşmuşlar. Yardıma da "o çok sevdiği Güneydeki ülke/İsrail geliyormuşu2026" bu sözlerin sahiplerinin Türkiyeli olmalarını imkanı yok.
Adam olan, adamdan olan ülkesinin geleceği ile ilgili İsrail'le bir iş tutar mı?
Demek öyle he?
"Bunlar Türkiye'de halkı uyutmuşlar. Halk aptal zavallı hepsi. Geri adım atmak yok. Onun (Başbakan) bertaraf edilmesi şart. Ülkenin varlığı yokluğu buna bağlı. Nisandan sonra bakanları, milletvekillerini biz belirleyeceğiz. Daha bunlar iyi günleri. Nisandan sonra senaryoyu biz yazacağız" diyor.
Demek başbakan Erdoğan BERTARAF edilmeli öyle mi?
Nisan'da hükümet gidecek ve siz tuzlukları aday koyup milletvekili bakan seçeceksiniz he mi?
Aslında ne oldu biliyor musunuz?
Bu kibriniz gayretullaha dokundu,
Yoksa Ak Parti trilyon dolar harcayıp propaganda yapsaydı sizi siz kadar zor durumda bırakamazdı.
O BEDDUA, o ANANAS, o ceketli TANSİYON ölçme, o "taş-tuzluk" muhabbeti toplumda infiale yol açmış.Hal böyle iken şimdi de siz darbecilik oynanıyor.
Peki, darbe gerekçesi! neymiş?
BBC'den önce WSJ'a röportaj veren hocaefendi Tayyip Erdoğan'la kavgalarına "son iki yıl içerisinde demokratik ilerlemenin tersine dönmüş olmasıu2026"nın etkili olduğunu söylemiş.
Ancak gelin görün ki Ak Parti iktidarı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde demokratikleşme adına kimsenin cesaret edemediği adımları tam da bu son iki yılda atmış.
Anlaşılan o ki "mabeyn" doğru bilgilendirmiyor hocaefendiyi. Yoksa daha 4 ay önce bizzat başbakanımız tarafından açıklanan son Demokratikleşme paketinin Türkiye'de devrim niteliğinde olduğunu görecekti. Şimdi ise yeni Demokratikleşme paketi yolda. Ama hocaefendi "mabeyn"ine uyup Wall Street Journal adlı İsrail güdümlü gazeteye:
"Bu demokratikleşme reformlarının devam etmesini isterdiku2026 Türk halkı geçen son iki yıl içerisinde demokratik ilerlemenin tersine dönmüş olmasından üzüntü duyuyor" diyor.
Allah aşkına vurguları bana ait Hocaefendinin;
"u2026son iki yıl içerisinde demokratik ilerlemenin tersine dönmüş olmasıu2026"ifadesi hakkaniyetin neresine düşer? Herkes kabul ediyor ki "mabeyn"ininhocaefendiye anlatmadığı/göstermediği! Devrim niteliğindeki adımlar bu son iki yılda atılmıştı.
u00b7 28 Şubat post-modern darbe döneminde görevlerinden atılan memurlara görevlerine dönüş hakkı vermedi mi?
u00b7 Hocaefendi 40 yıllık vaazlarında bir kerecik olsun "bu kardeşlerimizin dilidir, dillerin her biri Yüce Rabbimizin ayetlerindendir, neden bu dili yasaklıyorsunuz" demediği bu dili ve diğer anadilleri okullara seçmeli ders olarak koymadı mı? Sonra kardeşlik gereği Özel Okullarda Anadilde eğitimi serbest bırakmadı mı?
u00b7 Medrese alimlerinin kadrolu olmalarının önünü açmadı mı?
u00b7 YAŞ mağdurlarının haklarını iade etmedi mi?
u00b7 Nefret suçları -ki bir asırdır bu ülkede mağdurları var- suç sayılmadı mı?
u00b7 Kamuda başörtüsünü serbest bırakmış. Milletvekillerinin başörtülü olarak TBMM'ne girmesine imkan tanımadı mı?
u00b7 Seçim barajının % 3'e çekilebilmesi, "Andımız"ın kaldırılması, köy isimlerinin iade edilmesi, yaşam tarzına müdahalenin suçuu2026
u00b7 Bunlar hocaefendi nezdinde hiç mi demokratik ilerleme olarak değer bulmuyor?
Ne yalan söyleyeyim,
Bu röportajlar -milyonda bir de olsa- "acaba bilmediğimiz bir şey olabilir mi" tereddüdümü ilmel yakin derecesindeki "hayır, neyse budur"a çevirdi. Bakın;
Şu an cemaatin yapmaya çalıştığının halktaki karşılığı darbeciliktir. Cemaat kabul etse de etmese de millet bugün olanları cemaatin 28 Şubat'ta Erbakan hükümetinin karşısında, darbeci paşaların yanında yer almalarının devamı olarak görüyor. Şimdi 17 Aralık süreciyle birlikte darbecilikleri tescillendi.
Bir dost tavsiyesi,
Eğer solculuk bu ülkede yeşermediyse inançlarımızın sağlamlığının yanında, solcuların darbecilerle beraber olmalarından kaynaklanıyor. Siz de böyle anılacaksınız ve yükselme dönemindeyken irtifa kaybetmek de ancak cemaate nasip olmuş olacak.
Twitter: @ahmetay_