Başıboş köpekler/Siyonaziler
10 yıl önce…
17-25 Aralık 2013…
Cumhuriyet Mitingleri, terör saldırıları, muhtıralar…
Adını “Büyük Yolsuzluk Operasyonu” koyarak gizledikleri darbe
girişimiyle Türkiye’nin büyük projelerini hedef aldılar.
7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı üzerinden Başbakanı tutuklamayı
planladılar.
Ocak 2014’te MİT tırlarına saldırdılar. Kobani bahanesiyle
sokakları ateşe verdiler.
2015 çukur terörü…
15 Temmuz…
14-28 Mayıs 2023…
“Biden Dostları”/Siyonazi tetikçileri üzerinden yeni bir
süreç denediler.
Yeni suikastlar düzenleyeceklerini açıkladılar…
FETÖ’nün bedduası…
Başıboş köpekler, nasıl ki savunmasızlara saldırıyorlarsa
Siyonaziler de öylesine şımarık ve ağzınca saldırıyorlar.
Köpek, köpekliğini yapıyor ama insan, insan olarak
davranmıyorsa hayvandan daha aşağı seviyede “esfel i safilin”dir: belhüm adal…
Hayvanlık bunların yanında bir seviyedir.
BM’nin Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail mezaliminin
durdurulması için yaptığı çağrılar:
27 Ekim…
8 Aralık…
ABD’nin Güvenlik
Konseyinde vetosuyla yine taşlar bağlandı, köpekler salındı.
Son olarak 13 Aralık’ta
BM Gene Kurulunda Özel Acil Filistin
oturumunda karar tasarısı oylandı:
23 "çekimser"
10 "hayır"
153 “evet” oyuyla kabul edildi.
Hiçbir yaptırım gücü yok.
ABD ne zaman “dur” derse İsrail,
o zaman –belki- durabilir.
"Hayır"
oyu kullanarak İsrail mezalimine ortak olan ülkeler: ABD, Avusturya, Guatemala,
Liberya, Mikronezya, Nauru, Papua Yeni Gine, Paraguay…
Siyonazilerin yancıları da ya suskunlar ya Hamas’ı
terör örgütü olarak yaftalamaya çalışıyorlar ya da katliam finansörlerinden STARBUCKSLARa gidip dayanışma şovları
yapıyorlar.
Bu tipleri tanımak, İsrail’i tanımaktır,
ABD’yi tanımaktır, emperyalizmi, köleliği tanımaktır.
Bunların
yasaklar adı altında yıllarca bu millete uyguladıkları zulmü, İsrail’in
Gazze’de uyguladığını bilmektir.
Hoyrattır, şımarıktır, utanmazdır,
kutsalı yoktur.
Başbakanı,
bakanları asıp Hürriyet ve Anayasa Bayramı ilan edip “kutlamalar” yapmıştır.
15 Temmuz’da yaptıkları bunun en açık
delilidir.
Ezan yasağı,
camilerin kapatılması, ahır, meyhane yapılması, matbuatta “Allah ve Ahlak” kelimelerinin yazılmasının yasaklanması ve başörtüsü
zulmü sosyal bir soykırımdır.
İdeolojik
kavgalar tıpkı ülkelerin tanklarla bölünmesidir, beyin katliamıdır.
Neden eşi,
annesi başörtülü, babası sakallı olanların seçilme hakları ellerinden alınmak
istendi?
367 kararının gerekçesi ne idi?
“411 el kaosa kalktı” manşetini atanlar, neyin peşindeydiler?
Hangi
gerekçeyle iktidar partisinin temelli kapatılması için dava açıldı ve iktidar
partisi temelli kapatılmaktan kıl payı kurtulup, para cezasına çarptırıldı?
Sincan’da tanklar niçin yürütülmüştü de
tankları yürüten general dünya lideri ilan edilmişti?
Kimdi bu unvanı
veren?
Filistin ve
Türkiye…
İhanet de aynı…
Gazze’nin
açlığa, yokluğa terk edilmesiyle Müslüman coğrafyasındaki ekonomik, siyasi,
sosyal ve kültürel krizler, kimlik bunalımları arasında bir fark yoktur.
Siyonazizm…
Nazileşen,
Firavunlaşan bir topluluğun ibretlik akibeti: İsrail…
“Ve Kudüs şehri.
Artık yer
şehri, toprak şehri.
Bakır
yaprakların, çelik göğdelerin, acımasız yüreklerin
Demir
köklerin, tunçtan ve uranyumdan dalların.
Kurşundan çiçeklerin
şehri.
Gülle
kusuyor ana rahmi
Bomba
parçalıyor beynini bebeğin
Tanklar
saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var
Uçak var
gök yok utanç var
Ve kime
karşı bütün bunlar
Masum Müslümanlara
karşı
Binlerce
yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı
Ve kim
tarafından bütün bunlar
Romanın,
Babilin, Asurun ve Firavunların
Ve nice
milletlerin zulmünü görenler tarafından
Zalime olan
öcünü mazlûmdan almak
Zalim olmak
ve en zalim olmak
Ve artık ne
İbrahim ne Yakup ve ne Musa var
Tersinden
okunan Tevrat hükümleri” (Alınyazısı Saati, Sezai KARAKOÇ)
BM’nin köpekleşenlere gücü yetmiyor…
Ama Türkiye’nin, Filistin’in arı duru çocukları surda
mukaddes bir gedik açtılar…
Zalime dost, mazluma düşman olanlar düşünsünler, şimdi!...