Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.54
Gram Altın
2493.70
BIST 100
9548.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Başıboş Köpek Terörü Niçin Başıboş-2: Rant Kesilmesin

30 Mayıs 2022 tarihli köşe yazımdaki “Başıboş Köpek Terörü” konusunu açmaya devam edelim:

10 milyon köpeğin sokaklarda yaşadığı bir ülke olduk. Siyasiler bu köpeklerden mi oy bekliyor ki, insanların göz göre göre öldürülmelerine, sakatlanmalarına, yaralanmalarına, ısırılmalarına göz yumuyor, kör olmuş, sağır olmuş, bir aymazlık içindeler.“Günde” ortalama 600-700 Kuduz Şüpheli Temas vakası yaşanıyor (Sağlık Bakanlığı Resmi Verileri). Bunların da kahir ekseriyeti köpek kaynaklı! Bizler haberlere düşen birkaç kötü vakadan haberdar oluyoruz sadece! İçişleri Bakanı ülkede 100 terörist kaldı sanıyor, 10 milyon terörist her gün eylem yapıyor, insanları, öldürüyor yaralıyor, korkutuyor, hasta ediyor Sayın Süleyman Soylu! Sizin bu terörden haberiniz mi yok? Sayın Milli Eğitim Bakanı, çocuklar okula giderken ısırılıyor haberiniz var mı? Sokakları başıboş köpeklerden ve başıboş köpek teröründen temizleyin artık! Unutmayın hiçbir Avrupa ülkesinde sokakta başıboş hayvan yok.

Türkiye’de yıllık 1 MİLYAR $ (USD) civarında köpek maması rantı döndüğü konuşuluyor. MİLYAR dolarların havada uçuştuğu yerde çocukların, yaşlıların, gençlerin vs insanların ölmesinin hiçbir öneminin kalmıyor olduğunu görmek çok korkutucu… Bu rantın da iki yönü var; Birincisi yolsuzluğa alet edilen mama rantı; Belediyeler bütçelerinden köpek maması alabiliyor. Mama faturasını alıp köpeklere dağıtınca para “buharlaşıyor”. Ancak insanların ihtiyaçlarına dağıttım dese, “size bu yardım yapıldı mı” diye insanlara sorulabilir, ancak köpeğe gidip de “sana belediye mama verdi mi” diyemeyeceğimize göre mama faturasıyla mamalananlar olduğunu göz ardı edemeyiz. İkincisi mama dilencilik/dolandırıcılık rantı; bunlar da köpeklere mama vereceğim diye sosyal medyada, şurada, burada para dilenen, topladıkları para ile beslenen “köpekler” sorunu. Hatta mama rantı lobisinden birilerinin çok kısa sürede yat filan sahibi olduğu konuşuluyor. Her şeyden önce bu kayıt dışı dilencilik ve yolsuzluk sisteminin kontrol ve kayıt altına alınması ve başıboşluğun yasaklanması şart. Sokaklarda başıboş/rastgele/vahşi besleme yapılmasına izin verildiği sürece bu sorunun çözülmesi mümkün değil. Bir insan yararına yardım toplamak sadece resmi izinle ve kontrollü şekilde mümkünken, köpekler için yardım toplamak her türlü başıboşluk içinde. Yani insanına yardım çok zor, insan öldüren köpekler üzerinden para toplamak çok kolay! Sonra da vatandaş, “bu siyasetçiler/yöneticiler bize köpek kadar değer vermiyor” dediklerinde kimse alınmasın...!

Başıboş köpek terörü ile ilgili olarak birileri çıkıp UNECSO Hayvan Hakları Beyannamesi vs vs diyor, bakınız önceki yazımda söyledim; her kim size bu beyannamenin hukuki bir metin olduğundan bahsediyorsa bilin ki o kişi; ya cehli mürekkep câhili ya da şovmen…! Bu yönüyle Hayvanları Koruma Kanunu’nun (HKK) gerekçesinde de, olmayan bir UNESCO hukuki metnine dayalı yapılan HKK Anayasaya da aykırı, kaldı ki, HKK Anayasa’nın pek çok maddesine ve özellikle de Temel Hak ve Özgürlüklere “çok açık ve çok çok ağır şekilde aykırı.”Bu sorunun tek ve en doğru çözümü de Anayasa Mahkemesinin HKK’nu iptal kararı ile olacaktır. Tekrar söylüyorum; UNESCO’nun böyle bir resmi belgesi yoook…!Uluslararası hukuk metinleri günlük gazetelerle bağlayıcılık kazanmaz, 22.05.1969 Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (VAHS) ile düzenlenmiş çok ciddi bir prosedür var. VAHS hükümlerince hazırlanıp, yetki belgesi verilmiş yetkililerce imzalanarak, usulüne göre yürürlüğe girmişler dışında bir uluslararası hukuk metni doğmaz! Hayvan severim diye ortaya çıkanların bir kısmı, hayvanları kullanarak şov yapma meraklısı tipler…! Hukuk nedir, biliyor musunuz bu konuda: Ülkemizin de taraf olduğu 20 Ekim 2003 tarih ve 25265 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi “ÖLDÜRME” kenar başlıklı 11.maddesinde başıboş hayvanlarının öldürülmesi ve öldürmenin usulünü düzenlemiştir. Buna rağmen, ben kişisel olarak hayvanların insan öldürmesine seyirci kalınmasına karşı olduğum kadar, hayvanların öldürülmesine de kesinlikle karşıyım.

Hukukumuzda hayvanların statüsü belirlenmiştir. Hayvan “hakkı” olamaz, bu söylem hukuki değil. Hayvanlar, Medeni Kanunun Eşya Hukuku faslı, Borçlar Hukuku ve İcra İflas Hukuku gibi alanlarda düzenlenmiş birer “mal” statüsündedir. Haklara ehil olmak sadece kişilere özgü bir hukuki durumdur. Hayvanlar hukuki açıdan, mülkiyet hakkının konusu olan, tazminat/sorumluluk hukukunda sorumluluk nedeni olan, haczedilip satılabilen bir maldır. HKK ile bu malların ticaretinin yasaklanması, bu malları, “mal” olmaktan çıkartmaz. Satışı yasaklanan şey mal olmaktan çıksa, pek çok “mal”, “hak” sahibi olurdu. Öte yandan, Devlet, hücreleri insanlardan oluşan bir “leviathan” gibidir. Hukuk düzeni, köpekler değil, insanlar ve insanların birincil hakkı olan Yaşama ve Vücut Bütünlüğünü Koruma Hakkı üzerine kuruludur. Hiçbir hukuki metin, hiçbir uygulama, insan hayatını tehlikeye atacak şekilde veya tehlikeyi önlemeyecek şekilde düzenlenemez ve yorumlanamaz. Bu nitelikteki kanun hükümleri Anayasa’ya ve insan hakları ile ilgili uluslararası andlaşmalara aykırıdır. Her kanun, bu sınırlar içinde uygulanır ve yorumlanır. Bazı şovmen siyasetçiler, sırf şov yapmak için devleti devlet yapan esasları ayakları altına alıp çiğneme cesaretini gösterebilmektedir. Devletimiz, devlete olan inanca karşı “yıkıcı siyasetin” önünü kökten kesmelidir. HKK’dakiöncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır hükmü, insan hayatını tehlikeye atmayacak uygun bir yere bırakılır şeklinde uygulanmalı, köpeklerin çok olduğu, sürü olduğu yerlerde, barınağa bırakılmalıdır!

Danıştay 8.Dairesi E:2020/7528, K:2021/1532 kararında şuna hükmedilmiştir; hayvanların verdikleri zararlardan dolayı yerel belediye, büyükşehir belediyesi ve valilikler birlikte sorumludur. Bu nedenle, ölüm ve yaralanma halinde Vali ve Belediye Başkanına rücu edilmek üzere belediyelere ve valiliklere de dava açılmalıdır. Aynı şekilde ölüm ve yaralanma halinde, Savcılıklar da tedbir alma görevlerini yerine getirmeyen Valiler ve Belediye Başkanlarına da ceza davası açmalıdır. Vali/Belediye Başkanı terörü önleme görevini yapmadığı için ölüm ve yaralanmalara olmuşsa cezasını çekmelidir.

Son olarak, köpeklerden daha saldırgan hayvan sever görünümlü rant şebekesi ile gerçek hayvan severler birbirinden ayrılmalıdır. Hayvan öldürme ve eziyet olaylarının önlenmesi için de hayvanların sokaklardan uzaklaştırılması şart. Ancak ölüm kampı fonksiyonlu barınak uygulamasına da son verilip; barınaklar, “gerçek hayvan severler” ile “birlikte” valilik/belediye kontrolünde hayvan refahını gerçekten sağlayacak şekilde kurulmalı ve “yönetişim” yapılmalıdır. Erkek ve dişi hayvanlar için ayrı barınaklar yapılarak üreme önlenmelidir. Kısırlaştırma işlemi on yıllarca sürede bitirilemeyeceği için, kesinlikle bir çözüm değildir. Devletin kurduğu bu barınaklar dışındaki yerlere mama/yem bağışı da yasaklanmalı ve cezalandırılmalıdır.

Konuya devam edeceğiz…