Başbakan Diyarbekir'in huzurunda
Başbakan Prof. Ahmet Davutoğlu Ak Parti İl Kongresi münasebetiyle yarın "Diyarbekir'in huzuruna geliyor." Başbakan olduktan sonra Diyarbekir'e ilk gelişi Sayın Davutoğlu'nun.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu'nun da Diyarbakır denince bu aziz şehre olan derin sevgisini yüzüne yansıyor. Başbakan Davutoğlu bu sevgisini iki yıl önce "Diyarbakır'ın huzuruna geldiğinde" çok veciz ifadelerle, aforizmalarla ifade etmişti. Bu ifadelerden bir tanesi de "medeniyetlerin kenti Diyarbekir'e gelinmez, Diyarbekir'in huzuruna varılır, gelinir" idi.
Biz de Sayın başbakana Diyarbekir'in huzuruna hoş geldiniz, onur verdiniz diyoruz.
Hem Sayın Erdoğan'ın hem de Sayın Davutoğlu'nun Diyarbekir'e olan sevgilerini, bu kadim şehre verdikleri değeri ve önemi kendilerinden bizzat dinlemiş biriyim. Bu konuda kimsenin aksi söz söylemesi hakkaniyetle bağdaşmaz. Ancak,
Bu aziz şehre sevgileri, bu şehre verdikleri değer ile bu şehre reva görülenin çok da orantılı olduğunu söyleyemeyiz. Hayır, hizmet getirme babında söylemiyorum. Türkiye'de en çok hizmet alan iller sıralamasında ilklere rahat girer Diyarbekir. Sadece barajlar için son 7 yılda 12 katrilyon Lira harcama yapıldı Diyarbakır'a.
O zaman ne demek istiyorum?
Ak Parti Diyarbakır'da bugüne kadar DTP-BDP-HDP'nin veya bağımsızlarının yarışta olduğu hiçbir milletvekili seçiminde 1. Parti olmadığı gibi, hiçbir mahalli seçimi de kazanamamıştır. Diyarbakır 2004'te kazandığı birkaç ilçe belediyesini de ta 2009 yerel seçimlerinde kaybetmişti. 2014 seçimlerinde kazanılan Çermik ve Çüngüş ilçe belediyeleri de daha önce aynı aday (Çermik) başka partiden de seçimi farkla kazanmıştı.
Maalesef Ak Parti 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Diyarbakır'da oy kaybını sürdürdü. Buraya kadar anlattıklarımı siyasetle ilgili herkesin bildiği gibi Ak Parti Kurmayları ve Genel Merkez de eminim ki biliyor.
İşte yukarıda yaptığım sitemim, bu ağır kayıplara rağmen Ak Parti Genel Merkezi'nin "neden, niçin, nasıl?" ile ilgili bugüne kadar "ciddi" bir çalışmasının olmayışınaydı.
Olmamıştır diyorum, çünkü bu minvalde bir çalışma yapılmış olsaydı gereken önlemler alınırdı. Mesela, bu ağır kayıpların nedenini araştırmak, sonrasında gerekeni yapmak için her veriyi havuza alacak ve/ya "Sosyoloji ve Siyaset Bilimine konu olacak" bir çalışma yapmak çok zor olmasa gerek. Bu çok gerekliydi, zira bu kadar sevdiğiniz, her hizmeti fazlasıyla götürdüğünüz bir ilde istediğiniz sonucu alamıyorsanız, bunun rutin ve konvansiyonel yöntemlerden farklı şekilde araştırılması şarttı. Maalesef sadece il ve ilçe teşkilatlarından kısa görüşler alma dışında bir şey yapılmadı. Bu görüşlerde de tamamen "aday kötüydü, encümenler hatalı belirlendi" gibi sığ ifadeler dile getiriliyordu.
Bu arada bir gerçek vardı ki göz ardı edildiği için seçimlerde arzu edilen oy oranı alınamadı:
2007 Milletvekili Genel seçimlerinde Ak Parti % 41,5 oy alırken DTP (Bağımsızlar) %42,8 oy almıştı. Eğer Dönemin başbakanı Sayın R. Tayyip Erdoğan'ın 2005 Diyarbakır konuşması yerel siyasi dinamikler tarafından bu aziz şehre gerçek manada anlatılabilseydi % 1,3 yani 8000 (sekiz bin) oya kadar düşen Ak Parti ile DTP arasındaki fark kapanır ve Ak Parti DTP'ye fark bile atabilirdi. Bu başarıyı Sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adaylığının sabote edilmesi ve buna bağlı olarak 28 Nisan e-muhtırasına bağlayanlar kısmen haklıydılar. Lakin 2007 seçimlerinden sonra 2011'de yapılan Milletvekili Genel seçimlerinde Ak Partinin oyları % 46,7'den % 50'ye yükselmişken, Diyarbakır'da % 41,5'ten % 32'ye düşüşünün sebebinin bir izahı olmalıydı. Yani bu oy kaybının nedeni soruşturulmadı.
Biz 2014 Mahalli Seçimlerinden hemen sonra başlattığımız çalışmada, yukarıda belirttiğimiz gibi Ak Parti'nin 9 seçimi neden kaybettiğinin nedenlerine dair "ciddi" hiçbir çalışma yapılmadığını gördük. Ak Parti'nin bu meyanda "ciddi hiçbir çalışma yapmadığı" ifademin çok iddialı olduğunun bilincindeyim, ancak az sonra vereceğim rakamlar ne kadar haklı olduğumu göstermeye yetecektir.
2014 mahalli seçimlerinden hemen sonra Diyarbakır'da 4321 kişiye (11 ilçe ve şehir merkezinde) yönelttiğimiz sorulara verilen cevaplar karşısında dehşete düştük. İşte sorular ve o sorulara verilen cevaplar:
1- Diyarbakır'ın çehresini değiştiren ve Dicle Üniversite'sinden itibaren yapılan yol, kavşak ve çevre yolunu kim yaptı?
Cevap: "% 58 oranında Parti/Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yaptı" oldu. Bunların % 14'ü bütün seçimlerde oyunu Ak Partiye veren seçmenlerin olması çok acı.
2- Çözüm Sürecini kim başlattı ve nasıl gidiyor?
Cevap: "% 71 oranında Parti/Kandil/Abdullah Öcalan başlattı ve o sürdürüyor." Bunların arasında da % 19 gibi büyük oranda Ak Parti seçmeninin bulunması ayrı bir handikap.
3- Başbakan Erdoğan'ın Paralel yapıya karşı verdiği mücadelede bütün kademeleriyle Partililerin katkısını nasıl buluyorsunuz?
Cevap: "1- Başbakan çok yalnız kalıyor, 2- Hiç yok, 3- Yetersiz, 4- Çok az ve az" tespitleri en yüksek çıkan oranlardı: % 83. Şimdi,
2007'de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 12 Ağustos 2005'te yaptığı yüzyıllık tabuyu yerle bir eden o tarihi konuşmasını ilinde yeterince anlatmadan, kavratmadan,
Uğruna "baldıran zehri içilen" Çözüm Sürecini anlatmak için sahaya inmeden, seçim çalışmaları dışında ilçelere, köylere, kahvehanelere gidip anlatmadan, paneller, konferanslar, çalıştaylar düzenlemeden Diyarbakır'da seçim kazanılamaz.
Süreçle, paralel mücadeleyle, hizmetlerle ilgili sadece Ak Parti binaları içinde 150-200 kişiye yapılan konuşmalara karşılık ev ev gezen, meramını çok rahat ifade edebilecek binlerce BDP/HDP'li var. Bunlar gittikleri her yerde minimum 2500 sözcükten oluşan -ki çoğu dram dolu- cümleler kurarak vatandaşa kavrattığını, vatandaşta oluşturduğu algıyı bu haliyle Ak Parti/li nasıl yıksın ve nasıl başarılı olsun? Buna bir de HudaPar'ın idealist ve organize üyelerinin yürekten çalışmalarını ekleyinu2026
Yalnız bunlar mı? Tabi ki hayır, ama ön plana çıkan 5 sebepten 3'ünün bunlar olduğunu belirtmem Ak Parti davasına gönül veren biri olarak görevimdi.
Diyarbakır dahil altı ili ilçeleriyle, teşkilat yapılanmalarını, adaylıkları ve resmi kurumları da kapsayan yeni ve kapsamlı çalışmamızı Şubat ayı içerisinde yayınlayacağımı belirttikten sonra tekrar,
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu Hocam'a Diyarbekir'in huzuruna hoş geldiniz diyorum.
İl Kongresi hayırlara vesile olsun.
@ahmetay_
Önemli Not: USTAD BİNGÖL KONUŞMALARI nedeniyle Bingöl'e gittiğimizde "Bingöl'e gittiğimizden Yücel Başkan'ın haberi olmamalı ki, arayıp hoş geldin/iz bile demedi"dediğim gerçek dost ve kardeşim Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakazi'nin o günlerde 10 günlük program dahilinde yurt dışında olduğunu "bu güzel çalışmayı Bingöl'de olmadığım bir zamana denk getirmek oldu mu? haklı sitemleriyle öğrendik. Güzel insan Yücel Beyden helallik istiyor, özür diliyorum.