Başarılı memurlar ödüllendirilecek
Türkiye'nin ekonomik ve sosyal hedeflerine ulaşabilmesi için kamuda etkinliğin ve verimliliğin sağlanması gerekir.
Ne var ki bütün iyi niyetli çabalara rağmen bu alanda istenilen sonuç bugüne kadar elde edilememiştir.
Sebebi biraz da bürokrasi ve kırtasiyeciliktir.
Ticaret, yatırım, istihdam ve ekonomik verimliliğin karşısına gereksiz engeller çıkarıyor.
Son dönemde kırtasiyeciliği azaltma yönünde cesur adımlar atılmış, idari ve kanuni düzenlemeler yapılmıştır.
Ama bu düzenlemeleri uygulayacak olan devlet memurlarının tabi olduğu 657 sayılı Kanun yıllardır değişmemiştir.
Çalışanla çalışmayanı ayırt etmeyen, terfi ve tayinlerde liyakat ve ehliyeti esas almayan, iş yapmayanı değil yapanı cezalandıran, tembel memura ömür boyu iş garantisi veren bu devlet personel rejimi köklü değişmeden kamuda etkinlik ve verimlilik arttırılamaz, dolayısıyla ekonomik ve sosyal atılım gerçekleşemez.
Bunun bilincinde olan AK Parti, 2002'de iktidara geldiğinde ilk iş olarak 657 sayılı kanunun yerine yeni bir Personel Kanunu Tasarısı hazırladı.
Bu tasarıda o tarihte 2 milyon olan memur sayısının 500 bine inmesi öngörülüyordu.
Üst bürokratlar, hakimler, savcılar, askerler gibi devlet hizmetlerini sürekli yürütenler çekirdek kadro olarak memur statüsünde bırakılacak, geriye kalan 1,5 milyonluk kesim sözleşmeli personel haline getirilecekti.
Memuriyet tanımını devletin asli görevlerine ilişkin ve süreklilik gerektiren görevlerle sınırlıyordu.
Tasarı başta sendikalar olmak üzere büyük bir tepkiyle karşılaşınca kadük oldu.
Hükümet şimdi yeni bir hazırlığın içinde.
Kamuda "performans sistemini" hayata geçirmek istiyor.
Devlet Personel Başkanlığı tarafından hazırlanan "Kamu Personelinin Başarılarının Değerlendirilmesine İlişkin Genel Yönetmelik Taslağı" tartışmaya açıldı.
Taslağa göre memura 100 üzerinden puan verilecek.
Bu puanlamayı memurun amiri, iş arkadaşları, en yakın astları ve hizmetten yararlananlar yani vatandaşlar yapacak.
Üç dönem yüksek puan alan personelin ücreti artacak, terfi ve tayinlerde dikkate alınacak, hatta yurtdışına gönderilecek.
Eğer memurun başarı puanı düşük ise görevi veya görev yeri değiştirilecek.
Sözleşmeli memur ise sözleşmesi feshedilebilecek.
Çalışkan ve başarılı memuru ödüllendiren, tembel memuru cezalandıran bir sistemin kurulması ve işlemesi kamuda verimliliği ve etkinliği arttıracaktır.
Vatandaş da "Allah kimseyi devlet dairesine düşürmesin" demeyecek, işini daha kolay halledecektir.
Yalnız şu çekincemizi de belirtmeden geçmeyelim.
Kağıt üzerinde gayet mantıklı ve adaletli görülen bu sistemin haksızlıklara da sebep olabileceği ihtimalini göz ardı etmeyelim.
Puanlar verilirken "başarı, çalışkanlık, dürüstlük" yerine ''siyaset, torpil, yalakalık'' gibi başka kriterler devreye girerse çalışkan memurların hakkı yenebilir.
Hiç hak etmeyenler de yüksek mevkilere gelebilir.
O yüzde puanlama kriterleri belirlenirken sübjektif değil mümkün olduğunca objektif unsurlara ağırlık verilmelidir.
