Başarı forması mı, takva örtüsü mü?..
Yeni bir eğitim ve öğretim yılının arefesindeyiz… Diyebilirim ki herkeste tatlı bir telaş var… Veli, okul, öğretmen, öğrenci, çevre, toplum, sistem herkes daha verimli eğitimin beklentisi içinde…
Peki,
verimli ve nitelikli eğitime yüklenen anlam nedir?
Tüm
paydaşlar için tartışılmaz ve değişmez tek hedef okul başarısıdır…
Bütün
motivasyon, performans, psikolojik destek, ekonomik yatırım niçin? Başarı için
değil mi?
Bilmem
farkında mıyız?
Bazı
kavramlar biz farkında olmadan kutsal bir forma bürünüyor sonrasında da hayatın
olmazsa olmazı haline geliyor…
Hayatın
akışını, tercihleri, ret ve kabulleri bu kavramlar belirler… Yaşamın sınırlarını
bu kavramlar çizer ve bu kavramlar artık sorgulanamaz…
Bu
bağlamda günümüzün en belirgin kavramlarından biride başarıdır… Öyle ki yaşamın
tek amacı başarıdır… Başarı varsa insan mutludur… Ve de insan başarısı kadar
değerlidir…
Böyle
olunca da başarı için her türlü yarış, uğraş ve savaş kaçınılmaz oluverir…
Başarı
yolunda öyle bir coşku, çaba, tutku ve arzu oluşur ki bundan gayrı bir gaye
edinmek adeta imkânsız hale gelir…
Başarı
kavramı etrafında söylemler, eylemler, kuramlar, bilimsel ve düşünsel metinler,
özlü sözler, aforizmalar, atasözleri, övgüler, destanlar uçuşur… İnsan yaşamını
bütünü ile etki altına alır… Eğitim
felsefesinden siyasi yaşama, ekonomik gidişattan askeri alana hayatın her
evresi başarıya kodlanmıştır… Kurtuluş yok mutlaka başaracaksın…
Bu
zeminde İslami, insani, ahlaki, vicdani değerlerin nasıl aşındığını,
duyarlılıkların nasıl köreldiğini ve insanın nasıl küçüldüğünü çok rahat
görebilmek mümkün…
Başarının
çekim gücü karşısında meşruiyet, etik, ahlak çokta gerekli değildir artık… Bir
zaman sonra başarmak için her yol mubah olmaya başlar… Makyavelist mantık ataktadır… Başarının üstün
gücü bu yolda işlenen tüm günahları gizlemeye veya görmemezlikten gelmeye
yeterli bir gerekçe olmuştur…
Nedense
başarı ile büyülenen, büyüklenen ve bozulan insanlarımızın düştüğü sefaleti
maalesef görmek istemiyoruz… Bu seviyede başarıya önem atfedersek, başarı
aşkına birçok çirkinlik ve kirlilikte kanıtsanmaya başlanacaktır…
Her
ne kadar başarmak sözlükte bir sorunu çözmek, bir zorluğu aşmak anlamlarına
gelse de bugün başarı anlayışının kendisi sorun…
Görece
başarılar girdabından kurtulup gerçek başarıyı nasıl hak edeceğiz?
Evet,
başarıyı kime göre, nasıl ölçeceğiz? Başarı ölçerimiz nedir?
Karne
mi? Diploma mı? Para mı? Kariyer mi? Konfor mu? Statü mü? İmaj mı? Prestij mi?
Karizma mı?
Şimdi
şu an öne çıkan genel-geçer kritere göre kim başarılı, kim başarısız? Başarıyı
nerede arayacağız?
Ahireti
hesaba katmadan başarıyı nasıl tanımlayabiliriz?
Bize
göre başarı nedir?
Şu
hayatın sonunda şayet Allah’ın rızasını kazanabilmişsek, kuşkusuz yeryüzünün en
başarılı insanı biziz demektir…
Fıtratın
gereği, yaradılışın amacı da budur zaten…
Başarı
odaklı değil, rıza-i ilahi odaklı bir başarı grafiğimiz olması gerekmiyor mu?
Başarı
aşkımıza aşkınlık yüklemek zorundayız… Aksi takdirde büyük aldanış bizim
içindir…
Demem
o ki; başarı için başarı değil Allah için başarı… Ve biz inanıyoruz ki: “Başarı ancak Allah’tandır” (Hud,88)
Bilirsiniz,
her başarı insanı büyütmez bazen de insanı bayağılaştırır ve basitleştirir…
Hatta bağnazlaştırır…
Akademik
başarıdan önce kullukta, kardeşlikte, insanlıkta, iyilikte başarının
neresindeyiz? Karnemiz nasıl?
Gerçek başarı cenneti hak ediş, ebedi kurtuluş
değil midir?
Uhud
hezimetinin acısı ile sarsılan hüzünlü yürekleri yüce Allah nasıl teselli
ediyordu?
“Gevşemeyin, üzülmeyin şayet iman ediyorsanız en
üstün (başarılı) olan sizsiniz” (Ali İmran,139)
Hz. Ömer
(ra) da Uhud günü Ebu Süfyan’ı şu cümlelerle paylıyordu:
“Bu günde kazanan (başaran) biziz, bizim ölülerimiz
cennete sizinkiler ise cehenneme gitti.”
İşte
imana dayalı başarı perspektifi…
Yarın
hesabımızı kolaylaştıracak olan başarı forması değil, takva örtüsüdür…
Ahh…
Hep başarıyı alkışlayanlar, bir başarı uğruna neleri feda ettiklerini bir
bilebilseler keşke…
Şimdi
en başarılı çocuklar bizim çocuklar… Peki, bu çocuklar ne kadar bizim?
Yinede
hepinize hayırlı başarılar diliyorum…