Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2970.33
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Eylül 2022

Başarı forması mı, takva örtüsü mü?..

Yeni bir eğitim ve öğretim yılının arefesindeyiz… Diyebilirim ki herkeste tatlı bir telaş var… Veli, okul, öğretmen, öğrenci, çevre, toplum, sistem herkes daha verimli eğitimin beklentisi içinde…

Peki, verimli ve nitelikli eğitime yüklenen anlam nedir?

Tüm paydaşlar için tartışılmaz ve değişmez tek hedef okul başarısıdır…

Bütün motivasyon, performans, psikolojik destek, ekonomik yatırım niçin? Başarı için değil mi?

Bilmem farkında mıyız?

Bazı kavramlar biz farkında olmadan kutsal bir forma bürünüyor sonrasında da hayatın olmazsa olmazı haline geliyor…

Hayatın akışını, tercihleri, ret ve kabulleri bu kavramlar belirler… Yaşamın sınırlarını bu kavramlar çizer ve bu kavramlar artık sorgulanamaz…

Bu bağlamda günümüzün en belirgin kavramlarından biride başarıdır… Öyle ki yaşamın tek amacı başarıdır… Başarı varsa insan mutludur… Ve de insan başarısı kadar değerlidir…

Böyle olunca da başarı için her türlü yarış, uğraş ve savaş kaçınılmaz oluverir…

Başarı yolunda öyle bir coşku, çaba, tutku ve arzu oluşur ki bundan gayrı bir gaye edinmek adeta imkânsız hale gelir…

Başarı kavramı etrafında söylemler, eylemler, kuramlar, bilimsel ve düşünsel metinler, özlü sözler, aforizmalar, atasözleri, övgüler, destanlar uçuşur… İnsan yaşamını bütünü ile etki altına alır… Eğitim felsefesinden siyasi yaşama, ekonomik gidişattan askeri alana hayatın her evresi başarıya kodlanmıştır… Kurtuluş yok mutlaka başaracaksın…

Bu zeminde İslami, insani, ahlaki, vicdani değerlerin nasıl aşındığını, duyarlılıkların nasıl köreldiğini ve insanın nasıl küçüldüğünü çok rahat görebilmek mümkün…

Başarının çekim gücü karşısında meşruiyet, etik, ahlak çokta gerekli değildir artık… Bir zaman sonra başarmak için her yol mubah olmaya başlar… Makyavelist mantık ataktadır… Başarının üstün gücü bu yolda işlenen tüm günahları gizlemeye veya görmemezlikten gelmeye yeterli bir gerekçe olmuştur…

Nedense başarı ile büyülenen, büyüklenen ve bozulan insanlarımızın düştüğü sefaleti maalesef görmek istemiyoruz… Bu seviyede başarıya önem atfedersek, başarı aşkına birçok çirkinlik ve kirlilikte kanıtsanmaya başlanacaktır…

Her ne kadar başarmak sözlükte bir sorunu çözmek, bir zorluğu aşmak anlamlarına gelse de bugün başarı anlayışının kendisi sorun…

Görece başarılar girdabından kurtulup gerçek başarıyı nasıl hak edeceğiz?

Evet, başarıyı kime göre, nasıl ölçeceğiz? Başarı ölçerimiz nedir?

Karne mi? Diploma mı? Para mı? Kariyer mi? Konfor mu? Statü mü? İmaj mı? Prestij mi? Karizma mı?

Şimdi şu an öne çıkan genel-geçer kritere göre kim başarılı, kim başarısız? Başarıyı nerede arayacağız?

Ahireti hesaba katmadan başarıyı nasıl tanımlayabiliriz?

Bize göre başarı nedir?

Şu hayatın sonunda şayet Allah’ın rızasını kazanabilmişsek, kuşkusuz yeryüzünün en başarılı insanı biziz demektir…

Fıtratın gereği, yaradılışın amacı da budur zaten…

Başarı odaklı değil, rıza-i ilahi odaklı bir başarı grafiğimiz olması gerekmiyor mu?

Başarı aşkımıza aşkınlık yüklemek zorundayız… Aksi takdirde büyük aldanış bizim içindir…

Demem o ki; başarı için başarı değil Allah için başarı… Ve biz inanıyoruz ki: “Başarı ancak Allah’tandır” (Hud,88)

Bilirsiniz, her başarı insanı büyütmez bazen de insanı bayağılaştırır ve basitleştirir… Hatta bağnazlaştırır…

Akademik başarıdan önce kullukta, kardeşlikte, insanlıkta, iyilikte başarının neresindeyiz? Karnemiz nasıl?

Gerçek başarı cenneti hak ediş, ebedi kurtuluş değil midir?

Uhud hezimetinin acısı ile sarsılan hüzünlü yürekleri yüce Allah nasıl teselli ediyordu?

“Gevşemeyin, üzülmeyin şayet iman ediyorsanız en üstün (başarılı) olan sizsiniz” (Ali İmran,139)

Hz. Ömer (ra) da Uhud günü Ebu Süfyan’ı şu cümlelerle paylıyordu:

“Bu günde kazanan (başaran) biziz, bizim ölülerimiz cennete sizinkiler ise cehenneme gitti.”

İşte imana dayalı başarı perspektifi…

Yarın hesabımızı kolaylaştıracak olan başarı forması değil, takva örtüsüdür…

Ahh… Hep başarıyı alkışlayanlar, bir başarı uğruna neleri feda ettiklerini bir bilebilseler keşke…

Şimdi en başarılı çocuklar bizim çocuklar… Peki, bu çocuklar ne kadar bizim?

Yinede hepinize hayırlı başarılar diliyorum…