Baş+arı...
Başarılı olduğunuz işlerde herkesin size alkışlamasını beklemeyin. Zira bazı eller ve diller o sırada sizin kuyunuzu kazmakla meşguldürler.
Başarının
hazmı zordur, sizi seven veya sevmeyen herkesi size karşı düşman etme gücüne de
sahiptir. Gelin isterseniz öncelikle başarı nedir? Bunu öğrenerek başlayalım.
Başarı
nasıl tanımlanır?
Başarı:
“Kişinin yetenek ve yetişmeye bağlı olarak gösterdiği ansal ya da eylemsel
etkinliklerinin olumlu ürünü, bir işi istenilen biçimde bitirmek, elde etmek,
istediğini bulmak.” olarak açıklanmaktadır.
Başarı
ne ifade ediyor?
Başarıyı,
genel olarak bir işi belirli bir süre içinde istenilen biçimde bitirmek, hedefe
ulaşmak olarak tanımlayabiliriz. Diğer bir ifade ile bir dizi beklentiyi
karşılama durumudur da diyebiliriz. Kimilerine göre başarı; para, şöhret,
zenginlik, eğitim, güçlü ilişkiler kurabilmektir.
Başarının
tanımı ve ifade ediliş şeklini yukarıda yazdık başarı öncelikle bir işi yapmayı
istemekle başlar. Buna göre de yani istemek başarmanın yarısıdır diyebiliriz.
Ben
çok başarılı bir öğrenci olacağım bunun için çaba sarf edeceğim. Ben çok güçlü
bir iş kadını olacağım ya da iş adamı olacağım ve bu yolda kendimi
geliştireceğim, yenilikler yapıp hem kendime hem topluma faydalı bir birey
olacağım, başarılı işlere imza atacağım, şeklinde kendimize hedefler koymamız
gerekiyor.
Başarı
kelimesi “baş” ve “arı” hecelerinden oluşuyor. Bu sebeple de baş+arı olmak için
arı gibi çalışmamız gerekiyor.
Hani
gerçek dostumuz, zor günümüzde yanımızda olandır, deriz ya! Bende bunun tam
tersi olduğunu düşünüyorum. Ben üzgünken, bir parkta ki banka oturup ağlarken,
oradan geçen herkes durup bana yardım etmek ister. Ne olduğunu öğrenmek ister.
Yardımcı olabileceğim bir şey var mı? Sorusunu yönelttir. Yanlış mı? Doğru!
Tabi ki...
Oysa
benim başarılı bir iş yapıp, ağzım kulaklarım da bankta oturduğumu gören kişi
gelip bana "neden böyle gülüyorsun" demez, diyemez. Ben benim en
mutlu, en başarılı, en zirve de olduğum zaman yanımda olanların gerçek dostum
olduğunu düşünürüm. Kaç kişi başarılarımla gurur duyuyor. Yanımda duruyor.
Benimle seviniyor ben bu kriterleri önemserim.
Mesela
arkadaşım dediğim ve güvendiğim bir kişi beni üç kez sırtımdan vurdu. Bu kişi
benim bir adım öteye gitmemi istemediği için önce kitap çıkarınca afişimi
astırmadı! Ardından resmi bir kurumun sunuculuğu için adım geçince engel oldu
ve son olarak ta, beş radyonun ortak yayınına katılacakken birinin yayından
çekilmesini sağladı!
Sizce
bu yukarıdaki saydığım olaylar sonrası bu kişiye arkadaşım, dostum ifadesi
yakışır mı? Derdi neydi? Hazımsızlık, istememezlik, çekememezlik ve kabul
edememek olarak sıralanabilir... Kısacası kendisi silik bir karakter olup,
torpilinin gücü ile geldiği yeri kötüye kullandı da denilebilir.
Annem
rahmetli bize öğüt verirken hep "hayır dile komşuna, hayır gelsin
başına" yavrum derdi. Şimdilerde bu sözün değerini daha iyi kavraya
biliyorum. Karşınızda ki insanın bir adım öteye gitmesini istemezseniz,
başarısına destek olmak yerine, köstek olursanız, sizin işlerinizin de yolunda
ilerleyeceğine ihtimal veremiyorum! Saygıyla...
Günün
Sözü:
''Hayata
tepeden bakarsan insanların sadece tepesini görürsün. Hayata daima insanlarla
aynı mesafeden bak; O zaman insanların hem yüzünü hem kalbini görürsün. Mühim
olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir; Mühim olan ne kadar
yükselsen de her şeye eşit mesafeden bakabilmektir. Şems-i Tebriz