Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2961.23
BIST 100
9920.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Aralık 2015

Barışı Hendeklerde Boğuyorlar!

Diyarbakır, Cizre, Silopi, Silvan, Dargecit, Nusaybin'de "Özyönetim" iddiasıyla yapılanlar özelde bu şehirlerde genelde tüm bölgede "özyıkıma" dönüşmüştür. YDGH'in zulüme dayalı "Hendek" stratejisi yanlıştır ve kabul edilemezdir. Hendekler üzerinden yakılan ateş her zamanki gibi bu gün de sadece fakir ve mazlum halkı yakmaktadır. Ateşin içerisinde sırtını örgüte dayayanların olmayışı da ayrıca manidardır! Beyaz Kürtlerin de olayların yaşandığı bölgelerde hiç görülmemesi ayrıca tartışılması gereken bir konudur.

Maskelilere sırtını dayayanların iddiası bölge halkının onur ve güvenliği için "Özyönetim" vazgeçilmez şeklindeydi. Ancak iddialarının aksine Özyönetim bölge halkının hem onurunu hem de güvenliğini ayaklar altına almıştır. Bölge halkı kendisine dayatılan ölümden kaçmakta, evinden yurdundan uzaklaşmakta, aç ve açıkta kalmaktadır. Vicdanlara kelepçe vurulmakta, muhalif Kürtler yeni vesayetle yalnızlaştırılmaktadır. 2000'li yıllara kadar resmi ideolojinin sopasıyla dövülen halk, bugün PKK vesayeti altında inlemektedir. Halk adeta bu dayatmayla sessiz hatta nefessiz bırakılmaktadır. Düşüncesi de günden güne kafese alınmaktadır. Her geçen gün yeni mağduriyetler üretilmekte, barışa yürekten destek veren halk cezalandırılmaktadır. Milletin çözüme verdiği destek, PKK vesayeti tarafından tüketilmektedir.

Ve maalesef Diyarbakır'ın çeşitli bölgelerinde halen de süren sokağa çıkma yasağı ve çatışmalar üzerine yüzlerce, binlerce Surlu mağdur aile göç yollarına düştü. Onlar yollara, insanlık vicdanı yere düştü. Diyarbakır'ın en kadim yerleşkesi olan Sur, bugünlerde en kara günlerini yaşıyor. Oysa bu ilçemiz, içinde çok farklı medeniyetlerin zenginliğini taşıyan, Diyarbakır'ın dört merkez ilçesinde biridir. Adını etrafını saran o muhteşem surlardan almıştır. (Bugünlerde o surların boynu bükük, olup biteni büyük bir yıkımla izliyor.) Sur, çok sayıda uygarlığın izlerini taşıyan, zengin tarihi ve kültürel birikimi ile farklı uygarlıkların, medeniyetlerin yerleşim alanı ve merkezi olmuştur. Bu önemli tarihi eserlerden bazıları; Dört Ayaklı Minare, Meryem Ana Kilisesi, Behram Paşa Konağı, Kurşunlu Camii, On Gözlü Köprü, Kervansaray, Hasan Paşa Hanı, Hz. Süleyman Camii ve içinde bulunan 27 Sahabe Makberi ile İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak bilinen Diyarbakır Ulu Camii ve yaklaşık 5 km uzunluğu ile Dünya Kültür mirası olan SUR'lar... Bugün hepsi tutsak. Kimi yakıldı, kurşunlandı, çiğnendi. Acısı içimizde kaldı, isyanımız gökyüzüne ulaştı. Hendekleri kazdıranlar ise ne tarihi ne de mazlum halkları düşünmeden statükolarına sarıldı. Kimisi Ankara Çankaya'da, kimisi Diyarbakır Diclekent'te olanları televizyon karşısında şenlik havasıyla izledi. Verdiği talimatların Diyarbakır'ı nasıl tutsak ettiğini büyük bir sevinçle izledi. Onlar izlerken halk perişan oldu. Halkın çığlığını duyan hükümet yardım elini uzattı, devlet yaraları sarmaya çalıştı, hayır sever derneklerimiz olay yerine yetişti. HDP milletvekilleri tüm bunlar olup biterken, TBMM'de selfie çekerek, sosyal medyada paylaştı, milletin kürsüsünden milleti tehdit etti, kanayan yaranın sarılması yerine derinleşmesine katkı sunacak şekilde gerilimi tırmandırdı. Aynı eski bürokratik oligarşi gibi milleti kaderiyle baş başa bıraktı. Ama tüm bunları millet kayıt altına.

Milli irade hırsızlığına soyunanları belleğine not etti.

Kardeşlik yerine düşmanlığı dayatanları bu millet unutmaz. Bu milletin ilkeleri arasında; sözünü çiğnememek, sadık kalmak, dürüst olmak vardır. Bu ilkeleri hiçe sayanları millet yakından tanıdı. Sevgi, iyilik ve kardeşlik ikliminde boy atıp gelişen barışına ihanet edenleri millet gördü. Barışı hendeklerde boğanlara günü gelecek hesap da soracak bu millet!

Çağrımdır:Özgür-Der ile başlayan İHH ile devam eden bölgeye yardımlar artırılmalı, PKK'nın mağdur ettiği yaralar sarılmalıdır. İyilikte buluşmalı, topyekun bölge için seferberlik ilan edilmelidir.