BARIŞ SÜRECİ

Birkaç hafta önce Mardin'de, son hafta ise 3 günlüğüne Van'daydım. Oradan Doğubeyazıt'a da geçtim. Şehir içlerinde dolaştım. Çok sayıda insanımızla görüştüm. Gördüğüm şu; herkes barış sürecinden memnun. İnsanlar işiyle gücüyle meşgul. Hafta sonları pikniklere, gezmeye, ziyaretlere gidiyorlar. Üstelik yerli ve yabancı turistler de gelmeye başlamış. Şehirler cıvıl cıvıl. Çocuklar sokaklarda, alanlarda oynuyorlar. Geceleri dışarda çok sayıda insan var ve barış ortamının tadını çıkarıyorlar. Huzur ve barıştan, cenazelerin gelmeyişinden çok mutlular. Anladığım, kim ne derse desin barış sürecinin doğru yolunda ilerleyişi ve artık eskinin karanlık günlerine kimsenin dönmek istemeyişi oldu. Başbakanımıza ve hükümetimize de güven tamdı. Üstelik bazı kötü niyetlilere rağmen.

Yani birileri tekrar ölümlerin kol gezdiği, esnafın ikide bir kepenk kapattığı terör ortamına tekrar ülkemizi çekmek isteseler de yöre halkı bunu reddedecek.

Bu üç güzel ilimizden olumlu intibalarla ayrıldım.

ÜÇ BAKAN

Ulusalcı bir kanalda üç eski bakanın yorumuna denk geldim. Biri MHP dahil çeşitli partilerde bulunmuş, diğerleri de CHP ve ANAP'dan bakanlık yapmış kişiler bunlar.

O kadar boş, o kadar yüzeysel ve taraflı konuşuyorlardı ki üzülmemek elde değil. Ülkemiz adına insanlarımız adına kahroldum.

Eski bakanlardan biri gazetelerden, o da kendi kafalarındaki yalan yanlış haber yapan gazetelerden iç karartıcı bazı haberler okuyor. Her ülkede, her zaman rastlanabilecek türden haberler bunlar: Cinayet, intihar, kumar, iflas gibi.

Sonra yorumları tek: "Suçlu Tayyip Erdoğan'dır." Sosyoloji biliminin, psikoloji ve kriminolojinin tüm verileriyle adeta alay ediyorlar. Bilimi ve gerçekleri yok sayıyorlar.

Sonra hükümetin bazı ahlaki ve gençliği koruyucu tedbirlerini de, bahsettikleri kötülükleri engelleyici gayretleri de "Tayyip Erdoğan ülkeyi din devletine götürüyor" diye suçluyorlar.

Bu içi geçmiş bakanlara acıdım, şaşırdım. Daha doğrusu böyle sığ ve art niyetli, objektiflikten uzak, çelişik ve kafası karışık sığ kişilerin bakanlık yapabildiği Türkiye'me acıdım.

İNANAMIYORUM

Öyle garip şeylerle karşılaşıyoruz ki şaşırıyorum, inanmakta zorluk çekiyorum. Arada bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:

u00b7 Ulusalcı, İslam karşıtı televizyon kanalının bilim yanlısı geçinip de bir takım falcılara, astrolog etiketli şarlatanlara program yaptırmasını anlayamıyorum.

u00b7 Barış ortamının bitmesini, ölümlerin tekrar yaygınlaşmasını isteyenleri anlayamıyorum.

u00b7 Her gün 100 kişiyi öldüren zalim diktatör Esed'i savunanları, ona ziyarete gidenleri görünce insanlığımdan utanıyorum.

u00b7 Asrın projesi Marmaray'ı istemeyenleri, arıza yapsın diye arzu edenleri görünce kahroluyorum.