Barış Pınarı Harekatı ‘Yeni dünya düzeninin ilk işaret fişeğidir’
BM'de 196 ülke var, ama hepsinin kaderi 5 ülkenin ağzında, o 5 ülkeden bir tanesi "hayır" derse siz oradan karar çıkartamazsınız, bu 5 daimi üyenin de 4'ü Hristiyan, 1 'i Budist. İçlerinde bir tane Müslüman yok.1,7 milyarlık İslam aleminin hakları nasıl savunulacak? Adalet nasıl tesis edilecek?
Dünya'daki çatışma alanları; Orta doğu ve Kuzey Afrika, Kafkasya ve Orta Asya, Doğu Avrupa (Balkanlar), Orta Amerika, Sahra Altı Afrika, Doğu ve Güney Asya’ dır. Toplam 72 çatışma bölgesi mevcut. Bu çatışma alanlarının en kanlı ve en sıcak 40 tanesi İslam coğrafyasında. BM ise seyirci. Müslümanlar canlarıyla mallarıyla bedel ödüyor kimsenin umurunda bile değil.
İkinci Dünya savaşı sonrasında kurulan mevcut düzen soğuk savaşın bitmesiyle birlikte tamamen zıvanadan çıktı. Türkiye’nin bu düzensizliğe ilk başkaldırısı 1974 Barış harekatıdır. Bu harekat neticesinde adaya barış ve huzur geldi Kıbrıs Türk'ü yok olmaktan kurtulup devlete kavuştu.
2010'dan yılından beridir adına ARAP BAHARI" denilen fakat gerçekte "ARAP YIKIMI" olan bir tiyatro sergileniyor. Suriye ‘de görünürde "Kürt " gerçekte ise "Büyük İsrail" projesi olan ve Türkiye'nin de toprak bütünlüğünü tehdit eden, ülkemizin İslam dünyası ile bağını koparacak bir "BARİYER TERÖR DEVLETİ" bütün ikazlarımıza rağmen kurulmaya çalışılıyor.
Sorunu BM,AB,NATO platformlarında çözemedik...
Sonunda kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda kaldık.
Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekatları ile 1990’larda kurulan ve adına "yeni dünya düzeni" denilen haksızlığa, zulme, işgale ikinci ve üçüncü kez baş kaldırdık. Post modern usuller tatbik edilen işgali geri püskürttük.
Fırat’ın doğusunda ABD ile yürüttüğümüz “güvenli bölge” anlaşması “güvenlik mekanizmasına” dönüşünce ABD’ye “önümden çekil giriyoruz” dedik. Sadece ABD’ye de değil diğer küresel güçlere de meydan okuyarak 9 Ekim 2019 saat 16.00'da Barış Pınarı Harekatını başlattık. Jaruselam Post’un dediği gibi 6 yıllık emeği 6 günde pert ettik. Suriye'nin kuzeyinde 130 km'lik hatta 32 km derinlikte "güvenli bölge" inşa ettik. Harekat devam ederken ABD'nin ani geri çekilmesiyle Rusya ile “Soçi Mutabakat”ını imzalamak zorunda kaldık. İyi okunduğunda bu mutabakatın anlamı şudur; Ortadoğu'daki sorunların çözüm merkezi artık BM değil, Türkiye'nin birincil özne olduğu masadır.
Aslında gerek ABD ile ve gerekse RUSYA ile yapılan mutabakatlar "Yeni Dünya Düzeninin" de ilk işaret fişekleridir. ABD merkezli dünya düzenine yapılan bu başkaldırı Rusya,İran ve Çin tarafından da memnuniyetle karşılandığını düşünüyorum. Küresel bir güç olmak bu bölgeden, bölge gücü olmakta İran ve Rusya ile dengeli siyaset izlemekten geçiyor.
Tıpkı "Kirpi metaforundaki " gibi. Kirpiler soğuk havalarda biri birlerine çok sokulurlar. Sokulunca okları ile birbirine incitirler, sonra tekrar uzaklaşıp tekrar yaklaşırlar ve uygun mesafeyi sağlayana kadar itiş kakış devam eder sonra barış içinde soğuktan korunmuş olurlar.
Bizim bu ülkelerle olan ilişkimizde bu metofora çok benziyor. İran ve Rusya bizim gibi Batı’nın saldırısı altında bundan yararlanıp bölgede çıkarlarımızı tesis etmeliyiz.
Gelecek için şimdilik ikisini de katlanmalıyız.
Yanılıyor muyum?