Barış, hemen şimdi!..
SABRİ GÜLTEKİN
Dünya jandarmalığından vazgeçmeyen bir bunakla, Çar Deli
Petro’nun izinden giden bir çılgın dünyayı ne hale getirdi bakar mısınız?..
Eski istihbarat ajanı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önlenemeyen yükselişi
Ukrayna’da test ediliyor. Putin bu testi geçerse; Mihail Sergeyeviç Gorbaçov öncesi Sovyetler Birliği’nin sınırlarını
yeniden inşâ etmek isteyeceği aşikâr. Hatta daha fazlasını...
İç savaş sebebiyle Suriye’de halkına soykırım uygulayan Beşşar Esed’in yularını eline alan
Putin, Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığı kartını kaybetmemek için
Mısır, Libya ve Suriye açıklarındaki hidrokarbon yatakları için anlaşmalar imzalayarak
sıcak denizlere inme politikasını adım adım devreye soktu.
Rusya, NATO ve AB’ye göz kırpan Ukrayna’ya gözdağı için ilk
işaret fişeği Kırım’da attı. Ukrayna’ya bağlı stratejik öneme sahip olan Kırım
yarımadası 18 Mart 2014’te ilhak etti.
Geçtiğimiz Ocak ayında Kazakistan’da gerçekleştirilen “darbe girişimi” sonrası devreye giren
Putin, “renkli devrimlere izin
vermeyeceğiz” demeciyle Kazakistan’da yönetime örtülü olarak el koydu.
Aslında bu gelişmelerle birlikte bölgede sular iyice ısınmaya
başladı. Putin, NATO ve AB’ye göz kırpan Ukrayna’ya önce “Ukrayna’nın
doğusu eski Rus toprağıdır” diyerek ayrılıkçı Donetsk ve Luhansk’ın
bağımsızlığını tanıdı. ABD Başkanı Joe
Biden’in pohpohlaması ve kışkırtması ile hızını alamayan Putin 24 Şubat
Çarşamba sabahı Ukrayna’yı işgal etmek için birliklerini havadan, karadan ve
denizden harekete geçirdi.
***
Savaşın ilk günlerde analistler komedyen Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’ye şans vermezken,
istihbarat ajanı Vladimir Putin’i peşinen galip ilan etti. Tam Ukrayna’nın
kalbi Kiev düştü düşecek derken, “fillerin
tepişip, çimlerin ezildiği” ortamda bir kahraman yaratıldı. Bu kahramanın
adı düne kadar komedyen diye dalga geçilen Volodimir Zelenski’den başkası
değildi. “Yıkılmadım, ayaktayım. Kaçmadım
Kiev’deyim...” frekansı üzerinden yayın yapmaya başlayınca işin rengi
değişti.
***
Kılını kıpırdatmayan sessiz dünya “güçlünün yanında” olduğu hissi uyandırmak için ses vermeye başladı.
Ruslar Ukrayna’yı vahşice boğarken, arka arkaya yaptırım silahları çekilmeye başlandı.
Şu anda Ukrayna halkı Rus ordusu, Rusya ise Batı’nın yaptırım kuşatması altında
inim inim inliyor...
Rusya bankaları uluslararası para transferi sağlayan SWIFT
sisteminden çıkarıldı...
Rusya Merkez Bankası’nın rezervlere erişimi engellendi...
Ruble, dolar karşısında yüzde 30 değer kaybetti...
Politika faizi1050 baz puan artışla yüzde 9,5’ten yüzde 20’ye
çıktı...
Rus borsası yüzde 25 değer kaybederek çöktü...
Hava sahaları Rusya’ya kapatıldı...
ABD, AB ve İngiltere başta olmak Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Vladimiroviç Putin, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı
Sergey Şoygu ve Rusya Güvenlik Konseyi’nin üyeleri yaptırım listesine alındı...
Rus diplomatlar sınır dışı edilmeye başlandı...
...
Fakat
yaptırımların hiçbiri çocukların ölümünü, yüzbinlerce insanın çevre ülkelere
göç etmesini engelleyemedi.
Tıpkı Vietnam’da olduğu gibi...
Tıpkı Filistin’de olduğu gibi...
Tıpkı Afganistan’da olduğu gibi...
Tıpkı Bosna’da olduğu gibi...
Tıpkı Irak’ta olduğu gibi...
Tıpkı Suriye’de olduğu gibi...
UKRAYNA’DA
BÜYÜK BİR DRAM YAŞANIYOR...
Kim kazanırsa kazansın sonuç net; daha önceleri olduğu gibi
bu savaşın da galibi olmayacak.
***
Aslında bu savaşın en gerçekçi yüzünü Ukrayna’da yaşayan
Kırımlı gazeteci Gülsüm Khalilova
ifade etti: “21. Asırda 1941’in karanlığını yaşıyoruz ama biz buradayız. Avrupa’nın
göbeğinde bir ülke resmen işgal ediliyor. Kafasını kuma gömmüş dünya ise sadece
kınamakla meşgul, hatta kınamaktan korkanlar bile var. Ama bir gün gelecek
onların da başkenti işgal edilecek. Korkarak yaşamaktansa şereflice ölmek daha
güzel... Savaşta zenginler kaçar, fakirler ölür. Barıştaysa vatan onlarındır.”
***
Putin’in başlattığı savaş 6. günü itibarıyla Afganistan’dakinden
farklı gözükmüyor. Dünyada bir asır sonra haritalar yeniden kanla çiziliyor. Masa
devrede olsa da dünya yeni bir “nükleer
savaş”ın eşiğinde; Batı’nın ağır yaptırım kuşatması altında bunalan Putin
bu kartı kullanır mı?.. Bunu hiçbir analistin tahmin etmesi mümkün değil. Bu
kötü senaryoyu ancak dünya milletleri “itidal
çağrısı”yla sokaklara dökülerek önleyebilir.