Barış Çığlığı!
Ne güzel bir cümle değil mi “barış çığlığı!”
Barış için
çabalamak, yırtınmak, savaş olmasın diye sesini yükseltmek ne onurlu ve asil
bir davranıştır değil mi?
Peki bu
barış çığlığı nereden, kimden geliyorsa güzeldir ?
“Nasıl
bir söz bu yahu, barış yapılsın da, söyleyenin kim olduğunun ne önemi var. Sen
savaş çığırtkanlığı mı yapıyorsun” diyorsunuz ?
Demeyin!
O kadar da
saf olmayın.
Barış
denildiği zaman, söylenilen sözün manası değil, bu sözü kimin söylediği
önemlidir.
Bosna Savaşı’nda,
ülkeleri yangın yerine çevrilmiş Boşnaklar, silahsız, desteksiz, her türlü
imkandan yoksun halde ülkelerini savunmaya çalışırken ve bu arada Sırplar masum
Boşnakları soykırımla yok ederken kimse “barış
çığlığı” atmıyordu. Ne zamanki Bosna Ordusu zafer kazanıp Sırpları perişan
etmeye başladı, Sırpların soykırımına ses çıkartmayan, hatta fiilen destek
olan, Amerika başta olmak üzere Fransa, İngiliz, Almanya yani bütün emperyalist
Batı “Barış çığlığı” atarak Bosna’yı masaya oturmaya zorlamış, sahada zafere
dönen savaşı, masada kaybettirmişlerdi.
O zamandan
beri, barış isteyen, adaletten bahseden, eşitlik ve özgürlük türküsü çığıran,
demokratik, çağdaş, aydın ve modern olma edebiyatı yapanların, KİM veya KİMLER
olduğu daha önemlidir benim için. Çünkü bizi sömürenler, hep bu kalıp kavramlar
üzerinden sömürme alışkanlığındadırlar.
***
Elbette ki
savaş kötüdür. Elbette ki insanların öldüğü, masum sivillerin katledildiği
savaşlar kötüdür.
Ama ne için
savaşırsan kötüdür? İşgal edilmiş topraklarını kurtarmak için silahlanman, sana
yapılan saldırılara karşılık vermen veya ülkeni parçalamak isteyen güçlere
karşı savaşman nasıl kötü olabilir?
Savaşın
kötü-barışın iyi olduğunu, işgalcilere söylersen kıymetlidir. Sömürmek için
dünyayı yangın yerine çevirenlere söylersen kıymetlidir… Zalime direnmek için
silahlanıp savaşan kişiye, barış ve savaşın kötülüğünden bahsediyorsan orada
bir sıkıntı vardır.
İşgalci
gücün yıllarca yaptığı saldırılara ses çıkartmazken, ülkesi işgal edilmiş
insanlar vatanlarını savunmaya kalkınca “barış
olsun, müzakere olsun” diye durdurmaya davet ediyorsan, işgalciye hizmet
ediyorsundur.
Özelde
Türkiye olmak üzere, Müslüman dünyada yaşanan çatışmalarda, ne zaman
Müslümanlar kendi haklarını korumak için harekete geçse, hem dünyada hem de
ülkemizde “barış çığlığı“ atan sivil
inisiyatif sahiplerini ve “tarafları
müzakereye çağıran” siyasetçilerin sesinin yükseldiğini görürüz.
Akdeniz’de,
bizi karadan balık tutmaya mahkum etmek isteyen Yunanistan-Fransa ve hempasına
karşı, hakkımız olan karasular için harekete geçiyoruz, CHP’li siyasetçiler
başta olmak üzere, HDP’liler, Amerikancı solcular, Batıcı akademisyenler, çağdaş aydınlar ve
aynı zihniyetteki medya mensupları ve bunların sanat camiasındaki rakkaselerinin
“müzakere ve barış çığlığıyla” nasıl savaş karşıtı olduğunu (!) gördük hep beraber. Ama bu barışseverler
bizim hakkımız çiğnendiğinde hiç tepki göstermemişlerdi!
***
Sınırımızda
PKK devleti kurulmak istendi. Ülkemizin güvenliği için yapılan harekatların
durdurulmasını isteyerek “barış çığlığı” atan yine aynı zihniyet ve Batı’daki
ortaklarıydı.
Ermenistan,
Azerbaycan topraklarını işgal etmiş bir devlet. Ve uzun bir zamandır
Azerbaycan’a karşı yaptığı provokatif söylem ve saldırılarla zaten niyetini
göstermekteydi.
Şimdi
yeniden Azerbaycan topraklarına, hem de sivillerin yaşadığı bölgeye saldıran
Ermenistan’a karşılık veren Azerbaycan’ı durdurmak için yine aynı zihniyet
“barış çığlığı” atmaya başladı. 27
Senelik Ermenistan işgaline ve yaptığı katliamlara en ufak bir söz diyemeyen zihniyet…
Türkiye, “bir millet iki devlet” anlayışıyla can
Azerbaycan’ın yanında tavrını gösterirken bu ülkede siyaset yapan malum
zihniyetteki siyasetçi “taraflar
arasında müzakere” yapılsın diyor. İşgalci ile işgale uğrayanı, saldırgan
katil ile saldırıya uğrayıp insanları öldürüleni, aynı kefeye koyuyor.
Bu tavır
işgalciye destek olmaktır.
Barış
çığlığı atmadan önce işgalci Ermenistan’a “işgal
ettiğin Karabağ’dan çık, ve bu zaman kadar yaptığın zulümlerin hesabını ver“
diyemeyen kişilerin “barış çığlığı “atması samimi de değil, savaş karşıtlığı
da...
Barış
isteyerek savaşa destek olmaktır bunun adı. Hem de bizim yanımızda değil,
işgalci, emperyalist güçlerin yanında durarak savaş istemenin...
Karabağ’ın
işgalden kurtuluşuna vesile olsun inşallah bu durum.
Devlet ve millet olarak yanlarındayız. Rabbim Azerbaycanlı kardeşlerimize yardım etsin.