Barbarlıkta sınır tanımayalar
Dünyanın gözü önünde bir vahşet yaşanıyor. Katil İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarında artışlar yaşanıyor. Saldırıların boyutunu her geçen gün daha da artıran İsrail barbarlıkta da sınır tanımıyor. Aralarında en fazla çocukların ve kadınların olduğu binlerce kişi hayatını kaybetti, şehirler yıkıldı, evler virane hale geldi.
İsrail saldırıları
sebebiyle Gazze’deki çocuklar yaşamaktansa ölmeyi temenni eder hale geldiler.
Bu vahşetten sağ kurtulan çocuklar
sadece travmatik yaralanmaların görünen yaralarını değil, görünmeyen yaralarını
da taşıyacaklar bir ömür. Tüm dünya buna seyirci kalmış durumda. ABD,
çatışmaların başladığı 7 Ekim'den bu yana BMGK’nın ateşkese ilişkin kararlarını
veto etti. Ateşkesin sağlanamadığı Gazze’de şimdiye dek binlerce çocuk İsrail
saldırılarında hayatını kaybetmiş durumda. Diğer yandan işgalci İsrail’in
insani yardımların girişini engellemesi bir başka vahşet. Bebekler ve çocuklar
aç yatıyor, açlık nedeniyle geceleri ağlayarak uyanıyorlar. O zavallı çocuklar
savaşın ne anlama geldiğini bile bilmeyecek çağdalar ve yetersiz beslenme
sebebiyle bitkin haldeler. Evladının
karnını doyuramayan Filistinli anne-babalar çaresizliği yaşıyor. Hastanelerde tıbbi
malzeme, ilaç ve ekipman sıkıntısının yanı sıra gıda yetersizliği nedeniyle
hastaların tedavilerinde ve hizmetlerde büyük aksaklıklar yaşanıyor. Millet un
bulamadığı için hayvan yemlerini öğüterek tüketmek zorunda kalmış durumda. Yüzbinlerce kişi “felaket” olarak
adlandırılan 5. seviye, yüz binlercesi de “acil durum” olarak bilinen 4. seviye
açlıkla karşı karşıya bulunuyor. Akut gıda güvensizliği Dünya Sağlık Örgütü'nün
“kritik” olarak nitelediği yüzde 15 çıtasını aşarak yüzde 16,2’ye ulaşmış.
Bir yandan Filistinlilere her türlü
barbarlığı uygulayan İsrail devleti diğer yandan yaptıklarını örtmeye ve
gizlemeye çalışmakta, her türlü dezenformasyon gayreti içinde. Batılı güçlerin
koşulsuz desteğini de arkasına almış, bir avuç toprak parçasında asrın
vahşetini işliyor. Çocukları ve kadınları tarihte eşi görülmemiş bir biçimde
öldürüyor, Sivilleri acımasızca katlediyor. Sadece masum sivilleri değil aynı zamanda
sahadaki gerçekleri dünyaya duyurmaya çalışan basın mensuplarını da hedef
alıyor, bombalıyor ve öldürüyor. Özgür
basının sesini kesmek amacıyla İsrail’in katlettiği medya mensubu sayısı da 100’ün
üzerindedir.
İsrail hem savaş ve
insanlık suçu işliyor, hem de bunları örtmek için, gerçekleri çarpıtıyor ve kirli
propaganda başta olmak üzere her yolu kullanıyor. Bu tarafgir haberlere Batılı
medya organları çanak tutuyor, İsrail’in barbarlıklarını devam ettirmesine
katkı sunuyorlar. Bu tablo karşısında tüm dünya adeta üç maymunu oynuyor. En
azından İslam ülkeleri olarak bu zulme karşı birlik olup gerekeni yapmak
gerekir. Gazzeli kardeşlerimize yönelik zulmün, katlin ve barbarlıkların önüne
geçmek en önemli görevlerimiz arasındadır. Bu ateş hepimizi yakacak. Bu barbar
devlet kan içmeye doymayan bir vahşi gibi kendinden olmayan herkesi düşman
bilmekte ve zamanı gelince de saldırmaktadır. Kendilerinin uydurduğu bir kitabı
da vahşetlerine delil göstermekte ve kendilerini haklı görmektedirler. Tarih
boyunca bulundukları her yerde huzursuzluk çıkaran, tâbi oldukları her devlete
ihanet eden, kimliklerini gizleyip fırsatını bulunca da barbarlıklarına devam
eden bu güruhu Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de bize açıklamaktadır. İsrailoğullarından pek çok
peygamber geldiği, ancak onlar peygamberlerini öldürdüğü, kendilerine Allah’ın
vermiş olduğu lütuf ve nimetleri azgınlık ve taşkınlık yapmak yolunda
kullanarak insanlığa zulmettikleri beyan edilmektedir. Hatta son peygamberin
kendi ırklarından çıkmaması üzerine, insanlar arasında O’na en büyük düşman
kesilmiş ve inatları yüzünden çok az bir kısmı iman etmişti. Dinlerine uymadıkça hiç kimseden razı olmaz, kelimeleri
yerlerinden değiştirir, dillerini eğerek, bükerek ve dine saldırarak karşı
gelirler. Küfürleri sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Onlar için dünyada
rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır. Allah’ın
ahdine sığınmadığı sürece kendilerine zillet damgası vurulmuştur. Allah’ın
hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkûm edilmişlerdir.
Bu
lanetli milletten emin olunan bir dünya duası ile…