BANGLADEŞ'İN SALİM BAŞOLLARI
1960'ların, 1971'lerin ,1980'lerin ,1997'lerin Türkiye'si, Bangladeş...
Orada, Şeyh Hasina; burada, Salim Başol, Ömer Egesel, Cemal Gürsel, Kenan Evren, Halkçılar, Ulusalcılar, Kemalistler, Sosyalistler...
Terör ve darbe, Batının sömürgeleştirme araçları.
"Üst akıl", cinayet emirlerine devam ediyor. "Hür dünya", idamlara dün olduğu gibi bugün de kör ve sağır.
Savunduklarını iddia ettikleri insan hakları , demokrasi vb. ilkeleri bile iğfal etmekten çekinmeyenler, bu cinayetlerin azmettiricileri.
Katiller,"Yüksek Adalet Divanı" örgütünde aldıkları kararları uyguluyorlar.
Batının devşirmeleri : Laikçiler,Toplum Mühendisleri, Aydınlanmacılar, tetikçiler.
" Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor."diyen "hakim" bu kez kararı Bangladeş'te verdi. Müslüman olmak, ezan okumak, Kur'an ı Kerim öğrenmek suç (tu).
İslam diyarlarının masum ve mazlum halkını, liderlerini şehit ederek yalnızlığa ve kaosa sürüklemeye çalışıyor, üst akıl. Bunun içindir ki İslamofobi'nin öncüleri, kendi halkına, tarihine, kültürüne , inançlarına yabancı bu Mankurtlardır.
Cemaat-i İslami liderlerinden Abdülkadir Molla, Muhammed Kamaruzzaman ve Ali İhsan Mücahit'ten sonra, Parti'nin liderini, İçişleri ve Tarım Bakanlığı yapmış Motiur Rahman Nizami'yi de üst aklın uşakları "laikçiler" idam ettiler.
Başbakan Şeyh Hasina tarafından bağımsızlık savaşı sırasında ( kırk beş yıl önce) işlendiği iddia edilen suçların cezalandırılması için 2009'da kurulan uyduruk Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, şimdiye kadar on dokuz kişi hakkında karar aldı.
Biz bunları, bu zalimleri biliriz. Biz bunların , 27 Mayıs 1960'ta gece baskınıyla millet iradesini gasp ettiklerini, ahlak vicdan, hak, hukuk tanımadıklarını biliriz. Onların "yüce" dedikleri adalet divanlarının ne denli pespaye bir terörize oluşum, ne kadar yalan ve iftira üreten merkez olduklarını biliriz. O yüksek (!) adalet divanının nasıl bir güç odağınca yönlendirildiğin
Bangladeş'te Başbakan Şeyh Hasina'nın ve örgütünün nasıl bir tetikçi, hezeyancı olduğunu en iyi, biz biliriz. Çünkü onun yoldaşları, Türkiye'de aynı herzeleri yediler. 1946'da demokrasi talebini "açık oy, gizli sayımla" iğdiş ettiler. 14 Mayıs 1950'de kaybettikleri dikta rejmini 27 Mayıs 1960'ta kanlı bir şekilde hortlattılar. Şimdilerde de aynı hezeyan içindeler. Altmış altı yıldır demokratik değişime direniyorlar.
17 Eylül 1961'de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes'e, arkadaşlarına reva gördükleri zulmü, 3 Temmuz 2013'te Mısır'da Muhammed Mursi'ye, 11 Mayıs 2016'da Bangladeş'te Motiur Rahman Nizami'ye reva gördüler. Bu odak, Gezi'yi de organize etti, halen tetikçilerinin ağızlarından kan damlıyor.Demokra
Recep Tayyip Erdoğan'ı suikastla öldüremediklerin
Bangladeş'in acısını yaşıyoruz...
Partinin Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla, 12 Aralık 2013'te cezası infaz edilen ilk Cemaat-i İslami lideri.Enteresandır ki bu tarihlerde FETÖ de 17/25 Aralık darbesine hazırlanıyordu. Diyalogculuk adına Küresel Abilerini devreye sokup idamları durdurmak için girişimde bulunmadılar. Öyle ya, "otorite" idama karar vermişse FETÖ'ye ancak alkışlamak düşerdi.
Motiur Rahman Nizami ve cümle şehitlerimiz için el Fatiha...