Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2982.64
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ekim 2013

Balyoz ve saldırı!

TÜRKİYE bugün üç konuyu konuşuyor. Birincisi Balyoz Davası'ndaki Yargıtay, ikincisi Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yaşananlar ve G.Saray'ın durumu...

Yargıtay, Balyoz Davası'nda kararını açıkladı. Bazılarının mahkumiyet kararını onayladı, bazılarında indirim yaptı, bir çoğunda da beraat kararını uygun gördü.

Karar sonrası ekranlara çıkan müdahil avukatların genel kanaati şuydu: Bu adaletli bir karar değildir. Darbeye eksik teşebbüs diye bir şey olamaz. Yargıtay'ın verdiği bu kararlar vicdanları tatmin etmemiştir...

Peki nasıl tatmin ederdi: Hepsine beraat...

Bu durumda da "Bağımsız Yargı gereğini yaptı" denilecekti.

Yani anlayacağınız, suçlu iseniz "Yargı taraflı", suçsuz iseniz "Yargı tarafsız" yorumları yapılıyor.

Bu ikilemi ŞİKE sürecinde de yaşadık ve halen de yaşıyoruz.

Suçlu bulunanların genel kanaati şöyle: Polisler yanlış belge ve bilgi topladı, Savcılar yanlış delilleri mahkemeye aktardı, hakimler geçerliliği olmayan delillerle karar verdi. Mahkeme heyetleri yasalara aykırı davrandı.

Balyoz ve şike sürecindeki nümayişler genelde bu yöndeydi.

ADAM İSTEDİĞİ KAPIDAN ÇIKAR

F.Bahçe ile Trabzonspor arasında oynanan ve 0-0 biten maçtan sonra Karadeniz ekibinin başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun, protokol kapısından çıkması eleştiriliyor. Adam neden ordan çıkmış, amacı zaten olay çıkartmakmış...

Protokol tribününde maçı izleyen bir kulüp başkanı istediği kapıdan çıkabilir. Buna bir sınırlama getiremezsiniz. Haaa, ihtiyat açısından, garajdan çıkış yapması söylenebilir ki büyük ihtimalle de söylenmiş ama siz adamı buna zorlayamazsınız... İstediği yerden çıkar. Hem Hacıosmanoğlu neden olay çıkartmak istesin ki... Olayı çıkartanlar başkası... Üstelik, başkanın basın mensuplarına açıklama yaptığı anlarda hiç de olay yoktu. Ne zaman ki, bir Fenerbahçe taraftarı yaklaştı, "Hakemi kaça satın aldınız başkan" diye bağırdı, olay orada koptu. İbrahim Bey de bunun altında kalır mı, anında cevabı yapıştırıverdi: O işleri sizin başkanınız daha iyi bilir...

u00c2la... Çünkü önünde, şikeden dolayı; mahkemece, UEFA'ca ve CAS'ca suçlu bulunan bir başkan portresi duruyor. Tabii ki onu örnek gösterecek. Bu cevabı sevmeyen bir avuç F.Bahçe taraftarı çığrından çıktı. Gerisini biliyorsunuz zaten...

Hacıosmanoğlu PFDK'ya sevk edilmiş... Şaşırdım doğrusu... Kime hakaret etti... TFF'ye mi, hakemlere mi, F.Bahçe başkanına mı? Adam, bir taraftarın kendisine bağırarak yönelttiği bir soruya cevap verdi o kadar.

Öte yandan, taraftarı galeyana getirdiği gerekçesiyle Trabzonspor kalecisi Onur suçlanıyor da, Onur'un üstüne kabadayı vari hareketlerle yüklenen ve kendi taraftarlarını ateşlendiren Selçuk Şahin ve kaleci Volkan Demirel suçlanmıyor. F.Bahçe basını bunlara hiç değinmiyor...

Aysal, Elemancini'sini buldu!

Ve G.Saray... Terim, Yıldırım'lar kaynaklı bir planın kurbanı seçildi. "G.Saray'a 4. yıldızı taktırmayacağız" diyen Aziz Yıldırım, bana göre kankası Yıldırım Demirören'in kafasına girdi ve "Milli Takım için en iyisi Fatih Terim"dir dedi. Bu teklifi yapanlar, tıkır tıkır işleyen çarka çomak sokacaklarını bilmiyorlar mıydı? Kimse bana, "Bu milli takım meselesi" falan demesin... Terim'e teklif götürülmesinin ardında ben masumiyet görmüyorum.

Öte yandan Başkan Ünal Aysal da Terim'i harcamak için sanki fırsat kolluyormuş gibi davrandı. Madem, hocanın hem G.Saray'ı hem de milli takımı çalıştırmasını istemiyordun, o halde en baştan "Hayır arkadaş" demedin de, "Kararı hocamız versin" dedin..

Aysal sonunda kendine bir EleMANCİNİ buldu! Bakalım bu Eleman, eski elemanın başarısını yakalayabilecek mi? Bence çok zor... Ama futbolda her zaman şu geçerlidir. Başarılar, tatsızlıkları unutturur...