Balon ne zaman patlar?
Balon, Fransızca ballon kelimesinden geçmiş dilimize. Sadece çocuklar değil filozoflara kadar herkes farklı amaçlarla da olsa balon ile ilgilenmiş. Orhan Veli Kanık’ı bir balon ağlatmış: "Hatırlattı bana, bir bayram sabahı/ Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp ağlayışımı". B. Pascal ise “Bilgi şişirildikçe bilinmeyene doğru yüzeyi genişleyen balon gibidir” diye bir söz söylemiş.
Tarihçe
ve tanım
Tarihte ilk balonlar hayvanların
mesanelerinin şişirilmesi ile elde edilirmiş. Günümüz balonlarının ilk örneği
1800'lerde Michael Faraday tarafından icat edilmişse de günlük hayatta
kullanıma geçmesi ancak 1930'larda gerçekleşebilmiş.
İnsanoğlu bu! Balona binmek
istemiş! Montgolfier kardeşler hava balonu 4 Haziran 1783'te icat etmişler ve yaklaşık
10 dakika sürmüş ilk seyhat. 21 Kasım 1783'te, 2200 m3'lük sıcak
hava balonu, ilk uçuş yapan iki yolcu bu sefer 25 dakika içinde on km'lik bir
yolculuk yapabilmiş. Ama konumuz balonun tarihçesini anlatmak değil, geçelim
tanımına.
Balon, ısıtılmış hava veya
havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde
araç ya da hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılan çocuk oyuncağı olarak
açıklanmakta. Üçüncü bir tanımı ise “aslı olmayan söz, palavra” anlamına
gelmekte (TDK). Balonun tanımları bu ama başka tanımları da var. Balonun ikinci
tanımında “çocuk oyuncağı” üçüncüde “palavra” (İspanyolca palabra) sözcüklerine dikkat edin derim. İngilizcede
de boş söz/palavra (empty words) karşılığı balon kelimesi kullanılmakta.
Oyuncak
ve palavra
İnsan hayatı da (çocukluk) aynı
balon gibi ilk önce gökyüzünde uçuyor, sonra yavaş yavaş yere dönüyor, ayakları
yere basıyor. Balon ile oynayanlar bir yandan heyecan ve mutluluk ile diğer
yandan balonun her an patlaması korkusu ile oynamaya devam eder. Hayat da böyle
değil midir? Mutluluk ve heyecan ile başlanılan işler ya da ilişkiler aniden
bir patlama yaşar ve hiç beklemediğimiz
bir sonuç ile karşı karşıya kalır insan.
Pascal bilgi için “şişirildikçe bilinmeyene doğru yüzeyi genişleyen balon gibidir.” Genişleyen
idelojiler (davalar, cemaatler, dinler vd), devletler, imparatorluklar her
organizasyon bilinmeyene doğru bir yolculuğa başlar. Şiştikçe renkleri açılır,
açılır. Biraz daha genişlerse veya bazıları biraz daha hava basarsa defolar
belirginleşir ve sonra…
Bu balon (palavra) işine
küçüklüğümden beri aklım yatmaz. Çünkü balona binmeye hazırsanız üfleyen çok
olur. Akıllı adamın ise üflenmeye niyeti olmamalı! Neden mi? Çünkü büyük
balonların eceli küçük iğnelerdir (hakikatlerdir). Siz siz olun hele hele hava
balonlarına (havalandıranlara) hiç binmeyin! Ne olur ne olmaz
Bu yazı çerçevesinde balonla
ilgili birkaç güzel sözü paylaşayım:
Sözler
·
Balon
bazen uçup giden umutları bazen ise özgürlüğü ifade edebilir.
·
Büyük
balonların eceli küçük iğnelerdir (Başlıktaki soruya cevap:
Balonlar hakikatle karşılaşınca patlar).
·
Büyük
balonlar her zaman patlamaya daha yakın olan balonlardır.
·
Acıyı
hatırlatan elinde kalan ip midir, uçup giden balon mu?
·
Balonlar
içi boş olanlarında hava ile de yükselebileceğini gösterir bize.
·
Söylediğin
sözler balon gibi yükseliyorsa, dikkat et düşme ihtimali çok fazladır.
Son
söz: Palavracının
balonu mutlaka patlar.