Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.04
Gram Altın
2998.78
BIST 100
9413.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ağustos 2022

Balkanlar'da ilhak ve işgaller başlarsa...

Çin; ekonomisi, nükleer silahlara sahip olması ve küresel sermayenin ABD’yi diskalifiye ederek Çin’i tercih etmesiyle ABD için ciddi bir rakip. Öyle ki 2030’da ABD ekonomisinin Çin ekonomisi karşısında esas duruşa geçeceği söyleniyor. Ki bu da ABD imparatorluğunun sonu demektir.

ABD direniyor hem de yıllar öncesinden

Dünya liderliğini Çin’e kaptırmak istemeyen ABD, bunun için çıkacak bir savaşı ta 2010’da Rand Corporation raporu ile ilan etmişti. Yapılan simülasyonlarla olası savaşta hangi devletin nerede duracağı tartışılmıştı. Mesela Çin’e karşı Avusturalya ne yapacaktı? ABD’nin saflarında savaşmak için Avusturalya ne gibi beklentilere sahipti?

Japonya faktörü de önemliydi. İkinci Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre önce Çin’i Japonların işgalinden kurtaran ABD idi.

Çin ile asırlık sorunları taptaze duran Japonya bu savaşta ABD’yi destekleyecek mi? Yoksa II. Dünya Savaşı’nın intikamı için yanıp tutuşan Japonya çıkacak Çin-ABD savaşını fırsat bilip ABD’nin okyanusa gömülmesini mi isteyecek bilmiyoruz!

Cevabı zor olan bu sorular ABD’yi derin derin düşündürüyor.

ABD-Rusya gizli ittifakı mı?

ABD, Çin’in şu an için en büyük müttefiki görünen Rusya ile ne yapmaya çalışıyor?

Olaya düz bakacak olursak:

ABD, Rusya’nın birkaç cephede savaşmasını ve böylece yorulmasını istiyor. Tam tersi bunu, Rus ve ABD liderlerinin anlaşmaları böyle diye de okuyabilirsiniz. Yalta Konferansı sonrası iki devletin önceden belirlenmiş paylaşımlarının yanı sıra amansız düşmanlıklarını(!) unutmamak lazım.

ABD ile Rusya ittifakı söz konusu ise, yani Ukrayna sorunu dahil iki devlet anlaşmalı ise o zaman Çin büyük bir tuzakla karşı karşıya demektir. Çünkü jeopolitik olarak Çin’in Rusya için tehdit olduğu biliniyor ve ABD’nin Rusya ile 2. Dünya Savaşı sürecinde yaptığı işbirliği göz önünde bulundurulduğunda gidişat hakkında daha farklı teoriler üretebiliriz.

Şayet ABD-Rusya arasında gizli bir anlaşma yoksa o zaman ABD Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini sağladıktan sonra şimdi de Çin’i Tayvan’a karşı kışkırtmak suretiyle zayıflatmayı amaçlıyor. Zaten “Tek Çin” söylemi ile 80 yıldır Tayvan’ı kendi topraklarından bilmesi Çin’in işini kolaylaştırmaktadır.

Peki Amerika’nın bundan kazancı ne?

Bildiğiniz gibi 3 yıl öncesine kadar Avrupa’nın güçlü ülkelerinin ABD’ye karşı pozisyon almaları söz konusu olmuştu. Şimdi ise Rusya Balkanları karıştırmak suretiyle bu bölgedeki göreceli istikrarı bozmak istiyor. Avrupa’yı direkt etkileyecek bu istikrarsızlık ABD’siz çözülemez. Rus tehdidinin yanı sıra Avrupa’yı etkileyecek kargaşa ve istikrarsızlıkta ABD’ye düşecek rol belli.

Kosova’nın sınırları ile ilgili aldığı “ülkeye kimlikle giriş” kararının doğurduğu gerginlik Kosova’da yaşayan Sırplar’ın “kararı tanımıyoruz” diyerek sınırda barikatlar kurmasıyla tırmandı. İki halkı karşı karşıya getiren karar “bir ay sonra uygulanmak üzere” ertelendi ama sorun bitmedi.

Şayet Rusya süreci istediği gibi sürdürebilirse Avrupa ülkeleri kaçınılmaz olarak gerginlikler yaşayacak ve bu gerginlikler beraberinde haklı bir tedirginlik, huzursuzluk ve nihayet kargaşaya yol açacaktır. Bölgeye kaosun hakim olması halinde Avrupa’da ilhak ve işgal girişimleri görülebilir. Daha da ileri gidersek Rusya’ya karşı tampon bölge, istikrarsızlaşan bölgede ülkesinin güvenliğini sağlama gibi gerekçelerle kimi devletler işgal avına çıkabilirler. Olay bu kadar ciddi!

Balkanlar’da son otuz yılda yaşananlar, kurulan devletler adeta vekil ülke, territoric vekalet gibi yeni kavramsallaştırmalarla bizleri tanıştıracaktır.

Bizim için işin önemli ve sevindirici yönü, Türkiye her şeyin farkında…

Allah kısmet ederse Eylül’de buluşmak üzere hayırla kalınız.