Balık Hz. Yunus'u niçin yuttu?
Hz. Yunus (as) peygamberlerden bir peygamberdir kuşkusuz… Hem de bir sureye isim olacak kadar öne çıkan bir peygamber… Tüm peygamberlerin örnek alınsın diye gönderildiğini de biliyoruz, değil mi?
Şimdi Hz. Yunus (as) ile ilgili
şu ayetleri anlamaya çalışalım:
‘’(Ey Muhammed) Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle, balık
sahibi Yunus gibi olma. Hani o dertli dertli Rabbine niyaz etmişti. Şayet
Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanacak bir halde ıssız
bir diyara atılacaktı. ‘’ (Kalem,
48-49)
Evet, ayeti celile ‘’Yunus gibi
olma’’ diyor… Peki, Yunus ne yapmıştı? Niçin kınanmıştı? Verilmek istenen mesaj
nedir?
Bir yerde Allah (cc) Hz. Yunus
(as) un hayata bakışını, mücadele tarzını doğru bulmuyor, o konuda peygamber
bile olsa örnek alınmasını istemiyor… Yunus’un davranışı kınanıyor… Çünkü O
mücadele alanı Ninova’yı izinsiz terk etmişti… Böyle yapmakla nefsine
zulmetmişti… Yanlış bir davranışta bulunmuştu… ‘’Yunus gibi olma’’ sözü bir
ezberi bozuyordu…
Bir peygamberle ilgili hüküm
böyle iken efendilerimizin, abilerimizin, büyüklerimizin, âlimlerimizin
yanlışlarını nasıl kendimize referans yapabiliriz ki? Onlar bile yapıyorsa
bizler içinde sorun yok diyemeyiz…
Yanılan Yunussa onu bile örnek alma… O
örneklik üzerinden kendi pozisyonunu meşrulaştırma…
İşte tebliği terkeden Yunus’un ibtila ve imtihanı…
Allah’ın ikab ve itabı… Ve sonrasında Hz. Yunus (as)’ın
içtenlikle itiraf ve istiğfarı…
Ve karanlıkları yırtmanın,
aydınlığa yürümenin adı Yunus...
Zulmü, zulmeti,
zilleti ve beşerî zaafiyeti aşmanın şifresi Yunus çabirnedamet… Tevhid, tevbe,
tesbih ve güzel cebir teslimiyet…
Peki balık Yunus’un için yuttu?
Yunus (as)
sorumluluk alanını terkettiği için balık onu yuttu. Davette sonuç odaklı,
aceleci davrandığı için… Kavmine kızgın, kırgın, başını alıp gittiği için… Bu
toplumdan bir şey çıkmaz dediği için… Kötülerle mücadelede kararlılık göstermediği için…
Ninova’dasergilemesigerekensabırvesebatısonunakadarsürdürmediğiiçin…
Öfkesine ve toplumla ilgili ön yargılarına yenik düştüğü için… Ye’si yenemediği için balık onu yuttu…
Peki, bugün bu kıssanın bize bakan bir boyutu
yok mudur?
Bizler Ninova’larımızın neresindeyiz?
Mevziimiz, mevzumuz belli mi? Dünün yılmaz davetçileri hangi liberal
limanlara demir attılar?
Dostlar,
İslami davette duyarlı olmazsak korkarım şehir, çevre, toplum, sokak, kamusal alan,
kampüs, kamuoyu, piyasa, dijital dünya, teknoloji bizi yutacak…
Bitik,
yitik ve siliklerimizin envanterini çıkarmaya bilmem gerek var mıdır?
Nice
değerlerimizi süreç içerisinde kaybettik… Sistemin yuttukları… Akademik dünyada,
bürokratik kademelerde, serbest piyasada, politik arenada,
ekonomik platformlarda tanınmaz hale gelen yutulmuşlarımız…
Yükseldikçe yutulan… Başardıkça biten… Kazandıkça kaybolan kardeşlerimiz…
Konformizm, tembelizm, hevaizm,
üçgeninde bireysel değil topyekûn yutul mariski altından esiller…
Dünyayı içselleştirdikçe işsizleştik ve yutulduk…
Yamulursak yutuluruz… Yalnızlaştıkça yutulmaya müsait hale geliriz…
Birbirimize düştükçe kolay yutulur lokmalar haline geldik…
Biliyorum, bizler insan olmayanların elinden fazlasıyla çektik…
Peki çözüm nedir?
İnsanlardan kaçmak mı? Kahretmek mi?
Karamsarlığa kendimizi terketmek mi? Seçilmiş bir yalnızlığa yönelmek mi? Belki de
birileri bizim için çözüm bulur diye beklemek mi?
Yoksa ısrarla ve yılmadan toplumsal ıslah için irşad mı?
Aslında Hz. Yunus (as) kıssası bizim için yeniden doğuş hikâyesidir…
Balığın karnından kurtuluş bir ödüldü…
Birmuştu… Birumud… Ve birufuktu…