Baldıran zehri ve sızan notlar
Sokrat'ı bilirsiniz,
Platon'un Hocası, Antik Yunan Filozofu ve Yunan Felsefesinin kurucusu Sokrat'ı.
Hani, şu statükonun, alışılagelmişliğin karşısına çıkan, kadim 'Yunan tanrılarıyla hesaplaşıyor' diye itham ve sonunda ölüme mahku00fbm edilen Sokratu2026 Ve bunu göze alıp, 'baldıran zehri'yle ölüme giden Sokrat var ya işte o Sokrat'ı? Ne yürekti ama?
Şimdi 'baldıran zehri de olsa içeceğim' diyen Sayın R. Tayyip Erdoğan'ı, onun mangal gibi yüreğini anlayabiliyoruz değil mi?
Demek ki neymiş?
Statükonun, kendilerinde tanrısal gücün olduğuna inanmamızı isteyen devasa cücelerin tekerine çomak sokmadan önce 'baldıran zehrini' içmeyi göze almalıymışız.
Sayın başbakanın "öleceğimi bilsem de bu zehri içerim" dediği gün ben olduğum yerden fırlayıp;
"İşte bu!" diye bağırmıştım.
Yanımda bulunan çok değerli bir dostum 'eyvah' dedi.
Ben,
"Daha iyi ya, Sayın başbakanın samimiyeti ve kararlılığını herkes görsün" dedim.
Dostum,
"Haklısın, ama Reis'in bu azmini, bu yürekliliğini gören ve süreci sabote etmek isteyen ulsulararası güçler daha sinsi, daha alçak yol ve yöntemlere başvuracaklar" dedi.
Şimdi dostumun neden "eyvah" dediğini daha iyi anlıyorum.
***
Geçen hafta başında büyük bir merakla beklenen İmralı heyeti netleşti ve BDP heyeti İmralı'ya heyecanlı gidip umutlu döndü. Öcalan, Kandil, BDP ve Avrupa'ya (Avrupa'daki KCK'ya) üç mektup yazarak, onlara durumu iletti ve düşüncesini tartışmalarını istedi. Öcalan'ın bu tavrı sürecin alt yapısının dolu, tarafların da samimi ve kararlı olduğunu göstermiş oldu.
Tabi, barışa hizmet ediyorsanız, hele hele 1000 yıllık kardeşliğin yeniden ESSAH kardeşliğe dönüşmesini arzu ediyorsanız karşılaşacağınız badireler de o kadar ESSAH olur. Yaşadığımız 30 yıllık çatışmalara rağmen Kürtleri Türklerle karşı karşıya getiremeyen güçler, hiç olmazsa şiddet devam etsin istiyorlardı. Bunun için de her türlü Bizans, Şark, Acem/u00ee ve Pers/u00ee oyunlara başvuracaklardı.
Önce Paris'te PKK'li 3 Kürt kadın katledildi, öldürülmeleri provokasyon için yeterli gelmeyince cenazelerini provoke etmeye çalıştılar, ama hamdolsun bunda da başarılı olamadılar.
Zamansız operasyonları denediler tutmadı. Sonra yıllardır Interpol aracılığıyla arandığı halde Avrupa'da yaşayan ve bugüne kadar kendilerine dokunulmayan PKK'liler Almanya ve Fransa'da gözaltına alındılar. Bu da tutmayınca, Kandil'in daha önce söyledikleri yeni söylenmiş gibi anlatılmaya başlandı. Gaye, Türk kamuoyunu hükümete karşı öfkelendirmek.
En sondan bir önce ise Sinop provokasyonunu izledik. Sağduyu sahibi Sinop halkının iltifat etmediği 300-400 kişinin yapmaya çalıştığı provokasyon da tutmadı. (Milletvekilinin gittiği hiçbir yerde sorun çıkmamalı, eyvallah, ama heyetin gidiş zamanlamasının hiç isabetli olmadığını da belirtelim.)
***
Şimdi ise, Öcalan'ın BDP'lilerle görüşmeleri (görüşme notları) basına sızdırıldı. Yine Türk kamuoyunu öfkelendirecek bölümleriyle basına sızdırılan notları kimin sızdırdığını net olarak bilmiyoruz. 'Bölümleriyle' dedim, çünkü notlar düzenli değil; eksiklikleri, çıkıkları olan notlardır sızdırılan bu notlar.
Basına sızdırılan "İmralı Notları'nı kimin sızdırdığı belli olsa da kesinleşmeyinceye kadar kimin sızdırdığını sadece zannederiz. BDP eş başkanı Sayın Selahattin Demirtaş "baldıran zehrini içen Sayın başbakana bunu yapmayız" dedikten sonra "o notlarla bizim arkadaşların notları arasında büyük oranda benzerlik var" diyerek aslında bir şey de söylemiş oluyordu.
Eğer bu notlar BDP (içinden birileri) tarafından basına sızdırılmışsa bu ETÖ-İnt'in Öcalan'a ve başbakana karşı darbecilerle işbirliği yaptığı anlamına gelir. Çünkü ETÖ-İnt'in (ETÖ ve uluslararası destekçileri) öteden beri başbakanın siyaseten bitirilmesi için yoğun faaliyet içinde olduğunu bilmekteyiz. ETÖ-İnt, Kürt meselesinin çözümünün Türkiye'yi nasıl büyük bir devlet yapacağını biliyor ve bundan son derece endişe duyuyor. Bu nedenle ETÖ-İnt bu meselenin çözülmemesi için yoğun çaba gösteriyor. Dolayısıyla bu sabotaj ve engellemelerini 'içerideki' destekçileri üzerinden gerçekleştiriyor.
Bereket versin ki hükümet bu konularda hazırlıklı, yani bu tür sabotajlarla karşılaşacağını önceden bilen Sayın başbakan "baldıran zehri içerim" diyerek kararlılığını dile getirmişti.
***
Önümüzdeki hafta sonuna doğru mektuplar tartışılmış olacak. Kandil'in Duran Kalkan'ı ikna etmesi hem Öcalan'ın ve hem de Avrupa kanadını rahatlatacaktır.
Hükümetin hazırlamış olduğu 4. Yargı paketi Kandil-BDP notlarının sızdırılmasına takılmamalıdır. Zaten kimilerine göre bu sızdırmanın 4. Yargı paketini hedef aldığı da söylenmektedir.
Anlayacağınız, önümüzdeki hafta çok hareketli geçecek ve bu hareketlilik çözüm sürecini daha netleştirecektir.
Hayırlı bir hafta dileklerimleu2026
Twitter: @ahmetay_
Not: Yazımızı bitirdikten sonra Öcalan görüşmeleri notlarının BDP Diyarbekir Milletvekili Sayın Altan Tan tarafından gazeteci Namık Durukan'a verildiği haberleri çıktı. Altan Beyin böyle vahim bir yanlışı yapmadığına inanmak istiyorum, zira süreci sıkıntıya sokacak bir sızdırmanın izahı yoktur.