Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2979.11
BIST 100
9737.9
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Aralık 2020

Bakü'den yükselen ses

Önceki gün Azerbaycan’da zafer sevinci ve coşkusu vardı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Yunanistan Başbakanı Kriakos Miçotakis, Avrupa Liderler Zirvesi’nde Türkiye aleyhine yaptırım kararı için ter dökerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte Bakü’de Zafer Şöleni’ni izliyordu.

Türk Komandolarının Bakü caddelerini inleten postal sesleri dosta güven ve gurur verirken, Ermenistan’a bir daha işgal ve saldırıya kalkışmaması yönünde güçlü bir mesajdı. Aynı zamanda tüm Avrupa’ya anladıkları dilden bir uyarı... Yunanistan, açlıktan Almanya’nın elini eteğini öperken, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklarını gasp etmek için Avrupa Birliği’ni harekete geçirmeye çalışıyordu.

Benim de “Komando Asteğmen” olarak askerliğimi yaptığım Bolu Komando Tugayı’ndan 2.783 Türk komandosu Azerbaycan ordusuna destek için Bakü’deydi. Karabağ Savaşı’nda verilen şehit sayısı kadar sembolik bir kuvvetle “Biz kardeşlerimizin yanındayız” diyordu. 2.783 şehit, Allah için, vatan için canlarını ortaya koymuştu. Bu uğurda kolunu bacağını yitiren gaziler ise koltuk değneklerine yaslanmış gözlerinde gurur ve yaş ile Ermenilerden aldıkları bir orduyu donatacak büyüklükteki silahların geçişini izliyorlardı.

***

Osmanlı Kafkas İslam Ordusu’nun törenle Bakü’ye girişinin üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçmişti. 1918 yılında önde süvarilerle Bakü’ye giren Kafkas İslam Ordusu’nun başında Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa vardı. Dağıstan, Azerbaycan ve Kuzey Kafkasya’daki gönüllülerle birlikte 20 bin kişilik bir askeri güçten oluşan bu ordu önce Gence’yi kurtarmış, ardından 15 Eylül 1918’de Bakü’ye girmişti. Bakü Muharebesi’nde verilen şehit sayısı 1.130’du.

Aynı yıl Van’ı Rus işgalinden kurtaran Ali İhsan (Sabis) Paşa komutasındaki bir başka Osmanlı ordusu ise sınırı geçerek 8 Haziran 1918’de Tebriz’e girmişti. Osmanlı ordularının bu başarıları ne yazık ki, müttefiklerinin yenilgileri yüzünden barış masasında yeterince değerlendirilemedi. Yüz yıl önce sahada kazanıp masada kaybettiklerimizden aldığımız dersle bugün ileriye daha bir güvenle bakıyoruz.

Bakü’de ayak seslerinin yeri göğü inlettiği komandoların arkasındaki Türk kurmay zekâsı ve diplomatik gücü bugün daha güçlü ve etkili. Sadece ateşkes anlaşması sonuçları ile yetinmeyeceğimiz, Ermenistan’da sular durulduktan sonra kurulacak barış masasında Azerbaycan Türklerine yapılan onca zulmün, katliamın ve verilen zararın hesabı sorulacaktır.

***

Karabağ Savaşı’nda büyük darbe alarak eriyen Ermeni ordusunun ötesinde Ermeni ideolojisi de toprağa gömüldü. Yunanistan’ın Megalo İdea’sı gibi Türkiye topraklarında gözü olan Ermenistan, bu savaşla birlikte artık suçlamalarını, iddialarını ve sınırsız isteklerini Erivan topraklarına gömmek zorunda. Nitekim Erdoğan – Aliyev zirvesinde Ermenilere karşı yapılan barış ve Türkiye sınırlarını açma çağrısı, her gün daha çok fakirleşen ve ekonomisi bozulan Ermeniler için Türk Milleti’nin büyük bir ikramı ve alicenaplığıdır.

Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan ikili anlaşmalarda hiç şüphesiz en önemlisi artık Kıbrıs gibi Türk insanının Azerbaycan’a Nüfus Cüzdanı ile gitme kolaylığıdır. İki ülkenin tek millet, iki devlet olmasını pekiştirecek bu uygulama iki ülke halkının çok daha hızlı kaynaşması sonucunu doğuracaktır. Ben şimdiden Türk insanını önümüzdeki yaz Hazar kıyılarında tatil yapmaya davet ediyorum.

Muhteşem Zafer geçişini taçlandıran sözler ise aynı gün basın toplantısında İlham Aliyev’den geliyordu:

“Aziz kardeşimin liderliği sayesinde dünyanın birçok ülkesinde, Türkiye hakkı, adaleti koruyor, ezilmiş hakların çıkarlarını savunuyor. Bugün Erdoğan Türkiye’si dünya için bir örnektir. Bağımsızlık, mertlik, cesaret örneğidir. Ve gelişmişlik örneğidir.”

Macron ve Miçotakis, AB zirvesinden sus pus dönerken, Türkiye, Doğu Akdeniz’de haklarını gasp ettirmeyeceğini Bakü’den tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyordu.