Bakmayın kınama yayınladıklarına
Ellerinde kan izi olanlar, kirlenmiş bir Dünya'yı, temizlemek için mücadele veren Türkiye'yi itibarsızlaştırmak için saldırılarına devam ediyor. Kirlenmiş yürekler de, kan damlayan kalemleriyle küresel tetikçilere destek vermeyi ihmal etmiyor. Katliam, terör ve faşizan tutumları meşrulaştırmak için ittifak halinde bilgi kirliliği meydana getiriyor, gerçekleri perdelemeye çalışıyorlar. Yeni Türkiye karşıtlığında birleşen eski Türkiye sevdalıları ise terörden, terör örgütlerinin vesayetinden medet umuyor, tükenen siyasi söylemlerini şiddet ile diriltmeye çalışıyor.
Bir de körleşen yürekler var.
Gerçekleri görmek yerine suçlayan, anlamak yerine karalayan yürekler.
Cizre, Nusaybin, Sur ve İdil'de yaşanan hendek terörünü, geleceğimizin önüne kurulan hendek barikatlarını görmediler. Kör bir ideolojik takıntı yüzünden on binlerce mağdur edilen hayatlara sırtlarını döndüler.
İhaneti derinleştirenler ise boş durmadı.
Küresel emperyalizmin peşine takıldılar; Rojova ve Kobani'de Kürtleri ölüme gönderdiler. Kürtleri kandırdılar, geleceklerini karartılar, gencecik bedenleri emperyal projelere alet ederek toprağa verdiler. Genç beyinleri yıkadılar, devrim yalanıyla bölgede ateşin ortasında bıraktılar.
Dönüştürdüler. Özgürlük mücadelesi derken, faşizan saldırılara imza attırdılar, katliamlara ortak ettiler, diktatörlerin emrine paralı asker olarak verdiler.
Suçlular! Bakmayın kınama yayınladıklarında, kendilerini maskelemeye çalışıyorlar.
Yetmedi.
Suçları çok!
Sahte devrimden gerçek canavarlar ürettiler. Vicdanını yitiren, robotlaşan orduyla bölgede gerçek bir halk devrimi için mücadele veren Suriyelilerin üstüne saldılar. DAİŞ ile mücadele yalanıyla köy bastılar, şehirleri yangın yerine döndürdüler. Küresel destek aldıkça, şiddeti tırmandırdılar, bölgeyi kuşatma altına alan emperyal devletlerin paydaşı oldular. İşgale ortak oldular, yüz yıllık projelerde maşa olarak kullanıldılar. Yüzyıllık prangaları kırmaya çalışanların karşısına çıktılar.
Tetikçi kalemler onları kahramanlaştırdıkça, saldırdılar.
Bölgede derin etnik ve mezhepsel planları olanlar, onları ileri teknoloji silahlarla donattıkça, mazlumları vurdular.
Şiddet siyaseti, sırtını onlara dayadıkça daha bir şımardılar.
Benliklerini yitirdiler.
Üst aklın kontrolüne tamamıyla girdiklerinde, Türkiye'yi topyekun hedef almaya kalktılar. Sınır hattımıza yanaştılar, işgalcilerden ve yerli işbirlikçilerden yüz buldular, Ankara'da yeni bir katliama imza attılar.
Yüreğimizi yaktılar ama hedeflerine ulaşamadılar.
Ulaşamayacaklar.
Çünkü biz kardeşiz. Bizim en büyük cesaretimiz kardeşliğimizdir.
Çünkü biz ortak değerlerde paydaşız. Bizi geleceğe taşıyacak olan ortak değerlerdir.
Çünkü biz biriz. Gücümüzü birlikteliğimizden, onlar ise fitneden alıyor. Korkaklar böyledir. Fitne en büyük silahlarıdır.