Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Haziran 2023

​Bakanlar Kurulu'nun ana mesajı

İsimleri teker teker analiz etmek gereksiz.

Mesajlar önemli.

Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan Bakanlar Kurulu’na şöyle bir baktığımızda, Gezi Olayları’ndan bu yana gittikçe etkisini arttıran “güvenlik” öncelikli yönetim modelinde ayarlama yapıldığını görüyoruz.

Şimdi güvenlikle birlikte ekonomi, hatta biraz daha fazla ekonomi.

Hayat pahallılığı ile mücadele.

Geçen seçim öncesinde durum böyle değildi.

Siyasal iktidar, hayat pahalılığı meselesini gelecek döneme bırakmış gibiydi.

Ekranlarda en az görünen bakan ise, tam da o süreçte öne çıkması beklenen Ticaret Bakanı idi!

Hayat pahalılığının bir iktidarı alaşağı edebilecek kadar mühim mesele olduğu malûmdu.

Kısa süre önce geride bıraktığımız seçimde, “beka” meselesi, Erdoğan karizması, “masa saçmalığı” derken…

“Varta” atlatıldı.

Bu seçimde böyle oldu.

Enflasyonuna ateşi düşmez, çarşı pazardaki yangın sönmez ise yerel seçimde ne olur, emin değilim!

Ak Parti’nin seçimlerde gittikçe daha fazla zorlandığını görüyoruz.

Sayın Erdoğan ile Partisi arasındaki “oy makası” gittikçe açılıyor.

Ak Parti’nin yükünün çok büyük bölümünü Sayın Erdoğan çekiyor.

Geçen yerel seçimlerde, Sayın Erdoğan’ın etkisi, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok yerin kaybedilmesini engelleyememişti.

Mart 2024 yerel seçimlerinde tablo ne olur?

İstanbul ve Ankara’daki CHP’li yönetimler çok başarısız, sokaktaki vatandaşlar hiç memnun değil ama her iki büyükşehirde de CHP önde.

Kılıçdaroğlu önde!

Büyükşehirlerde “enflasyonun” etkisi çok daha fazla hissediliyor.

Bu Ak Parti’nin geriye düşmesinin önde gelen sebebi.

Ak Parti,

önümüzdeki yerel seçimi kazanacaksa, bunu “enflasyonla mücadeledeki” başarısına borçlu olacak.

Piyasalar epeyce tıkanmış durumda.

Bankalar kredi vermiyor, konut satışları zorlanıyor.

Bu durum, konut fiyatlarını geri getirmiyor ve kiralar gittikçe yükseliyor.

“Ev sahibini şöyle yaparım, böyle yaparım” demek bir yere kadar çözüm oluyor.

Ya da, aslında hiç çözüm olmuyor!

Marketler yine etiketleri tırmandırmaya başladılar.

Meselenin ne kadarı fırsatçılıktan kaynaklanıyor, ne kadar “haklı gerekçelere” dayanıyor bilemiyorum.

Geçen süreçte, 3 harfli marketlerin fırsatçılık yaptıkları söylendi, çoğu zaman böyle olduğunu biz de gördük ama “marketlere tim baskınları” da pek işe yaramadı.

Öte yandan;

Son birkaç yılda politika faizi sürekli olarak geriletildi ama kredi çeken için maliyette düşme olmadı, bankalar yükü arttırdıkça arttırdı.

Pekçok sıkıntılı durumla karşılaştık…

Mesela;

Eskiden “teneke bunlar” dediğimiz malûm otomobillerin fiyatları bile akıl almaz rakamlara ulaştı…

Geçmişten kalan bir şeyler varsa tamam, yoksa bir gencin “ev, araba” sahibi olması hayal haline geldi son birkaç yıldaki müthiş tırmanışlardan dolayı.

Bir konut sahibi olmayı düşünse, kaç lira peşin çıkartabilecek, nereden kredi çekecek, diyelim ki çekebildi nasıl ödeyebilecek?

Bunlar elbette büyük sıkıntılar ve özellikle de büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlarımızı çok daha fazla etkiliyor.

E, yerel seçim de bir yerde “büyükşehir belediye seçimi” demek.

İzmir zaten AK Parti’de olmaz.

İstanbul, Ankara, Adana gibi yerler kaybedilince, başka yerlerde ne sonuç alırsanız alın kaybetmiş oluyorsunuz.

Hayat pahalılığı genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimini “kaybettirmedi” ama, yerel seçimde özellikle büyükşehirleri sıkıntıya sokabilir.

Bu iktidar döneminde bazı alanlarda gerçekleştirilen çok başarılı hamlelerin ardından, “menzile” ulaşılabilmesi için önümüzdeki beş yıllık sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

Ak Parti’nin bu süreçte kritik eşik olan yerel seçimleri kazasız belasız atlatabilmesi için “enflasyonla mücadele”de başarı şart.

Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hezimetten dolayı iyice dağınık, dağılmış görüntü veren muhalefetin yerel seçimlere kadar toparlanması zor gibi görünüyorsa da…

Enflasyonla mücadelede başarılı olunamaması halinde muhalefet yeniden motive olabilir.

Yerel seçimler, iktidar değiştirme ya da iktidarı yerinde tutma seçimleri değil.

Vatandaş yerel seçimleri iktidara “sarı kart” gösterme fırsatı olarak değerlendirebiliyor.

Bundan dolayı da, iktidar partileri yerel seçimlerden genellikle arzu ettikleri neticeleri alamamış olarak çıkıyorlar!

Enflasyonla mücadelede başarılı olunabilirse, teşkilât dağınıklığı ve bir türlü bitmeyen metal yorgunluğunun üstesinden gelinebilirse…

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, Ak Parti’nin elinden çıkan birçok belediye geri alınabilir.

Böyle bir sonuç da, Yeni Bakanlar Kurulu’nun daha rahat yol almasını sağlar.

Madalyonun öbür yüzü:

Yerel yönetim seçimlerinde “yine” bir kaza olursa, moraller epeyce bozulur.

İşleri toparlamak da “epeyce” zor olur!