Bakanlar Kurulu'nun ana mesajı
İsimleri teker teker analiz etmek gereksiz.
Mesajlar önemli.
Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan Bakanlar Kurulu’na
şöyle bir baktığımızda, Gezi Olayları’ndan bu yana gittikçe etkisini arttıran “güvenlik” öncelikli yönetim modelinde
ayarlama yapıldığını görüyoruz.
Şimdi güvenlikle birlikte ekonomi, hatta biraz daha fazla
ekonomi.
Hayat pahallılığı ile mücadele.
Geçen seçim öncesinde durum böyle değildi.
Siyasal iktidar, hayat pahalılığı meselesini gelecek döneme
bırakmış gibiydi.
Ekranlarda en az görünen bakan ise, tam da o süreçte öne
çıkması beklenen Ticaret Bakanı idi!
Hayat pahalılığının bir iktidarı alaşağı edebilecek kadar
mühim mesele olduğu malûmdu.
Kısa süre önce geride bıraktığımız seçimde, “beka” meselesi, Erdoğan karizması, “masa saçmalığı” derken…
“Varta” atlatıldı.
Bu seçimde böyle oldu.
Enflasyonuna ateşi düşmez, çarşı pazardaki yangın sönmez ise
yerel seçimde ne olur, emin değilim!
Ak Parti’nin seçimlerde gittikçe daha fazla zorlandığını
görüyoruz.
Sayın Erdoğan ile Partisi arasındaki “oy makası” gittikçe açılıyor.
Ak Parti’nin yükünün çok büyük bölümünü Sayın Erdoğan
çekiyor.
Geçen yerel seçimlerde, Sayın Erdoğan’ın etkisi, başta
İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok yerin kaybedilmesini engelleyememişti.
Mart 2024 yerel seçimlerinde tablo ne olur?
İstanbul ve
Ankara’daki CHP’li yönetimler çok başarısız, sokaktaki vatandaşlar hiç
memnun değil ama her iki büyükşehirde de CHP önde.
Kılıçdaroğlu önde!
Büyükşehirlerde “enflasyonun”
etkisi çok daha fazla hissediliyor.
Bu Ak Parti’nin geriye düşmesinin önde gelen sebebi.
Ak Parti,
önümüzdeki yerel seçimi kazanacaksa, bunu “enflasyonla mücadeledeki” başarısına
borçlu olacak.
Piyasalar epeyce tıkanmış durumda.
Bankalar kredi vermiyor, konut satışları zorlanıyor.
Bu durum, konut fiyatlarını geri getirmiyor ve kiralar
gittikçe yükseliyor.
“Ev sahibini şöyle
yaparım, böyle yaparım” demek bir yere kadar çözüm oluyor.
Ya da, aslında hiç çözüm olmuyor!
Marketler yine etiketleri tırmandırmaya başladılar.
Meselenin ne kadarı fırsatçılıktan kaynaklanıyor, ne kadar
“haklı gerekçelere” dayanıyor bilemiyorum.
Geçen süreçte, 3 harfli marketlerin fırsatçılık yaptıkları
söylendi, çoğu zaman böyle olduğunu biz de gördük ama “marketlere tim baskınları” da pek işe yaramadı.
Öte yandan;
Son birkaç yılda politika
faizi sürekli olarak geriletildi ama kredi çeken için maliyette düşme
olmadı, bankalar yükü arttırdıkça arttırdı.
Pekçok sıkıntılı durumla karşılaştık…
Mesela;
Eskiden “teneke
bunlar” dediğimiz malûm otomobillerin fiyatları bile akıl almaz rakamlara
ulaştı…
Geçmişten kalan bir şeyler varsa tamam, yoksa bir gencin
“ev, araba” sahibi olması hayal haline geldi son birkaç yıldaki müthiş
tırmanışlardan dolayı.
Bir konut sahibi olmayı düşünse, kaç lira peşin
çıkartabilecek, nereden kredi çekecek, diyelim ki çekebildi nasıl ödeyebilecek?
Bunlar elbette büyük sıkıntılar ve özellikle de büyükşehirlerde
yaşayan vatandaşlarımızı çok daha fazla etkiliyor.
E, yerel seçim de bir yerde “büyükşehir belediye seçimi” demek.
İzmir zaten AK Parti’de olmaz.
İstanbul, Ankara, Adana gibi yerler kaybedilince, başka
yerlerde ne sonuç alırsanız alın kaybetmiş oluyorsunuz.
Hayat pahalılığı genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimini
“kaybettirmedi” ama, yerel seçimde özellikle büyükşehirleri sıkıntıya
sokabilir.
Bu iktidar döneminde bazı alanlarda gerçekleştirilen çok
başarılı hamlelerin ardından, “menzile” ulaşılabilmesi için önümüzdeki beş
yıllık sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Ak Parti’nin bu süreçte kritik eşik olan yerel seçimleri
kazasız belasız atlatabilmesi için “enflasyonla
mücadele”de başarı şart.
Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki
hezimetten dolayı iyice dağınık, dağılmış görüntü veren muhalefetin yerel
seçimlere kadar toparlanması zor gibi görünüyorsa da…
Enflasyonla mücadelede başarılı olunamaması halinde
muhalefet yeniden motive olabilir.
Yerel seçimler, iktidar değiştirme ya da iktidarı yerinde
tutma seçimleri değil.
Vatandaş yerel seçimleri iktidara “sarı kart” gösterme fırsatı olarak değerlendirebiliyor.
Bundan dolayı da, iktidar partileri yerel seçimlerden
genellikle arzu ettikleri neticeleri alamamış olarak çıkıyorlar!
Enflasyonla mücadelede başarılı olunabilirse, teşkilât
dağınıklığı ve bir türlü bitmeyen metal yorgunluğunun üstesinden gelinebilirse…
Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, Ak Parti’nin elinden çıkan
birçok belediye geri alınabilir.
Böyle bir sonuç da, Yeni Bakanlar Kurulu’nun daha rahat yol
almasını sağlar.
Madalyonun öbür yüzü:
Yerel yönetim seçimlerinde “yine” bir kaza olursa, moraller epeyce bozulur.
İşleri toparlamak da “epeyce”
zor olur!