Bakan Kirişçi yetki ve inisiyatif almalı
Pandemi sonrası dünya piyasalarında başlayan daralma ve kısıtlamalar ile birlikte dünya ekonomisi temellerinden sarsılmaya başladı. Dünyanın tüm ülkeleri bu durumdan kendi nasibini aldı. Türkiye’miz ise dünyada değişen piyasa koşullarında kendisine diz çöktürmeye çalışan batılı güçlerin adı konulmamış ekonomik taarruzları ile enflasyonu derinden hisseden ülkelerden birisi oldu. Avrupa Birliği dahi kendi kurallarını hiçe sayarak Türkiye’den yapılan proje başvurularını takvimi içinde sonuçlandırmayarak AB fonlarından ülkemize fon girişini dolayısıyla ekonomik iyileşme ve gelişmeyi engellemek için en küçük fırsatı bile değerlendirmekten utanmamaktadır.
İlkelerinin
sadece kendi menfaatleri durumunda geçerli olduğunu, diğer ülke hukuklarının
hiç bir önemi olmadığını bir kez daha ispatlamış oldular. Mayıs ayında
açıklanması gereken AB proje başvuruları hala askıda. Batı 4 koldan ülkemize
saldırmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dirayetli liderliği sayesinde
dört koldan saldıran tek dişi kalmış canavara boyun eğmeyen ülkemiz beşinci kol
faaliyeti olarak sayabileceğimiz içerden darbe vuran hain ve fırsatçıların
kıskacı altında kaldı.
Piyasa
gerçeklerinin çok üzerinde fiyat artışlarıyla kimisi batılı ağabeylerine
şirinlik yaparken kimi ise hainliğin en onursuzunu yapmakta ve ülkesini batıya
diz çöktürmeye çalışmaktadır. Ekonomik fırsatçılık yapmak isteyen hainler
ülkemizin en onursuz esfelasafilin grubunu oluşturmaktadır.
Halen
enflasyon ülkemizin en önemli gündemi. Seçim sonuçlarını, oy verme eğilimlerini
etkileyecek en güçlü parametre ise ekonomi olarak gözüküyor. Bu enflasyonun
oluşmasında dünya piyasaları, para
piyasalarının etkisi çok. Ancak piyasalardaki doğal dalgalanmayı fırsata
çeviren Enflasyon Fırsatçıları 100
liraya üreticiden aldığı ürünü (Ihlamur) 1.000 liraya satmaktan utanmıyor. Sebze meyve başta olmak üzere tüm gıda
ürünlerinde sözde nakliye vb. maliyet artışları bahane edilerek fahiş artışlar
yapılmaktadır. Nakliye kg. başına sadece 1 TL. Neredeyse bütün gıda ürünlerinde
büyük bir vurgunculuk var. Muhtemelen kozmetik, giyim, ulaşım vb. birçok
sektörde de durum aynı. Vatandaş bu durumdan çok şikâyetçi.
Fırsatçılar
ile sert mücadele şart. Son dönemde açıklanan Et ve Süt Kurumunun, Tarım Kredi
Marketlerinin indirimleri yeterli değil. Yeterince yaygın dağıtım zinciri ve
depolamaya sahip olmayan bu kurumların piyasaları regüle etmesi çok kolay
olmayacak. Fırsatçı hainlerle daha sert ve teknik mücadele şart. Peki ne yapmak gerekiyor?
Ülkemizde
Ticaret Bakanlığı fiyatların genel durumundan sorumlu. Bu bakanlığın taşra
örgütlenmesi ve personel yapılanması bu fiyat kontrollerini yapmaya yeterli
değil. Ticaret İl Müdürlüğü il düzeyinde büyükşehirlerde bile çok az sayıda 15-20
personel ile birçok bürokratik görevi yerine getirmeye çalışıyor. Bu kadar
kısıtlı teşkilatlanma ile denetim görevini yapması mümkün değil. Bu kurumun
kısa sürede büyümesi ve etkin denetim yapması da çok olası değil. Oysa
ülkemizde fabrikalara, marketlere, pazarlara neredeyse her gün giren bir kurum
var. O DA TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI.
Tarım
ve Orman Bakanlığı güçlü personel ve araç yapısıyla her ilçede teşkilatlı
durumda. Gıda denetimi, fiyat takibi vb. birçok sebeple tüm işletmelere rutin
hijyen vb. gerekçelerle ziyaretlerde bulunuyor. Yapılacak basit yasal
düzenlemelerle bu görevlere giden personele ek görev olarak fiyatların geriye
doğru takibi, izlenebilirlik ile ilgili geliştirilecek yazılımlara ürün alış
satış fiyatlarının girilmesi bile sağlansa ve piyasa şartlarının üzerinde
anormal satış yapanlara yaptırımlar uygulanacağı beyan edilse hainlerce
şişirilmiş enflasyonun hemen düşmeye ve ülkemizin enflasyon ateşinin hızlıca
inmeye başladığını göreceğiz. Yoksa enflasyon fırsatçıları semirmeye devam ederken
AK Parti oy kaybedecek. AK Parti ile beraber millet de kaybedecek. Bizden
söylemesi. Kamu kaynakları doğru ve etkin kullanılırsa hainler ülkemize diş
geçiremez. Tarım ve Orman Bakanı Prof.Dr.Vahit Kirişçi daha çok inisiyatif
almalı.