Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2436.30
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Eylül 2018

Bakalım UEFA’nın adaleti var mı?

FUTBOLDA kullandığımız meşhur bir deyim var. Her sezon nereden baksak onlarca maç için kullanırız bunu. Hani şu dilimize pelesenk olmuş söz: “Futbolun adaleti yoktur.”

Siz, “Nereden çıktı bu” demeden ben anlatmaya başlayayım. Bugün dünya futbolu için çok özel bir gün. Aylardır merakla beklediğimiz, beklerken de çok iyi hazırlandığımız EURO 2024’ün ev sahibi açıklanacak.

Bir tarafta iki Dünya Kupası, iki Yaz Olimpiyatları, bir de Avrupa Futbol Şampiyonası düzenlemiş Almanya, diğer tarafta ise Türkiye...

Biz, yukarıda adı geçen organizasyonların hiçbirini bugüne kadar düzenlemedik. Bunun sebebi tamamen spor dışı gerekçelerdir. Bana göre tamamen siyasidir.

Ülke olarak; dünyanın en genç nüfuslarından birine sahip olacaksın, sporu 7’den 70’e kadar çok seveceksin, devlet olarak her türlü taahhüdü vereceksin, uluslararası seviyede (buna Şampiyonlar Ligi finali de dahil) aldığın her türlü organizasyonu muhteşem bir şekilde tertip edeceksin ama sana böyle büyük turnuvaları vermeyecekler!

Neyse, biz dünü değil bugünü değerlendirelim...

Almanya’da yaşananlar ortada... Mesut ile İlkay’a yapılanlar hafızalarda dipdiri duruyor. Ülke genelinde ırkçılık had safhada... Futbola olan ilgi her geçen gün dibe vuruyor.

Türkiye’de ise herkes tek yürek... Statlarımız yaş ortalamasıyla tüm dünyayı kıskandırıyor... Devletimiz ve Türkiye Futbol Federasyonu tüm imkanlarını seferber etmiş durumda... Eksiklerimiz yok mu? Tabii ki var ama onlar da çok kısa sürede tamamlanacaktır.

Tüm bunların ışığında durum değerlendirmesi yaparsak, EURO 2024 Türkiye’ye verilmelidir.

“Futbolun adaleti yoktur” diyoruz.

Bakalım UEFA’nın adaleti var mı?

SPORDA ÇOK İYİYİZ

Futbolda çok iyi olduğumuzu söyleyemeyiz ama ülke olarak sporda çok büyük işlere imza atıyoruz.

Güreşçilerimiz başarıdan başarıya koşuyor. Tekvandoda madalya avcısı olduk. Özellikle 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda altın madalya beklediğim sporcuların başında İrem Yaman geliyor. Kendisi geçen hafta bir altın madalyayı daha ülkemize kazandırdı. Öncü kardeşler motosiklette zirvenin sahibi oldu. Okçulukta hedefleri tutturuyoruz. Başarılar saymakla bizmez... Yani uluslararası arenada ülkemiz çok iyi şekilde temsil ediliyor.

Yeni bakanımız sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu her fırsatta sporculara gereken desteğin devam edeceğini söylüyor. Hamza Yerlikaya gibi efsane bir isim, şimdi de bakan yardımcısı olarak hizmetlerine devam ediyor.

Başarıda emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz... Bunların meyvelerini Tokyo Olimpiyatları’nda toplayacağımızdan eminim...

KAZANAN DA YOK, KAYBEDEN DE

Pazartesi günü oynanan derbiyle ilgili de bir iki söz edip, yazımızı öyle bitirelim...

Beşiktaş için maç önemliydi ama Fenerbahçe kadar anlam taşımıyordu.

Neden mi?

Beşiktaş yenilse 3 puandan başka kaybedecek bir şeyi yoktu ama kazansaydı çok büyük bir iş yapmış olacaktı. Şenol Güneş’in tercihleri belki de çok önemli bir galibiyetin kaçmasına sebep oldu.

Fenerbahçe için durum çok farklıydı.

Ne olursa olsun önce kaybetmemek lazımdı... İlk tercih bu olunca, iki teknik adam da riskten kaçınınca derbi beraberlikle bitti. Şunu unutmayalım ki, sevinen taraf olmak için risk almak lazım. Riskin olmadığı yerde başarı beklemek hayalcilikten öte geçmez.