Dolar (USD)
34.73
Euro (EUR)
36.57
Gram Altın
2956.25
BIST 100
9827.23
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Ekim 2024

​Bahçeli'nin DEM'e uzattığı el

PKK’nin 15 Ağustos 1984’teki Eruh ve Şemdinli baskınının üzerinden 40 yıl 3 ay geçti. Bu süre içinde 60 binden fazla insan hayatını kaybetti. Şehid olan güvenlik güçlerinden tutun, işçi, memur, öğrenci, çocuk hatta anne karnındaki bebekler öldürüldü.

Ülkede ölüm acısının hissedilmediği hane kalmadı. Direkt olarak her evde olmasa da bir şekilde akraba, eş-dost, komşu derken bütün aileler bu acıyı hissetti. 1984 sonrası 13-16 yaşlarında dağa götürülen çocuklar arasından yaşayan kalmışsa şimdilerde 60’a merdiven dayamışlar.

Bunun neden, nasıl, kimler sebep oldu konusunu çok yazdık ama bugün artık farklı gün;

Gün yaraları sarma günü,

Gün huzuru yayma günü,

Gün merhameti, hakkaniyeti, adaleti her ferde ayrı ayrı layık görme günüdür.

Bugün coğrafyamızda tutuşturulan, yarın bütün dünyayı saracak olan alevin bizi yakmaması için,

1071’de kavileşen ve bugün ağır yaralarla sarılı kardeşliğin hiçbir kuşkuya sebep vermeyecek şekilde yeniden tesisi için herkesin avucunu açması, sıkılı dişlerini gevşetmesi, çatık kaşlarla bakmak yerine tebessümle bakması gereken gündür bugün.

Hiç birimizin, Türk’ü Kürd’ü, Sünnisi Alevisi, dindarı seküleri hiç kimsenin meseleyi hafife alma lüksü yoktur.

Hiç kimsenin, dünyayı yakacak olan bu alevi ülkemizde harlamasına hakkı yoktur ve buna izin vermeyeceğiz.

Türkiyeli olduktan sonra etnik, dini, meşrebi ne olursa olsun 85 milyon insanımızı yeni bir dünyanın kurulmasından önce yaşanacak küresel enkazın altında can vermesine izin vermeyeceğiz.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, “Elimi vatan, millet ve devlet için uzattığımı, dışarıda sert rüzgârlar eserken içimizde barışsever ve hoşgörülü bir havanın olmasını gönülden istediğimi herkesin bilmesinde yarar olacaktır. Biz elimizi bir süreç için değil, kardeşlik ve kaderdaşlık için uzatırız…” sözlerini yabana atmayın. Bu tarihi sözler seçim öncesi oy devşirme konuşması değil, yangının önlenmesine yönelik basirettir. Özellikle Sayın Bahçeli’nin “kardeşlik ve kaderdaşlık” vurgusunun altını çizmek gerek.

Aynı Bahçeli 1 Ekim 2024 günü TBMM’nin yeni yasama yılı dolayısıyla mecliste DEM Parti milletvekilleri ile tokalaşarak son yılların en takdir edilesi adımını attı. Sayın Bahçeli o gün DEM’e el uzatarak aslında Türkiye’nin bütün renkleri bir arada ise “Anadolu geçilmez” mesajını verdi.

İşin güzel yanı istisnasız bütün DEM Parti milletvekilleri bu elin sıcaklığını hissettiler ve bu eli ellerinde tuttular.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Sayın Tuncer Bakırhan DEM’in niyetini de, amacını da net bir şekilde dile getirdi. Bakırhan, "Kürtler iktidarla anlaştı diyenler oluşabilecek diyalog zeminleri önüne bariyer koyarak bu ülkenin çözümsüz kalmasını istiyorlar” diyerek ülkemizin, bu cennet gibi vatanda yaşayan 85 milyonun sürekli birbiriyle kavgalı olmasını isteyenlere net mesaj verdi.

Sadece Tuncer Bakırhan değil, diğer DEM’liler de Sayın Bahçeli’nin uzattığı elin ne kadar değerli olduğunu dile getirdiler. Bunlardan en dikkat çekici olanı Sırrı Süreyya Önder’den geldi:

Ülkemiz önemli bir eşikte duruyor. Gerek bölgesel koşullar, gerek kendi iç koşullarımız itibarıyla. Ülkemiz, birçok meselesi itibarıyla bir kuyu içerisinde hapsolmuş vaziyettedir. Fakat aslında kuyu derin değil, ip kısadır çoğunlukla. Bu itibarla barışa gönül indiren, konuşmanın bu Meclis'in temel işlevi olduğunu vaaz eden ve bu köklü meselemizi ilk defa bir tartışma eksenine çekmeye çalışan Sayın Cumhurbaşkanı, Devlet Bahçeli ve barış meselesinde gönül indiren herkese şahsi olarak bu konuda bedel ödemiş ama şerefini bedelinden daha fazla önemseyen bir kardeşiniz olarak teşekkür etmek istiyorum.

Her olumlu süreçte sabotajcıbaşı görevini üstlenen CHP, bu sefer Özgür Özel ile kendi bariyerlerini yıkarak meseleye Türkiyeli gözüyle baktı ve süreçten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Sadece mecliste mi bu güzellik yaşandı?

Elbette hayır.

Bütün Türkiye günlerdir bu selamlaşmayı, bu adımın doğuracağı huzuru konuşuyor. Şayet Terörist İsrail’in katliamları olmasaydı 24 saat sadece bu konu konuşulacaktı. Başta Diyarbakır olmak üzere, Mardin’de, Bingöl’de, Batman’da, Van’da sohbetlerde Sayın Bahçeli’nin uzattığı elin değeri konuşuluyor. Ve DEM’lilere uzattığı el için Bahçeli’nin, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan aydınlığıdır, açıklaması konuşuluyor.

Şimdi,

Gidişat bu kadar nazik ve değerli giderken elbette ülkemize huzuru, barışı, merhameti çok görenler olacaktır. Ama bu seferki durum bambaşka. Huzurumuza mani olmak isteyenlere kötü haberlerim var.

Devam edeceğiz inşaallah.