Bahçeli'nin DEM'e uzattığı el
PKK’nin 15 Ağustos 1984’teki Eruh ve Şemdinli
baskınının üzerinden 40 yıl 3 ay geçti. Bu süre içinde 60 binden fazla insan
hayatını kaybetti. Şehid olan güvenlik güçlerinden tutun, işçi, memur, öğrenci,
çocuk hatta anne karnındaki bebekler öldürüldü.
Ülkede ölüm acısının hissedilmediği hane kalmadı.
Direkt olarak her evde olmasa da bir şekilde akraba, eş-dost, komşu derken
bütün aileler bu acıyı hissetti. 1984 sonrası 13-16 yaşlarında dağa götürülen
çocuklar arasından yaşayan kalmışsa şimdilerde 60’a merdiven dayamışlar.
Bunun neden, nasıl, kimler sebep oldu konusunu
çok yazdık ama bugün artık farklı gün;
Gün yaraları sarma günü,
Gün huzuru yayma günü,
Gün merhameti, hakkaniyeti, adaleti her ferde
ayrı ayrı layık görme günüdür.
Bugün coğrafyamızda tutuşturulan, yarın bütün
dünyayı saracak olan alevin bizi yakmaması için,
1071’de kavileşen ve bugün ağır yaralarla sarılı
kardeşliğin hiçbir kuşkuya sebep vermeyecek şekilde yeniden tesisi için
herkesin avucunu açması, sıkılı dişlerini gevşetmesi, çatık kaşlarla bakmak
yerine tebessümle bakması gereken gündür bugün.
Hiç birimizin, Türk’ü Kürd’ü, Sünnisi Alevisi,
dindarı seküleri hiç kimsenin meseleyi hafife alma lüksü yoktur.
Hiç kimsenin, dünyayı yakacak olan bu alevi
ülkemizde harlamasına hakkı yoktur ve buna izin vermeyeceğiz.
Türkiyeli olduktan sonra etnik, dini, meşrebi ne
olursa olsun 85 milyon insanımızı yeni bir dünyanın kurulmasından önce
yaşanacak küresel enkazın altında can vermesine izin vermeyeceğiz.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, “Elimi
vatan, millet ve devlet için uzattığımı, dışarıda sert rüzgârlar eserken
içimizde barışsever ve hoşgörülü bir havanın olmasını gönülden istediğimi
herkesin bilmesinde yarar olacaktır. Biz elimizi bir süreç için değil,
kardeşlik ve kaderdaşlık için uzatırız…” sözlerini yabana atmayın. Bu
tarihi sözler seçim öncesi oy devşirme konuşması değil, yangının önlenmesine
yönelik basirettir. Özellikle Sayın Bahçeli’nin “kardeşlik ve kaderdaşlık”
vurgusunun altını çizmek gerek.
Aynı Bahçeli 1 Ekim 2024 günü TBMM’nin yeni
yasama yılı dolayısıyla mecliste DEM Parti milletvekilleri ile tokalaşarak son
yılların en takdir edilesi adımını attı. Sayın Bahçeli o gün DEM’e el uzatarak
aslında Türkiye’nin bütün renkleri bir arada ise “Anadolu geçilmez”
mesajını verdi.
İşin güzel yanı istisnasız bütün DEM Parti
milletvekilleri bu elin sıcaklığını hissettiler ve bu eli ellerinde tuttular.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Sayın Tuncer Bakırhan
DEM’in niyetini de, amacını da net bir şekilde dile getirdi. Bakırhan, "Kürtler iktidarla anlaştı diyenler oluşabilecek diyalog zeminleri
önüne bariyer koyarak bu ülkenin çözümsüz kalmasını istiyorlar” diyerek ülkemizin, bu cennet
gibi vatanda yaşayan 85 milyonun sürekli birbiriyle kavgalı olmasını isteyenlere
net mesaj verdi.
Sadece Tuncer
Bakırhan değil, diğer DEM’liler de Sayın Bahçeli’nin uzattığı elin ne kadar
değerli olduğunu dile getirdiler. Bunlardan en dikkat çekici olanı Sırrı
Süreyya Önder’den geldi:
Ülkemiz
önemli bir eşikte duruyor. Gerek bölgesel koşullar, gerek kendi iç koşullarımız
itibarıyla. Ülkemiz, birçok meselesi itibarıyla bir kuyu içerisinde hapsolmuş
vaziyettedir. Fakat aslında kuyu derin değil, ip kısadır çoğunlukla. Bu
itibarla barışa gönül indiren, konuşmanın bu Meclis'in temel işlevi olduğunu
vaaz eden ve bu köklü meselemizi ilk defa bir tartışma eksenine çekmeye çalışan
Sayın Cumhurbaşkanı, Devlet Bahçeli ve barış meselesinde gönül indiren herkese
şahsi olarak bu konuda bedel ödemiş ama şerefini bedelinden daha fazla
önemseyen bir kardeşiniz olarak teşekkür etmek istiyorum.
Her olumlu
süreçte sabotajcıbaşı görevini üstlenen CHP, bu sefer Özgür Özel ile kendi
bariyerlerini yıkarak meseleye Türkiyeli gözüyle baktı ve süreçten duyduğu memnuniyeti
dile getirdi.
Sadece mecliste mi bu güzellik yaşandı?
Elbette hayır.
Bütün Türkiye günlerdir bu selamlaşmayı, bu
adımın doğuracağı huzuru konuşuyor. Şayet Terörist İsrail’in katliamları
olmasaydı 24 saat sadece bu konu konuşulacaktı. Başta Diyarbakır olmak üzere,
Mardin’de, Bingöl’de, Batman’da, Van’da sohbetlerde Sayın Bahçeli’nin uzattığı
elin değeri konuşuluyor. Ve DEM’lilere uzattığı el için Bahçeli’nin, Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan
aydınlığıdır, açıklaması konuşuluyor.
Şimdi,
Gidişat bu kadar
nazik ve değerli giderken elbette ülkemize huzuru, barışı, merhameti çok
görenler olacaktır. Ama bu seferki durum bambaşka. Huzurumuza mani olmak
isteyenlere kötü haberlerim var.
Devam edeceğiz
inşaallah.