''Bahaeddin Özkişi medeniyetimizin sesi olmuştur''
Edebiyatımızın önemli isimlerinden hikâyeci-romancı Bahaeddin Özkişi, vefatının 43. Yıldönümünde düzenlenen toplantı ile yâd edildi. Cağaloğlu’nda Yeni Dünya Vakfı’nın Cağaloğlu’ndaki Genel Merkez binasında düzenlenen toplantıya ilgi büyüktü. “Bahaeddin Özkişi 90 Yaşında” başlığıyla duyurulan toplantıya yazarın ailesi, yakınları, dostları, edebiyatçılar ve okuyucuları katıldı. Anma toplantısını yöneten Mehmet Nuri Yardım, “Yazarımız hakkında bugüne kadar beş on toplantı düzenledik. İstanbul dışında ailesinin memleketi olan Manisa Demirci’de de konuşuldu. Aslında Bahaaeddin Özkişi hakkında diğer 79 ilimizde de toplantılar yapılmalı, eserleri, fikirleri ve idealleri üzerinde durulmalıdır.” dedi. Yardım konuşmasında özetle şöyle dedi:
“Bahaeddin Özkişi, eserlerinde bizim büyük medeniyetimizi anlatmıştır. Osmanlı iklimini roman ve hikâyelerinde yaşatmıştır. Eski ahşap evleri, türbeleri, sokakları, çeşmeleri anlatarak bu güzel mekânları âdeta yaşatmıştır. Mahalle kültürünü, komşuluk ilişkilerini dile getirerek değerlerimize dikkat çekmiştir. Onun eserlerinde inancımız, medeniyetimiz, kültür unsurlarımız, değerlerimiz ve geleneklerimiz güçlü biçimde var. Üç romanı ve bir hikâye kitabı ile dört dörtlük özlü bir külliyat ortaya koymuştur. Kimbilir hayatta kalsaydı daha nice eserleri vücuda getirecekti. Üstün fikirlerle mücehhez ve yüksek hayallerle yoğrulmuş eserleri, bize unutulmayacak yolculuklar yaptırıyor. Bütün gençlerimizin, edebiyatseverlerin ve tarihe meraklı olan vatandaşlarımızın Bahaeddin Özkişi’nin eserlerini okuması ve üzerlerinde düşünmesi gerekiyor. Bahaeddin Özkişi Medeniyetimizin Sesi Olmuştur.”
“MÜTEŞEBBİS BİR ADAMDI”
Baheddin Özkişi’nin gençlik arkadaşları ve yakın dostları Tufan Karabey ve Baran Karabey kardeşler de romancının, insan olarak özelliklerini, fedakârlığını, çalışkanlığını anlattılar. Tufan Karabey, “Bahaeddin Özkişi, millî mefahirimize sahip çıkan, sağlam karakterli bir şahsiyetti. Çok munis bir adamdı. Fena İtiyatlarla Mücadele Cemiyeti’ne gelir ve burada hizmet ederdi. Cağaloğlu’nda Peyami Safa’nın eski bürosunda kurduğumuz Demokrasi Fikir Kulübü’ne de düzenli iştirak ederdi. Uzun uzadıya sohbetlerimiz olurdu.” derken Baran Karabey ise onun müteşebbis bir insan olduğunu ve maneviyatı yüksek bir ailenin evladı olarak bu hâli her zaman yaşadığını söyledi.
FATMA ÖZKİŞİ: “ÇOK TİTİZDİ”
Bahaeddin Özkişi’nin eşi Fatma Özden Özkişi, romancının bilinmeyen yönleri üzerinde durdu ve çalışma sistemine temas etti. Hikâye ve romanlarını eşi söylerken kendisinin bunları kaleme aldığını ve eserlerin böylece ortaya çıktığını anlatan Fatma Özden Özkişi, “Köse Kadı, Uçtaki Adam, Sokakta ve Göç Zamanı hep böyle ortaya çıktı. Çok titizdi, bana da güvenirdi. Kitapları Ötüken’de yayımlandıktan sonra ödüller almaya başladı.” diye konuştu.
Bahaeddin Özkişi hakkında tez hazırlayan Ayşe Uysal, yazarın eserleri hakkında kısa bir değerlendirme yaparken torunu Elif İlalan ise dedesini anlattığı iki şiirini okudu. İbrahim Metin ise, Ahmet Nuri Yüksel’in Bahaeddin Özkişi hakkında Devlet Gazetesi’nde çıkan yazısından bazı bölümler okudu. Anma prorgamı, okunan Kur’an-ı Kerim ve çekilen fotoğrafların ardından sona erdi. Toplantıya edebiyat, sanat ve kültür dünyasından bir çok kişi de iştirak etti.
TÜRKİYE’NİN SEVİLEN YAZARI
Sokakta adlı romanı Millî Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edilinceye kadar Bahaeddin Özkişi sınırlı sayıda entelektüel tarafından bilinen ve okunan bir yazardı. Hakkında düzenlenen toplantılar, yazılan yazılar ve yapılan tartışmalar Özkişi’nin kitaplarına duyulan ilgiyi artırdı.
Özkişi, 1928 Haziranında İstanbul, Fatih’te dünyaya geldi. Ailenin iki kız evlattan sonraki ilk oğludur. Babası Fatih dersiâmlarından Ömer Lütfi efendi, dedesi Manisa ili Demirci ilçesinin büyük nakşî şeyhlerinden Hacı Halid Efendi’dir. Hak âşıklarının toplanma yeri olan evleri Bahaeddin için okuldan önce okul olur. Tasavvuf terbiyesiyle her vak’anın derinindeki hikmetleri kavrayabilmeyi öğrenir. Karagümrük Orta Okulu’nu, Sultanahmet Sanat Enstitüsü’nü okur. Askerlik görevini 1947’de Erzurum’da yapar. Yeşilköy Havaalanı’nda çalışır. Bu arada tanıştığı edebiyat ustaları kendisiyle ilgilenirler. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın evindeki bir sohbette yazdıklarını dinleyen Tanpınar “Devam et evladım. Sen on Sait Faik edersin.” der. O da hikâye yazmaya devam eder. Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi kaynak atölye şefi olur. İki yıl Almanya’da kalır. Kaynak Öğretmen Okulu’nu bitirir ve incelemelerde bulunur. Bir yandan yazarken diğer yandan Süheyl Ünver’den tezhip dersleri alır. Cam üzerine tezhip çalışır. Bir yandan da eski İstanbul evlerinin maketlerini üç boyutlu ve dört cepheli olarak yapar. Bu maketlerde yıkılan evlerin ahşap malzemelerini kullanır, mühim teferruatı unutmaz.
1959’da hikâyelerini Bir Çınar Vardı adlı kitapçıkta toplar. Eser, yirmi dokuz kısa hikâye ve bir ithaf yazısından meydana geliyor. 1969’da Fatma Özden Hanımefendiyle evlendikten sonra eşinin teşvikiyle yazmaya devam eder ve yayınevimizdeki bütün kitapları ilk olarak o dönemde neşredilir. 1975 Peyami Safa Roman Yarışması’na katılan yazar Sokakta adlı romanıyla başarı ödülü alır. Arkadan da Göç Zamanı basılır. Vefat ettiği gün satışa arz edilen bu kitap Türkiye Millî Kültür Vakfının başarı ödülüne lâyık görülür ve bu ödül eşine tevdi edilir. 10 Kasım 1975 tarihinde aldığı dâvet üzerine ebed âlemine giden Bahaeddin Özkişi, Edirnekapı Şehitliği Sakızağacı Mezarlığı’nda yatıyor.