Bahaeddin Özkişi
Pazar günü güzel bir seçim yapıldı. Aziz milletimiz ferasetiyle, basiretiyle, şuuruyla ve inancıyla hür iradesini kullandı ve herkese gereken dersi verdi. Ülkemiz, milletimiz, İslam alemi ve insanlık için hayırlı uğurlu olsun.
Bu mübarek milletin, bu aziz vatanın yetiştirdiği değerlerden biri de hikayeci ve romancı merhum Bahaeddin Özkişi'dir. Geçmiş yıllarda unutulmuşken son on yıl içinde gündeme gelen ve eserleri okunan seçkin bir kalem erbabıdır Özkişi. Köse Kadı, Uçtaki Adam, Sokakta romanları ve Göç Zamanı isimli hikaye kitabıyla edebiyatseverlerin gönlünde taht kuran bir sanatkardır. Cuma günü Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde O'nu ailesi, dostları ve okuyucularıyla birlikte rahmetle yad ettik. Bereketli ve istifadeli bir toplantı oldu. Hayatını, edebu00ee kimliğini, yazarlığını anlattık.
Şüphesiz yazarları edebiyat tarihçileri, tetkikçileri ve tenkitçileri muhtelif yönleriyle ele alır, değerlendirirler. Ama yazarları en iyi tanıyanlar, eşleri ve çocuklarıdır. İşte kendisi de kaleme sarılan ve değerli eserler veren Fatma Özden Özkişi Hanımefendi, eşinin az bilinen yönlerini bize şöyle anlattı:
"Çevresi tarafından sevilen, sayılan, iyimser, nadir kişilerdendi. Sadece eşi, kızı, akrabaları, arkadaşlarıyla değil kısacası toplumla ilişkileri onu hayatta son derce başarılı kıldı. Herkesin gönlünde rahatlıkla taht kurabilirdi. Empatisinin gücü, zekasının kıvraklığı, çok düzgün işleyen mantığı, duyarlı, hoş görüşlü, anlayışlı, aktif, şakacı, neşeli olması, çevresindekilerin ruhu00ee yapılarını çözüp ona göre davranması, hassas, alıngan oluşu, hiçbir zaman sert davranmaması, zeki, bilgili tecrübeli kendini geliştirme gibi meziyetlere sahip olması, onu ender rastlanan kişiler arasında telaffuz edilmesini gerektiriyor."
Kızları Zeynep'e de babasından aynı hasletlerin genleri vasıtasıyla geçtiğini, insan, hayvan, sevgisinin had safhada, yardım sever ve dost kimliği ile çevresi tarafından takdir edilen biri olduğunu vurgulayan Fatma Hanım, "O da annesi ve babası gibi herkesin derdiyle derlenmeyi fazlasıyla bilir. Hassas ve vefalıdır; etrafına eziyet etmekten de son derece çekinir."
Fatma Hanım merhum Bahaeddin Özkişi'yi anlatmaya devam ediyor:
"Bahaeddin Özkişi, ferdu00ee hürriyetine düşkün, yalnızlığı kalabalığa tercih ederdi. Bu tercih, zaman zaman yazacaklarını düşünmesi ve düşüncelerini planlaması için şarttı. Şivesiyle, lehçesiyle, ses tonu ve diksiyonuyla, cümle içinde kullandığı kelimelerin vurgularının yerli yerinde olmasıyla Türkçeyi çok iyi kullanırdı. Yalnız yazı hayatında değil; günlük konuşmalarında dahi kelimeleri seçer, mana itibariyle yerli yerine yerleştirirdi. Daha çocukluktan gençliğe geçiş yıllarından itibaren gördüklerini, hissettiklerini yorumlarını eline geçen kağıtlara karalamış. Ama yazmaya, basımına pek layık görmemiş. Elimde şüphesiz çok emek verdiği ve atamadığı bazı notları halen mevcut. 1945 yılından itibaren yazmayı öğrenmeye başlamış, ama ancak 1959'da ilk hikaye kitabının Vatan Matbaası'nda basılmış olduğunu görüyorum. Edebu00ee kişiliğinin ilk yansıması. Bu eserde küçük hikayeler ve deneme türünün özelliklerini gösteren metinler var."
Bahaeddin Özkişi'nin sanatçı kişiliği için söylenecek ilk şeyin 'usta bir hikayeci' olduğunu belirten Fatma Özden Hanım, şu hususlara dikkat çekiyor:
"Romanlarında daha çok hikaye edici bir anlatım tarzını tercih etmiş, kendine has üslu00fbbuyla. Genellikle tarih ve kültür kavramları, ağırlıklı olarak işlenen konular arasında. Gayesi tarihu00ee roman yazmak değildi. Tarihimizi romanlaştırmaya yönelik özel gayret göstermiştir. Roman ve hikayelerinde toplumunun temel hassasiyetlerinden vatan, millet, kültür, gelenek, görenek gibi kıymet hükümlerimiz çerçevesinde eserlerini örerek edebu00ee varlığını ortaya koymuştur. Sanatçı kimliğindeki detaycılığı eserlerinde ağır basar. Bilhassa insana ait ruh hallerini çözümleyip anlatırken çokça ortaya çıkar. Farklı karakterdeki insanların ruh yapılarını mükemmel şekilde tasvir eder. Lüzumsuz hiçbir ayrıntıya ve ifadeye rastlanmayan hikayelerinden bazılarına, lise 1. sınıf Türkçe kitaplarında rastlıyoruz. 'Koltuk Değnekleri', 'Suç', 'Göç Zamanı'u2026"
Sağlam bir irade, temiz bir karakter ve köklü bir inanca sahip olan Bahaeddin Özkişi, her yazdığı satırdan kendisini muhasebeye çeker, "Büyük hesap gününde suçlu düşmeyeyim." dermiş. Edebiyata meraklı olanlar, yazmayı sevenler yazarın Ötüken Neşriyat'tan çıkan eserlerini okumalı, incelemeli ve tahlil etmelidir. Geleneklerimizi sevdiren, tarih şuuru veren ve inancıyla örnek bir aydın olan Bahaeddin Özkişi gibi yazarlar Türkiye'de daha çok okunmalı, hatta eserleri dünya dillerine tercüme edilerek herkesin istifadesine sunulmalıdır.