Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2963.20
BIST 100
9611.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Kasım 2019

Bağdadi’yi Adila teslim etti

ABD, DEAŞ Lideri Ebubekir Bağdadi’nin öldürüldüğü operasyona Kayla Mueller’in adını verdi. Yardım görevlisi olarak bulunduğu Suriye’den Halep’e geçmiş, orada sözüm ona DEAŞ’lılar tarafından yakalanarak Bağdadi ile evlendirilmişti. Bağdadi’nin ilk eşi akrabası olan Asma Fawzi Al Quaisi. İkinci eşi İsral Rajab Mahal Al Quaisi, üçüncü eşi Saga Al Dulaimi. Alman Mariya ile de evliliği bulunuyor. Bağdadinin hareminden en az 3 batılı kadın bulunuyor. Bunlar da ülkelerinin istihbaratına çalışıyor.

Mueller 2015 yılında Ürdün uçakları tarafından öldürülmesine kadar 2 yıl Bağdadi ile aynı yatağı paylaştı. ABD Başkanı Donald Trump, İdlib’de Türkiye sınırına 5 km yakınlığında HTŞ’ye bağlı Horasaddin biriminin kontrol ettiği Barişa yerleşim yerinde 8 helikopterle iki aşamalı olarak yapılan operasyonda öldürülen kişinin Bağdadi olduğunu ispatlamak için, iç çamaşırlarından aldıkları DNA örnekleriyle cesedden alınan örneklerin uyuştuğunu söyledi. ABD Bağdadi’nin DNA örneklerinin 2004 yılından beri ellerinde olduğunu söylüyor.

Bu sözün Türkçesi operasyonda kadın eli var. Amerikalıların, Rusların, Suriyelilerin, Iraklıların, PKK/PYD terör örgütünün, Barzani/Talabani Peşmergelerinin defalarca (12 kez) öldürdüklerini açıkladıkları Bağdadi hakkındaki soru işaretlerini Trump net olarak cevaplayabilmiş değil. En önemli soru Bağdadi İdlib’e ne zaman ve nasıl geldi veya getirildi.

Bölgede dolaşan yaygın söylentilerden biri de Bağdadi’nin 2017 yılında öldürüldüğü yerine Abraham Awad adlı Mossad ajanının ikame edildiği yolunda.

Bağdadinin öldürüldüğü haberleri ABD medyasında ilk yer aldığında yanında 3 kadın ve 4 çocuğun da öldürüldüğünü yazmışlardı. Trump’ın son açıklamasında ise kadınlar buharlaştı. Bağdadi 3 çocuğu ile birlikte üzerindeki bombayı patlatarak öldü. 9 çocuk ise kurtarıldı.

Bağdadinin öldürüldüğü açıklandıktan sonra onlarca video izledim. Bunlardan biri de Irak istihbaratı elemanı olduğunu söyleyen Muhammed Ali Sacit. Sacit Bağdadi ile Bağdat’ın kenar semtlerinde öldürülmeden 20 gün önce görüştüğünü söylüyor. Bu tarih Türkiye’nin Barış Pınarları harekatına başlamadan iki gün öncesine denk geliyor. Duymayanlar bir daha duysun. Türkiye operasyona başlamadan önce Bağdat’ta olduğu kesin olarak bilinen Bağdadi’nin barış ortamında bile 12 saat sürecek bin km yolu PKK/PYD-Rejim ve HTŞ bölgelerinden kabzımal kılığında geçirilerek İdlib’e Türkiye sınırına getirilmesi senaryonun önceden yazıldığının başka bir göstergesi.

Iraklı istihbaratçı Ali Sacit’in açıklamalarına göre, Bağdadi şeker hastası, ünisilin kullanıyor. Oruç tutmuyor. Çevresindekilere oruç tutturmuyor. Örgütün milyonlarca dolarının yönetimi konusunda sıkıntılı. En yakınındakilerin bile ihanetinden çekiniyor. Bağdadi en çok da eşi olan 4 kadının ihanetinden korkuyor. Bu kadınlardan biri de Adila isimli eşi. Bağdadinin karısı olan Adila Irak istihbaratına, iç çamaşırları teslim eden kadın. CİA Bağdadi’nin koynuna soktuğu Kayla Mueller vasıtası ile de Adila ile de Bağdadi’yi adım adım takip ediyordu.

Irak istihbaratının bağlantı kurduğunu söylediği Ebu Hamza kod adlı Bağdadi’nin eskortu olan terörist operasyonda öldürüldü. ABD her ne kadar açıklamasa da Bağdadi’nin 3 eşi öldürülürken Adila operasyonda yerle bir edilen evden sağ çıktı.

Operasyondan hemen sonra Bağdadi’nin yerine geçmesi beklenen Ebu Hasan Muhacir (Aslen Giritli bir Rum) de Cerablus’ta öldürüldü. DEAŞ’ın liderliği, Telaferli Şehlar Türkmen aşiretinin evlatlık olarak büyüttüğü Ermeni asıllı Abdullah Kardaş’a bırakılıyor. Saddam ordusunda subay olan Kardaş liderliğe getirilirse ABD’nin yarım bıraktığını düşündüğü Irak’ta Sunni ve Türkmenleri yok etme planını yeniden devreye sokacağı anlaşılıyor.

DEAŞ’ın El Kaide’den kopma sürecinde Zerkavi’den sonra lider olan Ebu Ömer El Bağdadi, daha sonra da Ebu Bekr El Bağdadi ile önce terörize edilen sonra da yok edilen grupları adrese teslim görebiliriz.

DEAŞ denilen yapının, ABD hapishanelerinde işkenceye uğramış El Kaide sempatizanlarının liderliğinde, Saddam’ın subaylarının ciddi katkı sağladığı, Şii fanatizmi ile her türlü hakları elinden alınan, insanlık dışı işkencelere tabii tutulan Iraklı Sunni Aşiretler ile başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından batılı istihbarat örgütlerinin yönlendirilmesiyle bölgeye gelen teröristlerden oluştuğu biliniyor.

Barış Planı Operasyonu ile Taşıma DEAŞ’lıların artık kullanım sürelerini doldurdukları görünüyor. Saddam’ın eski askerleri ile El Kaide uzantılarının profesyonel terörist oldukları için meydana çıkmayacaklarına göre, bundan sonra ABD’nin DEAŞ ile mücadele adı altında Irak ve Suriye’de Petrol bölgelerinde yaşayan Sunni aşiretleri hedef alacağı aşikar. Irak’ta 1 milyon sunni Müslümanı öldürerek Pompeo Anayasası ile bir zamanlar Türkiye’den izin almadan köylerinin dışına bile çıkamayan Barzani ile Talabani’yi Irak’ın ve Kuzey Irak’ın başına getirenlerin Irak’ı bölme planları için 500 bin Sunni Müslümanın daha katledilmesi gerekiyor.

O yüzden Barış Planı Operasyonu’nun hemen ardından Irak ve Lübnan karıştı. Mossad ve CİA ile çalıştıklarını hiçbir zaman inkar etmeyen Barzani-Talabani bölgede haçlıların çıkarlarını korumaya devam edecekler. Ödül olarak da Kerkük petrollerini alacaklar. ABD’nin Planı Suriye Petrollerini de Abdi Cilo liderliğindeki PKK/PYD’ye teslim ederek, bu Petrollerin İsrail Aşdod limanına ulaştıracak bir koridor açarak Terör devleti projesini güneyden yaşatmak. Gavurda kancıklık bizde mertlik bitmez. Onlar oyun kuracaklar bizim işimizde kurulan oyunları bozmak vesselam.