Bağdadi Operasyonun Ardındaki Strateji Nedir?
ABD Başkanı Trump 27 Ekim Pazar günü DAEŞ Elebaşı Ebubekir El Bağdadi’nin özel kuvvetler tarafından öldürüldüğünü duyurmuştu. Asıl adı İbrahim Avaad olan El-Bağdadi’nin yaşamındaki karanlık dönemler hiçbir zaman aydınlatılmadı.
ABD, Irak’ı işgal ettiği dönemde, direnişçilere katılan El-Bağdadi’yi tutuklayıp Buka askeri cezaevine koymuştu. Bu sırada bazı subayların kendisiyle sık sık görüştüğünü ilk kez New York Times gazetesi gündeme getirmişti. El-Bağdadi tahliye edilirken, görevli bir ABD subayına dönüp şöyle diyor: ‘’New York’ta görüşürüz’’(NYT)
Obama döneminde Cumhuriyetçiler konuyu Temsilciler Meclisine taşımış ve şöyle bir soru yöneltmişlerdi: ‘’Hepimizin bildiği üzere El-Bağdadi ABD gözetimindeydi ve serbest bırakıldı’’ ifadesine yer verirken ‘’Bağdadi’nin gidip İŞİD’i kurabilmesine kim izin verdi?’’ diye sormuştu. Dış işlerinde müsteşar yardımcısı olan Brett McGurk bu soruya: ‘’O sırada hükümete değildim öğrenir size dönüş yaparım’’ demesine rağmen ABD’li yetkililerden şimdiye kadar Bağdadi’ye dair bildiklerini paylaşan olmadı. (AA) Bundan sonra paylaşan olur mu? Bekleyip göreceğiz.
Bağdadi’nin hapishanedeyken sır dolu ilişkileri, serbest bırakıldıktan kısa bir zaman sonra, büyük silahlara ve taraftara erişebilmesi DAEŞİN bir proje örgüt olabileceğini göstermişti. Ayrıca, işlediği cinayetlerin dinle, insanlıkla, merhametle hiç alakası olmadığı halde kendini İslam halifesi ilan etmişti(!)
Karanlık ilişkilere sahip olan El-Bağdadi’ye yapılan operasyonun zamanlaması oldukça dikkat çekicidir. ABD’de yapılan açıklama ve yorumlara baktığımızda burada üç strateji izlediklerini görüyoruz.
Birincisi, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtının başarısı, ABD’nin Suriye’deki başarısızlığı tüm dünyada tartışılırken, ABD tekrar psikolojik üstünlüğü sağlayarak, herkesin bu operasyonu konuşmasını sağladı.
İkincisi, bazı ABD’liler bu operasyonun gerçekleşmesinde SDG’nin istihbarat desteğini verdiğini ileri sürerek, PKK’yı SDG adı altında meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
Üçüncüsü, Türkiye’nin Suriye’de elde ettiği başarıdan sonra eleştirilerin odağı olan Trump’ın, azledilme tartışmalarına bir de Suriye’deki askerlerini geri çekme eleştirileri eklenince, 2020’de ABD’de yapılacak seçimle birlikte düşündüğümüzde, DAEŞ liderine yapılan operasyonun oldukça dikkat çekici olduğu anlaşılıyor.
Bu bağlamda Bağdadi’ye yapılan operasyonun ardındaki stratejiye baktığımızda, bir yandan PKK’nın yeni ismi olan SDG’nin katkısına atıf yapılarak meşrulaştırmaya çalışırken, diğer taraftan can çekişen Trump’ın imajını tekrar diriltme stratejisini görüyoruz.
Türkiye, tüm bu gelişmeleri dikkatle izlemeli, dış politikanın belirsizliği ve karmaşıklığı arasında izlenen stratejileri doğru okumalıdır. Gelişmeleri değerlendirirken, en belirsiz durumlarda bile dikkatlerini nihai sonuçtan asla ayırmamalıdır. Zira her zaman vurguladığım gibi mesele ciddi ve derindir!