Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Temmuz 2021

BAE'nin OPEC+ ile darbe finansmanı

OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı) üyeleri olan; İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Venezuela, Katar, Endonezya, Libya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Cezayir, Nijerya, Ekvador, Gabon, Angola, Ekvator Ginesi ve Kongo’ya bir de Rusya’nın eklenmesiyle ortaya çıkan OPEC+ oluşumu dünya petrol fiyatlarını belirleyen yegâne kurum.

Arzı kısarak fiyatı belirleyen ve esasında monopol bir yapının kurulduğu petrol piyasası olmasına rağmen içten yanmalı motorların keşfinden bu yana en ucuz ve en verimli insan ve mal taşımacılığının sağlandığı tek piyasa...

Elektrikli araçlarla her ne kadar bir rekabet alanı oluşturmuş olsa da elektrikli araçların içten yanmalı motorlara nazaran daha yüksek teknoloji barındırması aynı zamanda daha yüksek bir maliyeti de beraberinde getirmesine neden oluyor.

Ortaya çıkan bu yüksek maliyetler ekonomik yeterliliği bütçe sınırlarına bağlı orta ve alt gelir gurubundaki çoğunluğun imkânları nedeniyle henüz hâkim konumdaki petrole bağlı araçlarla rekabet edecek konumda değil.

Son yıllarda yükselen iklim değişikliği ve artan çevreci hassassiyetler nedeniyle gelişmiş ülkelerde “sadece” bir tercih sebebi olmaktan çıkmaya başlayan elektrikli araçların benzin ve mazota dayalı araçlara getirilen yasal kısıtlamalar ile yavaş yavaş önü açılmakta.

Ekonomileri durgunluğa giren ve yükselen Çin ile teknoloji yarışında geriye düşen Avrupalıların ellerinde dünya sistemini kurdukları Batılı kurumlardan başka bir şey kalmadı.

Ulusların zenginliğinin toplandığı yüzde birlik kaymak tabakası artık reel sektöre bağımlı kazanç elde etme düzeninden kapitalizmin en büyük icadı olan finans ile bu işini görmesi son zamanlarda sıklıkla dillendirilen büyük sıfırlama’ya yönelik şüphelere rağmen tüm tarafların ekonomik sistemin 7,5 milyar insan için sürdürülemez durumda olduğun farkında olduğunu gösteriyor.

Birleşmiş Milletler (BM)’nin belirlediği 2030 sonuna kadar ulaşılması hedeflenen 17 alandaki sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle dünyayı yok etmenin eşiğinden kurtarmaya çabaları hayata geçirilmeye çalışılırken kurt ve kuzunun rollerinin karıştığı bir dünya düzeninde gerçeği aramaya çalışıyoruz.

Ekonomilerini dönüştürmeyen ve petrole bağımlı bir düzen ile devam edeceklerine inanan OPEC+ ülkeleri Afrika ve Asya başta olmak üzere gelişen dünyanın ucuz enerji talebine güveniyor.

Güya çevreciliğin başını çeken Almanya, OECD’de sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin öncüsü olma imajını ortaya koyarken bir yandan da Ukrayna üzerinden gelen doğal gaz nedeniyle yıllık 3 milyar Euro değerindeki transit bedelden kurtulmak için Rusya ile anlaşabiliyor.

Almanya, Ukrayna’yı Rusya ile yaşadığı bu kritik süreçte Rusya’nın kucağına atmaktan çekinmiyor.

Bir yandan sürdürülebilir kalkınma ile insani görünmeye çabalayan Avrupalılar bir yandan da kendi başlattıkları elektrikli dönüşümü yok etmesi düzenin kendi kendini yediğinin ispatı sanki...

Enerjinin dönüştürülebilir olması doğal gazdan elektrik üretmenin en ucuz elektrik üretme imkânı sağlaması nedeniyle tüm çevreci duruşlar bir anda reel politik tercihlerin gerisinde kalabiliyor.

Dünyanın çevreci ve insani olma gibi bir derdi yok.

Tek dert devletlerinin gücünü artıracak adımları atarken görece diğer devletlerin üstünde bir pozisyonda durarak medeniyet üstünlüğünde olduğu gösterişini yapmak.

Sanırım OPEC+ ülkeleri de bunu biliyor olmalı ki son toplantıda uzlaşmaz bir görüntü çizen BAE karar değiştirdi.

14 Temmuz itibarıyla üretimin 500 bin varil daha artırılmasını bir anda kabul eden BAE’nin bu kararının arkasından Tunus çıktı.

BAE’nin Veliaht Prensi Bin Zayed’in danışmanlarından olan Dhahi Khalfan, Tunus’ta yaşanan darbeyi 3 gün önceden “iyi haber, yeni bir darbe geliyor” paylaşımı ile aslında duyurarak bunu tescil etmiş oldu.

Bu yönüyle dünyadaki tüm hesapların yanında kendi hesabı olan BAE’nin gelirlerini bir an önce düzelterek ulusaşırı operasyonlara kaynak sağlaması OPEC+ toplantısındaki son değişimi de ortaya koyuyor.