Bacak ısıran muhalefet
Hatırlarsınız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan hem Cumhurbaşkanı olduğunda hem de daha önce başbakan iken üzerinde anlaşma sağlanan maddelerin mecliste oylanarak anayasada kısmi değişikliğe gidilmesi çağrısında bulunmuştu.
Türkiye yeni anayasa yapamıyor, hatta ana muhalefet partisi bütün siyasi partilerin komisyonda mutabık kaldıkları değişiklik maddelerini bile kabul etmedi.
Anlaşılır bir tarafı olmadığı açık olan muhalefetin bu tutumunun Türkiye için ne kayıplara sebep olduğunu tarih yazacaktır.
CHP yine takoz oluyor
Bugün ise AK Parti-MHP uzlaşması neticesinde komisyonda kabul edilen 18 madde mecliste görüşülürken CHP son 66 yıllık misyonu gereği TAKOZ olma özelliğini geliştirip TBMM'de barikat kurdu. "Kürsüyü işgal edin" çağrılarına uyan holiganik zihniyete sahip CHP'liler, ayrıca kürsüyü de yerinden sökerek çalışmalara mani olmaya çalıştı.
Bu da yetmedi, adına Eren Erdem dedikleri bir CHP'li milletvekili anayasa maddeleri görüşmeleri esnasında Ak Partili Muhammed Balta'yı bacağından ısırarak yaraladı.
Hayır, hayır, endişe edilecek bir durum yok, çünkü Muhammed Balta yüreklerimize su serpen açıklamayı yaptı:
"Bütün aşılarımı yapmışım."
İyi güzel de, kardeşim aşıları yapacak kadar tedbirli olacaksan o zaman çok da masum sayılmazsın.
Herkes bu olayda CHP'li Eren Erdem'i suçladı durdu. Yok efendim "itin dişleri iyiymiş." Yok efendim "it itliğini yaparmışu2026"
İyi de kardeşim neden hiç kimse Muhammed Balta'ya da iki laf etmiyor. Gerçekten de hayretler içerisindeyim! İnsan bu kadar taraf olmamalı!
Yahu CHP'li ne ise o, lakin Sayın Balta'nın bu olayda sanıldığı kadar masum olduğu kanaatinde değilim. Hatta CHP'li Eren'in ısırmasında büyük suçun Muhammed Balta'ya ait olduğu kanaatini taşıyorum. Biliyorum, şimdi bu adam ne içti diye söyleniyorsunuz. Tabi, sizin yerinizde olsam aynı soruyu ben de sorardım. Ancak benim gibi objektif olamayacağınızı da biliyorum.
Muhammed Balta büyüklere hiç mi kulak vermez? Hiç mi büyük sözü dinlemez?
İnsan milli ve manevi değerlere sahip olacak, lakin büyük sözünü sarfınazar edecek, yok öyle. Lahana-perhiz meselesine dönmemeli bu işler. Büyük, büyüktür ve de sözü dinlenmeli.
Ne mi demek istiyorum?
Büyüklerimiz "İti görürsen kaç" dememişler miydi?
Yok mu böyle bir söz?
Yanılıyor muyum?
O zaman kabahat Sayın Muhammed Balta'da değil, büyükler bu sözü tez vakitte söylemeli, yoksa daha çok Muhammed Baltalar ısırılma hadisesi ile karşı karşıya kalacak.
İt-Uçkur muhabbetleri
Bu ne hal kardeşim? Neyinizi tartıştığımızın farkında mısınız?
Ya "itinizden" ya da tutamadığınız uçkurunuzdan söz etmek size dokunmuyor mu?
Adam gibi muhalefet yapın, önerinizi getirin, bir anayasa da siz yapın getirin tartışalım. Bu ülke ve bu millet için bir kere olsun bir şey yapın. Alternatif sunun, bir çalışmanız olsun getirin. Öyle değil, böyle olsun diyebileceğiniz bir eseriniz olsun.
Başkanlık değil, partili cumhurbaşkanlığı değil, ama şu şekilde olabilir deyiverin. Bu sistemin parazit, kriz ürettiğini görün artık. Olayı yine 1990'ların "rejim elden gidiyor" zırvalarına dökmeyin. Bugün Sevr'i dayatanların ülke üzerinde oynadıkları oyunun bir önemli sahnesi de sizin tüttürdüğünüz "rejim" bestesine ayrılmış. Kutuplaştırıcı söylemleriniz size iktidar getirmeyecek, tam tersine sizi de bizi de hatta 7 göbek sonrası torunlarımızı da perişan edecek.
Hem bu şiddetin sebebi ne? Meclis böyle mi çalışır? Ana Muhalefet Partisi olmak mecliste kan akıtmak mı?
Bakın Anadolu ne diyor?
Kemal Kılıçdaroğlu meclise kan bulaştırma talimatını Pensilvanya'dan mı, Berlin'den mi yoksa Kraliçe'den mi aldı?
Bunu bilmiyoruz, lakin bildiğimiz tek şey, CHP Genel Başkanı "kansız olmaz" derken iti aratmayan ısırmalarla ilgili kaset yoluyla da olsa bir talimat aldığıdır.
Bilecikli bir kardeşimizin dediği gibi, itlik başka, vekillik başka, muhalefet etmek bambaşka.
Bereket versin "taşlar bağlı değil."