Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Haziran 2021

Babama, Seydama!

Doğrusu senin vefatının 25. Sene-i devriyesi için yazdığım yazı çok farklıydı Baba.

Senin vefatından bugüne kadar biriktirdiğim 25 yıllık hasretinle yoğrulmuş kelimelerin cümlelere, cümlelerin paragraflara dönüştüğü duygularla doluydu asıl yazı. Lakin çocuk yaşta babalarını kaybedenler de okuyabilirler diye o duygu yüklü yazıdan vazgeçtim. Sadece hasbihal kısmını buraya alıyorum.

Baba biliyor musun aramızda sadece 7 yıl kaldı. Allah ömür verirse 7 yıl sonra seninle aynı yaşta olacağım, ama şimdiden dedem Seyyid Mela Ömer ile yaşıt sayılırım. Dedem de benim yaşımda iken rahmet-i Rahman’a kavuşmuştu.

Yani diyorum ki seni artık anlayabiliyorum;

Hassasiyetlerini, duygularını, hüznünü, sevincini… hatta zevklerini bile.

Seyda’m, insan neden babasını bu kadar özlermiş?

Bana bunu hiç anlatmamıştın ki.

Hani Seydalar faki’lerine her şeyi öğretiyorlardı?

Bunu bana öğretmedin Baba!

Yoksa bir tek bana mı öğretmedin?

Seni bu kadar özlemeyeyim diye mi anlatmadın babasızlığı? Hani sen de tam benim yaşımda iken babanı kaybetmiştin ya…

Bana üzülmemem için mi anlatmadın, öğretmedin değil mi?

Babacığım, Seyda’m, gururum!

Seydam,

İnsan babasına çekince çok mu mutlu oluyor?

Ben öyleyim de.

İnsan babasına bu kadar mı çeker, diyor kardeşlerin. Her şeyinle Seyda Mela Muhammed Ağabeyimize çekmişsin, diyorlar.

Gerçekten mi Baba?

Yoksa senin yokluğuna dayanayım diye mi sana benzediğimi söylüyorlar?

Olsun, şakasına bile razıyım.

Biliyor musun baba?

Kardeşlerin Şeyh İbrahim Amcam da Hacı Muhittin Amcam da Hacı Emine ve Zühre Halalarım da sadece huyumu değil, sakallı halimi de sana çok benzetiyorlar. Hacı Ahmet Amcam da vefatından kısa süre önce bir kere daha itiraf etmişti sana benzediğimi. Berika Ablam vefat ettiğin günden beri gözlerime bakamıyor, “Seyda’ya benzediğinden dolayı” diyorlar. Nazife uzaklarda, teselliyi fotoğraflarda arıyor.

Kardeşlerim, şükür sana layıklar Baba.

Medine, Aysel ve Safiye kardeşlerim anne ve babalarına hasreti makberini ziyaretle dindiriyorlar.

Ömer’im köydeki evini ava eyledi elhamdulillah! Artık köy evin misafirlerini yeniden ağırlayacak şükür.

Babacığım!

Az önce seninle aramızda 7 yaş fark var, dedim ya,

İnancın olsun seninle konuşuyormuşum gibi yazarken şu anda kendimi 12-13 yaşlarında hissediyorum.

Hani sen Ankara ya da uzak bir şehre gitmeye hazırlanırken “İlle de ben de geleceğim” diye başının etini yediğim oluyordu ya, aynen öyleyim.

Seyda’m, hiç unutmuyorum,

Vefatından 5-6 yıl önce idi. Rahmetli dedemden bahsedince sana, “Baba, sen de dedem yaşındasın, Dedemden bahsedince hala genç delikanlı edebiyle konuşuyorsun?” demiştim ya, şimdi seni çok iyi anlıyorum.

Demek ki insan babasının yanında her zaman çocuk ve her yaşta edeble kalırmış.

Dedim ya Baba, 25 yıllık hasretini biriktirdik!

Her şeyine hasretiz;

Sözlerine, gülüşüne, ciddiyetine, tavsiyelerine ama en çok da bakışlarına, yüzüne!

Ne kadar sıcaktı bakışların!

Ne kadar huzur verirdi siman!

Esmerdin ama ne kadar da parıldıyordun gönlümüzde!

Baba,

Hani beni okula gönderdiğinde tavsiyelerde bulunurken, “Ehmed’ım” diyordun ya, o hitabına o kadar hasretim ki! Annem söylüyordu senin yerine de ama o da 4 yıldır sessiz!

Seyda’m,

Torunlarımız seni “Seyda Dede’miz” diye anıyorlar.Çalışma masamdaki fotoğrafını alıp, “Allah seni Dayema ile en güzel bahçelerde gezdirsin!” diyerek öpüyorlar torunlarımız.

Ha, çok tatlılar Seyda’m, çoktan da çok sevgililer bana, bizlere. Torun sevgisinde de aynı senim Baba.

Geçtiğimiz gün torunumuz Esra Şeyma masamdaki fotoğrafını alıp diğer torunumuz Sude’ye, “Seyda Dedemiz çok sevimli” diyordu. Sude de onaylayıp öpüp başına koydu resmini.

Ahmet Fethi ile Ali Yavuz torunlarımız da bana geçen, “Dedeciğim, Seyda Dede’miz mi büyüktü yoksa Hış Dede’m mi?” diye sordu. “Hış Dede” kardeşin, diğer dedesi Şeyh İbrahim Amcamdır. Henüz Şeyh Dede diyemediği için Amcam Şeyh İbrahim dedesine çok tatlı bir tonda “Hış Dede” diyor.

Bu arada kardeşlerin seni ve hayatta bir tek kere üzmedikleri, ‘o bize anneydi’ dedikleri yengeleri anneciğimi hiç unutmadılar, ilk günkü gibi özlüyorlar sizleri. Onları teselli etmek de bana düştü Seyda’m. Bu da mı sana çektiğimdendir dersin?

Biliyor musun Seyda’m?

Kardeşlerin, eşleri, çocukları yeğenlerin annemi bir tek gün üzmediler, ama bir tek gün bile. Doğrusu beni de üzmediler, senin de yerine seviyorlar beni.

Seyda’m, şafak sökmek üzere, sabah namazını kılmalıyım.

Rabbülalemin bizi cennetinde kavuştursun, Seyda’m!

Sana, çeyrek asır değil, asırlarca süren özlemimle dua ediyorum Baba’cığım!