Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Eylül 2019

Bâb-ı Âli’de kimler kaldı


Osmanlının son dönemlerinde bütün gazete, dergi ve kitapların basıldığı matbaalar İstanbul’un Cağaloğlu semtinde idi. Bâb-ı Âli yokuşunu her gün tırmanan muharrirler, yazdıkları gazete veya dergilere gelirlerdi. Daktilonun henüz olmadığı dönemde muharrirler yazılarını ele kâğıtlara yazarlardı. Daktilo geldikten sonra muharrirlerin bir kısmı yazılarını daktilo ile yazmaya başladı.

Cağaloğlu semtinden, birçok fikirlerin çarpıştığı veya örtüştüğü farklı beyinlerden çıkan yazılar, ülkenin en ücra köşelerine kadar yayılırdı. Cağaloğlu Cumhuriyet döneminde aynı özelliğini korudu. Tam olarak bilmiyorum amma bundan çeyrek asır kadar evvel Cağaloğlu artık eski hüviyetini yitirir olmuştu. Gazete, matbaa ve kitapçılar başka semtlere taşınmaya başlamıştı. Şüphesiz ki bu dağılma aynı zamanda bir ihtiyaçtan kaynaklandı.

Cağaloğlu, en çok Bâb-ı Âli yokuşu ile meşhur olmuştur. O yokuşta yürürken ediplerin, muharrirlerin, şairlerin ayak izlerine basarak yürürsünüz. Kimler o yokuşu tırmanmadı ki. Necip Fazıl, Peyami Safa, Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Namık Kemal, Bediüzzaman Said-i Nursi, Mehmet Akif, Cenap Şahabettin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Çetin Altan, Ahmet Kabaklı, Mehmet Şevket Eygi, Şule Yüksel Şenler, Hekimoğlu İsmail say saya bildiğin kadar.

Bu gün artık Bâb-ı âli yokuşunu tırmanan muharrirler herhalde aramızda kalmadı. Kaldıysa bile bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Bâb-ı Âli yokuşunda DÜNYA VAKFI’na gönül vermiş yazarlar, şairler arada bir toplanıp, konferans, söyleşi veya sohbet gibi kendi aralarında düzenlenen etkinliğe iştirak ediyorlar. Belki ismini bilmediğim vakıf veya bazı dernekler de Cağaloğlu’nda olabilir. Bu etkinlikleri DÜNYA VAKFI’nda düzenleyen edebiyatçı Mehmet Nuri Yardım’ın yaptığı anlamlı çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.

Mehmet Nuri Yardım’ın her hafta bir veya bir kaç yazar veya şairi davet ederek Dünya Vakfı’ndaki fikir alış verişini anlamlı hale getirmesi takdire şayandır.

Fikir adamları en asli bir ihtiyaçları olan kitaplarla hemhal olmaları gerekir. Kitap okumak onların havayı teneffüs etmesi gibidir. Onların mutluluğu kitaplardaki cümlelerde gizlenmiştir. Fikir dünyalarındaki zenginlik gönüllerine akseder. Her gün okumak, yeni bir şey öğrenmek onların vazgeçilmezidir. Kitapsız bir dünya onlar için karanlıktır.

Muharrir veya şairlerin birçoğu aklını ve kalbini kitaplardan besler. Kitap denilince sadece elimizde bulunan kitaplardan ibaret değildir. Okuyarak, düşünerek, görerek akılları ve kalpleri keskin ve hassas bir hale gelenler kitabı-ı kâinatın yazarı olan Allah’a daha çok müteveccih olurlar.

Çünkü en büyük yazar Allah’tır, Okuyarak hikmeti elde etmek insanı Allah’a daha çok yakınlaştırır. Her İlahi sanatın içine gizlenmiş cevherleri anlayarak ve severek şu sonuca varabilirler. Yazdığım eseri Allah’ın verdiği kabiliyetle ben yazdım. Ancak zerre ve atomlarla yazılan şu kitab-ı kâinatın yazarını şimdi daha çok seviyorum ve hürmetle eğiliyorum diyerek hayatına hayat katar.

Bir saat tefekkür yıllarca nafile ibadetten daha hayırlıdır. İslam’ın akla ve ilme verdiği kıymetin bir ölçüsüdür.

Kur’anı Kerim ilk emir olarak Oku demekle cehaletten kurtulmamızı ve aydın insan olmamızı önemle vurgular.

Halen Bâb-ı âli yokuşuna tırmanan Mehmet Nuri Yardım ve arkadaşları geçmişin izlerini geleceğin güzelliğine katmaktadırlar. Her hikmetli ve güzel emek kıymetlidir ve zamanı gelince meydana çıkar. Tıpkı yer altına tohum olarak atılmış ve başını topraktan çıkardıktan sonra etrafa güzel kokular saçan bir gül goncası gibi.