Aziz millet hazır siz?
Rahmetli Turgut Özal özellikle 1987 seçimlerinden sonra ülkede kardeşliğin gereğini yapmaya niyetlenince başına gelmeyen kalmadı. Bu meyanda ilk olarak silahlara veda girişimlerinde bulundu diye Mesut Yılmaz tarafından partisinden tart edildi.
Derin güçler koalisyonu Özal'ı cezalandırmak için başka projeler de hayata geçirdi. Önce CHP-DEP ittifakı ile ANAP'ı iyice güçsüzleştirdi, sonrasında da hala şüpheleri giderilmemiş şekilde Özal hayatını kaybetti. Tabi, derin güçler ANAP'ı 28 Şubat'çı yaparak bu partiyi tarihe gömdü.
Milletin bağrından çıkan Recep Tayyip Erdoğan da devleti millete ait kılarak millet ile devleti kaynaştırdı. Millet, Tayyip Erdoğan'ın şahsında devletine sahip çıktı. Türkiye eski kamburlarından kurtularak tam BAĞIMSIZ TÜRKİYE, YENİ BÜYÜK TÜRKİYE oldu.
Jandarmalık ülke olmaktan kurtulmamızı Ak Parti iktidarına borçluyuz. Bölgesinin çürümüş bütün kodlarını değiştiren, adil, ilkeli, eşit ve özgür olan peygamberler medeniyeti için yeniden inşa hareketi başlatan Erdoğan liderliğini Batı/l güçlerin hazmetmeleri elbette beklenemezdi. Bu hareketi engellemek isteyen güçler, dünya düzenini kendi emperyalist amaçları için dizayn etmeyi vazgeçilmez kabul etti ve Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'yi durdurmak için alışılagelmiş kirli planlarını defalarca uyguladılar. En çarpıcı olanı, kardeşlik süreci dediğimiz BÜYÜK TÜRKİYE için Çözüm Süreci akamete uğrasın diye Paris Suikasti, Gezi kalkışması, Paralel Darbe Girişimi ve 6-8 Ekim olaylarını sayabiliriz.
Nihayet geçtiğimiz 28 Şubat günü hükümet-HDP ortak açıklamasıyla PKK'ya silahlara veda çağrısı yapıldı. Bu çağrı ülkede büyük bir sevinçle karşılanırken derin dünyanın Türkiye Distribütörü olan Paralel Örgüt, Gezici tayfa ve eski Aydınlıkçı grubu derin yasa boğdu. Yası atlatan bu derin damar şimdi derin dünyanın start vermesi ile yeni planları hayata geçirmeye çalışıyorlar.
Paralel Medya kalemşörleri ile dindarlık denince nevri dönen Altan ailesi Gezici ekiple derin dünyanın talimatlarını yayıyorlar. Bunu yaparken hak arama gibi masum bir şeytani sinsiliğe başvuruyorlar.
Bu yazıyı okuduğunuzda çoktan düğmeye basmış olan güçlerin ülkeye yeni bir 6-7 Eylül ya da 6-8 Ekim yaşatmak istediklerini görmüş olacaksınız. Gezicilerin yeni ortaklarıyla 11 Mart hazırlığı kendi planları değil, dışarıda büyük paralar harcanarak planlanan YENİ TÜRKİYE yürüyüşünü durdurmaya yönelik son çırpınışlarıdır.
11 Mart'ta kaos planlayan güçlerin eylemleri çıktığımız bu kutlu yolda bizlere kurdukları tuzaktır. Bir yandan kripto elemanlarıyla hükümeti sıkıntıya sokmak isteyenler, diğer yandan da sokakları ateşe vermek istiyorlar. Bunun için dışa bağımlı iç güçler her türlü hazırlıklarını tamamlamış, düğmeye basarak içimizdeki İrlandalılara talimatlarını ulaştırmışlardır.
Bu ülkenin bütün dini ve etnik unsurlarının yek vücut olacağını bilmeyen gafiller, bu cahilliklerinden dolayı bundan tam yüzyıl önce tattıkları Çanakkale Bozgununu yeniden tadacaklar. Burada açıkça söylüyorum; bu ülke vatandaşı olduğu halde emirleri Birleşik Krallık ve Birleşik Devletlerin dehlizlerinden alanlar pişman olacaklar. Bu millet için boşuna AZİZ MİLLET demiyoruz. Bu aziz millet 100 yıl önce olduğu gibi Türkiyle, Kürdüyle, Arabıyla, Sünnisiyle, Alevisiyle ve diğer dinlere mensup vatandaşlarıyla bu kumpası planlayanların başına geçirecek basirete ve güce sahiptir.
Şimdi,
78 milyonuyla ülke evladı bugünlerde sahnelenecek olan bu kirli ve alçak planı bozacak şekilde kenetlenmelidir. Her fırsatta, her platformda ve her halu00fb karda bir ve beraber olduğumuzu göstermemizin zamanıdır.
Çanakkale Zaferi'nin 100. yılında yeniden ÇANAKKALE GEÇİLMEZ diyerek kenetlenmemiz gerek. Küçük, primitif ve bencil hesapları bir kenara bırakmalıyız.
Unutmayın ki Allah ve Melekleri Peygamber'ini destekler. Yani Allah ve Meleklerinin desteği Nebisinin üzerinedir. Sizler de bizler de Nebilerin yolunda olan, hakkın ve hakkaniyetin hakim olması, yani tüm dini ve etnik unsurlarıyla aziz milletimizin huzuru ve esenliği için cehd eden ve bu planı bozmak için çalışanların yanında yer almalıyız.
Hakan Fidan'ın birkaç dakika içinde Ak Parti'den milletvekilliğinden vazgeçerek tekrar MİT'in başına gelmesini bu minvalde değerlendiriyoruz. Keza niyeti var mı yok mu bir tarafa, 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün Ak Partiden Milletvekilliği ile ilgili Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu'nun da olumlu açıklamaları bu bağlamda okunmalıdır.
Bizim Reis'in etrafında kenetlenmemiz için Hakan Fidan en güzel örnektir. Gerektiğinde kendi ikbalimizi aziz milletin geleceğine feda etmemizin günüdür bugünler. "Çanakkale'ye göz koyanlar" bu kararlı duruşumuzdan ibret alıp bir daha kirli planlarını uygulamaya cüret etmesinler. Öyle ki,
Türkiye, YENİ VE BÜYÜK TÜRKİYE, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE olduğumuz perçinlensin.