Aziz İstanbul bizden yoruldu
Sana, dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul!
Görmedim, gezmediğim,
hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül
tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini
sevmek bile bir ömre değer.
Diyor Yahya Kemal.
İstanbul'da değil de, İstanbul'u yaşıyor olmak böyle bir
duygu olsa gerek...
Bana sorarsanız da, her köşesi insana yaşadığını
hissettiriyor. Her şey bir yana, üç imparatorluğun tarihine tanık olabilmek ne
muhteşem bir mucizedir!
Öyle ki tarihte iz bırakan büyük komutanlardan Napolyon,
"Eğer dünya tek bir devlet olsaydı, İstanbul başkent olurdu"
demiştir.
İşte böyle destanlar şehri…
Şiirler başkenti...
Kadimmm İstanbul...
Kimine en vefalı yar…
Kimine acılı anılar...
Kimine oyalı mendil…
Kimine yaralı bir dîll
Yine de o hep en sevgili…
En şiir dilli...
Dîll seninle şâd...
Sana karşı yüzümüz kara…
Layık olamadık sana...
İstanbul deyince bir şairanelik sarıyor ruhumu baştan başa..
Bu haftaki yazım...
İstanbul üzerine olunca,
İster istemez şairane kaptırmış yazıyorum...
Hâlbuki...
Nasıl boynumuz bükük
Nasıl borçluyuz ona…
Serzenişlerimi dile getirmekti amacım..
Aziz İstanbul'un tepeleri artık dümdüz.
Her yer plaza ve gökdelenlerle çevrili...
Tarihte, üç önemli imparatorluğa başkentlik yapmış rüyalar
şehri İstanbul'a, gelin bir de bu cihetten bakalım.
Asya ve Avrupa'yı birleştiren konumu itibariyle medeniyetler
arasında da birleştirici bir köprü görevi üstlenen kent, mimarisi, tarihi
semtleri, kültür mozaiği yapısıyla, bütün dünyanın gıptayla baktığı, sahip
olmak istediği bir efsane aslında...
Kıymetini bilene!
Her dönemde ve her yerden göç alan, kent belleği renkli
İstanbul'da henüz " kentli bilinci " oluşmamış maalesef…
Böyle de tezatlar şehridir Aziz İstanbul.
Hem nitelikli insan gücünün, değerli projelerin,
yatırımların toplandığı metropol, hem de alabildiğine kontrolsüz artan nüfusu
ile, kontrolsüz yapılaşması kara bir gölge gibi kaplıyor İstanbul'u son
zamanlarda. İstanbul'da yaşamak için ödemek zorunda kalınan bedel çok daha ağır
artık. Sadece nefes alırsınız buna da yaşamak denirse...
Ama sana ahdimiz olsun İstanbul!
Ayağa kalkacağız!
Hatta koşacağız birlikte!
Şanına yaraşır günlere dönene kadar bırakmayacağız elinden!
Ahdimiz olsun!
Sen, tarih kültür ve sanatınla, marka ve kimlik şehir olarak
bize ve geleceğimize umut ve nefes olacaksın!
Gönülden dile ne güzel gelmiş:
"Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar"